Halkların Birleşik Devrim Hareketi, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idam edilmelerinin 44. Yıldönümünde andı.
Kızıldere şehitleri ve Amed zindanında katledilen İbrahim Kaypakkaya’nın da anıldığı HBDH açıklamasında, ‘mücadelemiz sürüyor, sürecek’ mesajı verildi.
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerinin 44. Yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yapan Halkların Devrimci Birleşik Hareketi-HDBH, Türk ve Kürt halklarının özgür ve eşit birlikteliğini kurmak ve yaşatmak için mücadele ettiklerini belirtti. HDBH açıklamasında, ‘’bundan 44 yıl önce Türkiye burjuvazisi THKO’nun önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı Ankara kapalı cezaevinde idam etti. Bu tarihten bir ay kadar önce Kızıldere’de Mahir Çayan ve 9 devrimci önderi katlettiler. Bir yıl sonra 18 Mayıs’ta TKP/ML önderi İbrahim Kaypakkaya Diyarbakır zindanlarında işkenceyle katledildi. Bu üç örgüt te 1971 yılında, kapitalizme ve emperyalizme savaş açmış, Türk egemenlerine ve efendilerine silah doğrultmuştu. Burjuva gericiliği kana susamıştı ve intikam alıyordu. Aynı tarihler arasında kırlarda ve şehirlerde onlarca devrimci katledildi’’ denildi.
1971 DİRENİŞİ MİLATTIR
1971 direnişinin Türkiye tarihinde bir milat olduğunu ve hep yüksek bir yerde duracağını belirten HDBH açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü: ‘’1971, Türkiye işçi sınıfı ve tüm ezilenlerinin yıllar boyu devam eden sömürüye ve zulme hayır diyerek ayağa kalktığı ve zorbaların üzerine yürümeye cüret ettiği yıllardır. Bu dönemde tüm ezilenlerin bin yıllara dayanan öfkesi somut maddi güce dönüşmüş, devrimci örgütler olarak, emperyalizme, faşizme ve tekelci işbirlikçi burjuvaziye karşı THKO, THKP/C ve TKP/ML adlarıyla silahlı devrimci halk güçleri olarak cisimleştiler.
1971 Direnişi ve önderleri faşist cellatların beklentisinin tersine unutulmak bir yana her geçen yıl biraz daha büyümekte Türk, Kürt ve diğer halkların bilincine kazınmaktadır. 1971 direnişi daha sonra, Türkiye ve Kürdistan’da devrimci örgütler olarak iki ayrı kol halinde devam etmiştir. Eşitsiz gelişme ve bazı hatalar sonucu aradaki kopukluk bir dönem devam etti. HBDH ile bu iki kol yeniden birleşmiştir.’’
Açıklamada, 30 Mart, 6 Mayıs, 18 Mayıs şehitlerinize ağıt yakma, katillere beddua etme ve yakınma olarak anlaşılamayacağı, her yıl bu tarihleri anmalarla yetinmenin onların mücadelelerini anlamamak olacağına dikkat çekildi. ‘’Bu açıdan HBDH, Kızıldere’ye, Nurhak’lara yeniden ve daha güçlü dönüş hareketidir. İşçilerin, emekçilerin, ezilen halkların, kadınların, gençlerin birlik, dayanışma ve mücadele alternatifidir.
AĞIT YAKMAK DEĞİL MÜCADELE ETMEK GEREKİR
6 Mayıs’ta idam sehpasına çıkarılan Deniz cellatları beklemeden idam sehpasını kendisi tekmelemiştir. Deniz’in idam sehpasını tekmelemeden önceki son sözleri HBDH’nin yol göstericisidir. HBDH olarak Deniz’in vasiyeti doğrultusunda, Emperyalizmi ve kapitalizmi kahretmek, Türk ve Kürt halklarının özgür ve eşit birlikteliğini kurmak ve yaşatmak için mücadele etmektedir’’ denildi.
