BAŞ EĞMEMEYİ ONLARDAN ÖĞRENDİK

Deniz, Yusuf, Hüseyin, Emperyalizme, Siyonizm’e, Faşizme Karşı, mücadele, Zafer Çağrısıdır!

Ülkenin toprakları bereketlidir. Nice ölüme meydan okuyan devrimciler, yurtseverler bu topraklarda yetişmiş, bu topraklara onur ve şerefleriyle düşmüşlerdir. Bu halkın baş eğmeyen yiğit evlatları vardır.

Onlar özgürlük ve bağımsızlık uğruna darağaçlarında, mahkeme kürsülerinde, işkence tezgahlarında dik duranlardır. İşkenceci katillere ser verip, sır vermeyenlerdir. Darağaçlarında cellatların yüzüne korkusuzluğu haykıranlar, sehpalarını kendileri tekmeleyenlerdir. Bu halkın bağrına bir daha sökülüp atılmayacak kadar köklü, baş eğmeme tohumlarını ekenlerin ilkleriydiler.

Onlar, Arnavutköy’de son mermisine kadar çatışmasını bilen, yaşamıyla, ölmesiyle örnek öncülerdir. Maltepe’de marşlarla, sloganlarla faşist namlulara meydan okuyan Cevahirler, Mahir’lerdir. Onlar Kızıldere’de Türkiye halklarının kavgası için “Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik. ” diyenlerdir. Işığımızı, direnme azmimizi, baş eğmemeyi, bağımsızlık için, özgürlük uğruna kavga vermeyi onlardan öğrendik. Onların hamurundan yoğrulduk. Bu ülkenin darağaçlarında, faşizmi lanetleyenler geleneğini yaratan Deniz, Yusuf, Hüseyin’leri vardır. Onlar 6 Mayıs sabahı tanklarla çevrilmiş Ankara caddelerinden, “Biz Türk ve Kürt halklarının kurtuluşu için ölümü seve seve kucaklarız.” diyerek darağaçlarına çıktılar.

Yaşamasını bildiler, nasıl ölünmesinin gerektiğini gösterdiler. Her 6 Mayıs şafaklarında, cellatlarının yüreklerine korku saldılar.

 “Yaşasın, Türk Halkının bağımsızlığı! Yaşasın, Marksizmin ve Leninizmin Yüce İdeolojisi! Yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!..” (Deniz Gezmiş)

“Ben, halkımızın bağımsızlığı için bir defa ve şerefle ölüyorum. Fakat, bizi asan sizler, şerefsizliğinizle hergün öleceksiniz! Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika’nın hizmetindesiniz. Yaşasın Devrimciler! Kahrolsun Faşizm!” (Yusuf Aslan)

“Ben, hiçbir şahsi çıkar gözetmeden, halkın mutluluğu için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım, bundan sonra da bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyorum… Yaşasın işçiler ve köylüler! Kahrolsun Faşizm!” (Hüseyin İnan)

Onların onurla baş eğmeden taşıdıkları kızıl bayraklar yere düşmedi. Deniz’leri, Yusuf’ları, Hüseyin’leri, örnek alanlar bugün 12 Mart faşizminin, Ziverbey’lerin hesabını soruyorlar. Onlara layık olduklarını ve taşıdıkları bayrakların asla yere düşmeyeceğini, hayatın her alanında direnerek gösteriyorlar.

DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN YARATTIĞI DEĞERLER ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUZ!

ONLARIN BU DEĞERLERİNE BAĞLI OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA YÜKSEK SESLE HAYKIRIYORUZ!

DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!

Önceki İçerikDünyada 1 Mayıs kutlamaları
Sonraki İçerikÇÜRÜYEN TÜRKİYE’NİN BEŞERİ KRİZİ[1]