8 Mart karnaval değil sömürü ve eşitsizliğe karşı mücadele günüdür…
Dünya yüreğine kadınların cesaretini nakşedenlerle özgürleşecek…
Dünyaya başkaldıran Kadınlar alanlarda buluşuyor…
8 Mart dünya emekçi kadınlar gününü karşıladığımız bugünlerde dünya genelinde emperyalist-kapitalist sistem ve onun işbirlikçisi iktidarlar yaşadıkları krizin faturasını emekçi halklarımıza karşı daha çok baskı sömürü dayatmaktalar. Bu dayatmalarda kadınlar iki kat uygulamaya maruz bırakılmakta. Erk egemen sistem iş hayatında ve toplumsal hayatta kadına çifte sömürü ve baskı dayatmakta. Dünya genelinde kadın sorununda ilerleme değil, kadına yönelik ayrımcılığın, cinayetlerin, savaşların giderek arttığı bir süreçten geçmekteyiz.
Ülkemizde ise dinci faşist iktidar halklarımıza karşı uyguladığı zulmün ve yoksulluğun yanısıra kadınlara karşı adeta bir yok etme ve katliam savaşı başlatmış bulunmaktadır. Her geçen gün kadın katliamları artmaktadır. Kadın katliamları, tecavüzleri sayısı giderek çoğalmaktadır. Dinci faşist iktidar İstanbul sözleşmesinden çekilerek adeta kadınlara karşı savaş, saldırı talimatı vermiştir. Her kadın katliamından sonra, kadın katillerinin birçoğu bu dinci faşist devletin yetkilileriyle boy boy fotoğrafları çıkmakta. AKP-MHP iktidarının yandaşları ve beslemeleri adeta bilinçli olarak kadın kırımı ve tecavüzleri teşvik etmekteler. Kürdistan’da Kürt halkına karşı her türlü yöntemle yürütülen kirli savaşa son yıllarda devletin kolluk kuvvetleri ve emir talimat verdiği, teşvik ettiği yandaşları bu kirli savaşa kadın katliamı tecavüz, tacizi bizzat devlet eliyle örgütleyen hale gelmiş bulunmaktadır.
Kadınlara yönelik tüm saldırılar, katliam ve kırımlar devlet tarafında uygulanan teşvik mahkemelerince de cezasızlıkla sonuçlanmakta, ya da yapılan yargılamalarda ‘iyi hal’ uygulanmaktadır.
Buna karşı gerek ülkemizde gerekse dünya genelinde erk egemen sisteme karşı kadın mücadelesi giderek gelişmekte, sistem karşısında giderek daha da güçlenmektedir. Kadın mücadelesi ve kadınların sokaklara çıkması sistemi ürkütmekte, birçok alanda onlara geri adım attırmaktadır. Latin Amerika’dan, Avrupa’ya, Asya’dan, Ortadoğu’ya dünyanın her tarafında kadınlar bitmez tükenmez güç ve cesaretleriyle eylemde.
Tüm bunlar yaşanırken, tam da hâkim sınıfların ekmeğine yağ sürercesine 8 Mart’ı tarihsel ve sınıfsal özünden kopartarak “karnaval” havasında bir kutlama gününe dönüştürmek ne kadına yönelik sömürü ve baskıları ortadan kaldırır, ne de kadını özgürleştirir. Kadın sorununu burjuva anlamda “kadın-erkek eşitliğine” indirgeyip, “kadın üstünlüğünü” elde etme çabası içinde olan kimi burjuva akımlar, kadını özgürleştirmeyip aksine birtakım reformlarla kadının düzene kölece bağlı kalmasına zemin hazırlamaktadır.
