Ekim Devrimi; Dünya Proletaryası ve Ezilen Halklara Yol Göstermeye Devam Ediyor

Sömürünün, baskının, zulümün kol gezdiği dünyada, bir emperyalist paylaşım savaşının henüz ortalarında, savaşın yarattığı yıkım ortasında bir devrim doğdu. Bulaşıcı hastalıkların hemen tüm dünyayı sardığı, milyonlarca insanın öldürüldüğü, bir o kadarını da sakat bırakıldığı paylaşım savaşı sürerken, sömürü ve zorbalığa, yoksul halklar için emperyalizm tarafında “kader” ilan edilişine inat, Rusya’da işçilerin, köylerin, farklı milliyetlerden yoksul halkların kurtuluşu olan büyük Ekim devrimci gerçekleşti.

Ekim Devrimi, bir yanda emperyalist savaşın sona ermesini sağlarken, öte yandan da Baltık Denizi`nden, Karadeniz’e, Sibirya`ya, Orta Asya ve Kafkasya`ya kadar çeşitli milliyetlerde milyonlarca işçi emekçinin, eşit, özgür ve bir arada yaşamını sağladı. Dünyanın ilk büyük sarsıntısıydı. Emperyalizme korkulu anlar yaşattı. Ecelinin yaklaştığını gösterdi.

Arada 70 yıl geçirdikten sonra, Ekim devriminin Vatani yeniden emperyalist pazara acildi, sosyalist sistem ağır bir yenilgi aldı, dünyaya yeni bir gericilik dalgası sardı.

Marksizm – Leninizm’i bir dogma olarak kavrayan ve onun içeriğine, özüne, felsefesine yabancılaşanlar, bu gericilik dalgasıyla düzen saflarına savruldu. Bir kısmi ise yenilgiyi yok sayarak dogmatizmden ısrar etti, bir gurup olarak varlığını sürdürmekle beraber daraldı, ufaldı, politik olarak ise devrime uzaklaştı, ML`yı adeta bir dini inanca, soyut bir inanca dönüştürüp idealizmin batağına saplandı.

Oysa proletaryanın ve onun örgütlü güçlerinin, Ekim devriminde çıkaracağı hele çok şey var.

Sömürünün, zorbalığın uygulayıcısı olan burjuvazinin saltanatına son verilebileceğini, insanlığın sömürüsüz, özgür bir yaşama kavuşabileceğini somut bir ifadesi Ekim devrimi. Yeter ki iktidarın yerinde kaybedilmesine neden olan eksikleri, hataları, yanlışları uygulamalara ya da tarihsel koşulların doğru tahlil edip bundan gerekli dersleri çıkaralım.

Bir gericilik dalgası sonsuza dek sürmez. Yaşamın diyalektiğine, gelişim yasalarına aykırıdır bu. Ve nitekim dağılan Sovyetler Birliği’ne iştahla bakan emperyalistlerin, bu yenilgiden bile kendim bunalımlarla ilaç olacak, bunalımı hiç değilse bir süre erteleyip hafifletecek bir kazanım elde edemedikleri, bu alt-üst oluşu her an yeni alt-üst oluşlara gebe, kendi içinde tehlikelerle dolu bir potansiyeli barındırdığını görmeleri uzun sürmedi. Kominizim kâbusu onlar için hale bitmedi ve hiç bitmeyecek de!

Ardımızda bıraktığımız yüzyılda, bir halklar hapishanesi olan Rusya’ da, Ekim Devrimi’yle birlikte kurtuluşun, özgürlüğün ve kardeşliğin kıvılcımını yakan meşale, yeni yüzyılın devrimlerini de tutuşturmak üzere aynı kızıllıkta yanmaya devam ediyor. Dünyanın mazlum halklarının kaderini elinde tutmak için zorbalıkta sınır tanımayan, yoksul halkın çocuklarını buzhanelere hapseden emperyalist terör var oldukça da bu kızıl meşale Ekim kıvılcımını dünyanın dört bir yanına yaymaya, halkların içini ısıtmaya devam edecektir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, emperyalizme karşı ortaya konulan tepkiler, eylemlilikler, gittikçe kabaran anti-emperyalist öfke önemli göstergelerdir. Bunlar, başta ABD olmak üzere emperyalist efendilerin ve işbirlikçi uşaklarının dikensiz gül bahçesi yaratma çabaları karşısında, bu yoğun sömürü ve zorbalık karşısında ezilen halkların eli kolu bağlı, çaresiz kalmayacağının belirtileridir. Marksist-Leninist öğretinin gerekleri politik-pratik bir bütünlükte kavrandıkça, devrimci güçlerin sübjektif durumlarına bağlı olarak öncülük misyonlarını yeterince yerine getirememeleri sorunu aşılacak ve ufukları yeniden büyük kazanımlara doğru genişletecek dinamizm kazanılacaktır.

Öfkesi günden güne kabaran halkın haklı tepkilerini örgütlemeyi bilenler, doğru hedefe yönelerek ve zamanında bu gücü akıtabilenler bu ölü toprağının da nasıl silkelenip atıldığını görecek ve göstereceklerdir.

Öğretmen Lenin’in mütevazı öğrencileri olarak, bu yeni yüzyılda da, yeni Ekim’lerle yine devrim ve yine sosyalizm diyebilmenin cüretini göstermek durumundayız.

Ekim Devrimi’nin öğretileri ve devrimci ruhuyla, bu yüzyılda da emperyalizmin karabasanı olmaya devam edeceğiz.

Ezilen halklar, emperyalizmi baskı ve sömürüsünün en yoğun, yoksulluğun en katmerli olduğu topraklarda başlayarak yeniden ayağa kalktığında insanlığın sırtındaki bu asalaklar zümresi, Ekim Devriminin yarattığı o büyük sarsıntıdan çok daha şiddetlisi kendilerini alaşağı edilmiş bulacaklar…

Ekim devrimi ruhuyla, yine devrim, yine sosyalizm…

Önceki İçerikYÖK’ün kuruluşunun 42.yılında eylem
Sonraki İçerikFilistinli devrimciler: “Direnmek tüm Filistinlilerin görevi”