Selam olsun
Kavgayı destanlaştırıp
Güneş ülkesini zaptetmeye koşanlara
Selam olsun
Yürekte kin
Elde silah
Ateş çemberinden dimdik geçenlere
Selam olsun sizlere
Selam olsun direnç çiçekleri
Selam olsun sizlere
Selam olsun devrimci şehitlerine…
“Birçok arkadaşımız öldü, birçoğu sakat kaldı. (…) Ancak bundan yakınmıyoruz. Ödediğimiz ve ödeyeceğimiz bu bedellerin gerekli olduğunu biliyoruz. İnsani değerleri koruma ve emekçi halklarımızın (…) mücadelesini zafere ulaştırmadaki kararlı uğraşımız, şanlı direnişimiz, geleceğin özgür ve demokratik Türkiye’sini muştulayan gücümüz, övünç ve gurur kaynağımızdır.” (SİNAN KUKUL)
6 Mart şehit yoldaşlarımız şahsında halklarımızın kurtuluş davasında düşen tüm devrim şehitlerimizi saygıyla anıyoruz…
Onlar insanlığın kurtuluşu için dövüşerek düşenlerimiz, onların izinde Türkiye, Kürdistan dahil olmak üzere, dünyanın herhangi bir coğrafyasında, emperyalizme, kapitalizme, faşizm ve her türlü gericiliğe karşı dövüşen tüm devrimci ve komünist savaşçıları da yol göstericimiz…
Kavga bedel istiyor. Kavga her zamankinden daha büyük bir inanç, cesaret, fedakarlık ve cüret istiyor. Kavga bizi bekliyor. Şehitlerimizin cesetleri üzerinde, emekleriyle şekillenen mücadeleyi yaşatmak, geliştirmek ve zafere taşımak görevleri bizlerin omuzlarındadır.
Onun içindir ki gerici, faşist halk düşmanlarına hatırlatırız, en iyilerimizi alçakça katlettiniz, gözaltlarında kapattınız. Bugün halklarımızdan gasp ettikleriniz gözünüzü karartmasın, herkesi ezdik, her şey bizim sanabilirsiniz, hiç hayale kapılmayın. Türkiye devrimciliğinin kökleri bu toprakların çok derinlerine kök salmıştır, onları yok etmeye gücünüz yetmez. Hak ve adalet davasını yenecek hiçbir ordu, silah, güç yoktur. Bizi son ferdimize kadar karşınızda yeniden doğarız köklerimizden. Bu tarihin her döneminde ve bu toprakların her karışında izlerimiz var. Hiçbir halk türküsü, hiçbir masal zalimi, zorbayı, faşistleri anlatmaz. Halkların ve emekçilerin türküleri bizi söyler, masalları bizi anlatır, şiirlerde biz varız. Türkiye ve Kürdistan’ın bütün dağlarında, şehirlerinde, köylerinde, büyük şehirlerin mahalle ve sokaklarında izlerimiz duruyor. Kimse, hiçbir güç ne yaparsa, hangi yöntemi, yalanı, hileyi kullanırsa kullansın, bu topraklardan ve bu tarihten devrimcilerin izlerini silemez..
Bu topraklardan, zulüm ve zorbalık hiç eksik olmadı. Hala daha azgınlaşarak ve büyüyerek devam ediyor ama kalleşliklerin ve namertliğin yanı başında yiğitlik ve mertlik de hep var oldu. Sonuna kadar karşılarda, biz hiç diz çökmedik ve bayrağımızı hiç yere düşürmedik. Bu topraklarda eşitlik ve özgürlük uğruna binler can verdi, bir çoğunun adını dahi bilmiyoruz. Hiçbirinin banka hesapları veya taşınır taşınmaz herhangi mülkü olmadı. Çoğunun mezar taşı bile yok ama geleceğe onlar kalacaktır.
6 Marta katlettiğiniz önder kadrolarımız ve savaşçılarımızı unutturup yok ettiniz sandınız. Ama bugün onlar Rojavada, Kürdistanın dağlarında şehirlerinde sokaklarında bayrak bayrak dalgalanıyor. Sizler o bayrakları her gördüğünüzde tir tir titremeye devam edeceksiniz, ama buda sizleri kurtarmayacak. Bedri Yağan, Gürcan Özgür Aydın, Menekşe Meral, Ali Karlangıçlı, Rıfat-Asiye Kasap şahsında tüm devrim şehitlerini anarken, onlara vardığımız sözün gereğini yapmak için hiç bir bedelde kaçınmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz sız rahat uyuyun yoldaşlar devretiğiniz bayrağı onurla geleceğe taşıyoruz….
Devrim şehitleri ölümsüzdür…
6 Mart şehitleri mücadelemizde yaşıyor…
Onlar ki
Yangınlı ufuklardan yangınlı ufuklara at sürdüler
Dağlarım kadar mavi umutları
Ve bir çiçek gibi güneşe uzanan kadınları
kızları
ve erkekleriyle
merttiler
Buğdayın sarısından
İnsanın arısından
Kavganın yarısından dönmediler
Ve onlar ki
Yolumuza çam kokulu umutlarıyla
Güneşi serdiler
Yola çık
Acılara dalma
Alnını dağ serinliğine yasla
Unutma
Makineler tarlalar insanlar
Senden yana
Onları utandırma…