Devrimci direnişin ismi ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’, yani salt Kadınlar günü değil, unutmayalım ki indirgemek önce dilde başlar ve yok etmeye kadar götürüp kadın devrimi yolunu zorlaştırır. Burjuvazi muhalif güçlerin, en çok da kadınların duruşunu bozmaya özel bir gayret gösterir. 8 Mart’ı Emekçi Kadınlar Günü yerine “kadınlar günü”ne dönüştürme çabaları Sol’un diline de sloganlarına da yerleşmeye başladı. 8 Mart’ın çıkışına neden olan direnişi de yok sayan bu eğilim, zengin-yoksul tüm kadınların ortak sorunlar yaşadığı varsayımından hareketle, 8 Mart’ı “kadınlar günü” mantığıyla kutlamayı tercih etmektedir ki, bu durum en çok düzenin işine gelmektedir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü; kadının özgürleşme mücadelesinin devrim mücadelesinden bağımsız olmadığını, insanın insanlaştığı, insanın özgürleştiği sınıfsız ve sömürüsüz bir düzen için mücadelede olduğu göz ardı edilmek istenmektedir.
Bütün eşitsizliklere ve faşist egemenlik ilişkilerine kaynaklık eden sistem ortadan kalkmadıkça, özgürlük, yalnızca kadınlar için değil, hiçbir kesim için mümkün değildir. Erkek egemenliği bir sonuçtur. Sonuçlarla mücadele etmek elbette ki kaçınılmaz bir görevdir. Ama aslolan nedenlere karşı cepheden bir karşı koyuşu hayata geçirmektir. Devrimci bir yoldan ilerleyen kadınlar kendi kurtuluşlarıyla birlikte insanlığın da doğasıyla barışmasını sağlayacaktır.
1857’de ABD’nin New York kentinde bir dokuma fabrikasında çok ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşın çok düşük ücretlerle çalışan kadın işçiler bu koşullar karşısında grev örgütlediler. Koşulların her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesi, kadın işçilerin artık tahammül sınırını zorlamaya başlamıştı. Greve çıkma kararı alan kadınların talepleri: “Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret…” O gün ki iş saatleri 65 saate varan haftalık çalışma süreleri bazen 75 saate çıkıyordu, haftalık ortalama ücreti ise 5 Dolar’dı.
O gün grev direnişini başlatan kadın işçiler, 1857’nin 8 Mart günü fabrikada meydana gelen yangında, üzerlerine fabrikanın kapılarının kilitlenmesi ve çıkan yangında 129 kadın katledildi.
8 Mart 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınlar, kadınların günlük 16 saatlik çalışma saatleri, düşük ücret ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto için tutuşturdukları meşale o günden bugüne kadınların özgür yaşam mücadelesinde yaşıyor.
1910 yılında Kopenhag’da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin’in önerisiyle 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak oybirliğiyle kabul etti.
Dünyayı kadınlar özgürleştirecek şiarını hayata geçiren öncü kadınların tutuşturduğu bu meşaleyi büyütmek, 8 Mart’ta medyanalar da özgürlüğün ve adaletin sloganını haykırmanın günüdür.
Bugün Rojava Kadın Devriminin yarattığı coşku ve heyecanla daha da güçlenerek dünyanın her yanında kadınlar eşitsizliğe, haksızlığa, adaletsizliğe, milliyetçiliğe, ırkçılığa, sömürüye ve her türlü şiddete karşı öfkelerini daha güçlü sokaklara taşıyor. Gerici erkek egemenliğine, her türlü kırıma ve kadın cinayetlerine karşı ‘biz de varız, vardık, var olacağız, dünya bizimle özgürleşecek’ diyerek başkaldırı, direniş ve mücadeleyi yükseltiyoruz.
Dinci faşist devletin toplum üzerinde uyguladığı baskı işkenceleri, emperyalist savaşlara karşı faşizmi yıkacağız şiarıyla meydanları zapt edelim.
Kadın cinayetlerine, faşizan ayrımcılığa, erkek egemen zihniyetine karşı, işsizlik ve iş cinayetlerine karşı, yoksulluğa karşı, faşizme karşı 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününde mücadeleye, alanlara, kadın öncülerimizin tutuşturduğu meşaleyle faşist sistemi tutuşturmaya…
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Jin Jîyan Azadî
Dünya Kadınlarla Özgürleşecek
Mart 2022