Selam olsun
Kavgayı destanlaştırıp
Güneş ülkesini zapt etmeye koşanlara
Selam olsun
Yürekte kin
Elde silah
Ateş çemberinden dimdik geçenlere
Selam olsun sizlere
Selam olsun direnç çiçekleri
Selam olsun sizlere
Selam olsun sizlere 6 Mart şehitleri…
6 Mart 1993 tarihinde İstanbul-Kartal’da faşist devletin kontrgerillanın ölüm mangalarınca yargısız infaz sonucu katledilen Bedri Yağan, Gürcan Özgür Aydın, Menekşe Meral, Asiye ve Rıfat Kasap’ı ve gözaltına alınıp kaybedilen Ali Kırlangıçlı’yı unutmadık, unutturmayacağız.
O gün faşist devletin yaptığı resmî açıklamada “polisin düzenlediği operasyon” diyordu. Ancak geçen yıllarda çete devletin içinde ki çıkar kavgası ve çetelerin iktidar ve rant kavgası sonucu tüm gerçeklikler ortaya çıktı. Sedat Peker, “Hanefi Avcı Diyarbakır’da ki itirafçılardan Süleyman Öger, Hidayet Bozyiğit, İbrahim Babat, Hüseyin Tilki gibi kişileri İstanbul’a getirmiş istihbarat şube görevlisi “Pala” lakaplı baş komiser tarafından bana emanet edilmişti… Dev-Sol’da Bedri Yağan grubuna yönelik yapılan operasyonlarda temizlik diye nitelendirilen eylemlerde bu itirafçıların görevlendirildiğini, kalan sağları en son bunların öldürdüğünü anlattılar.”
Operasyonu yürüten kontrgerilla şefi Hanefi Avcı’ydı ve Avcı bu operasyon için Diyarbakır’da özel olarak itirafçı bir ekip getirip infazları yaptırdı. Operasyon boyunca Avcı’nın talebi üzerine İstanbul’da itirafçıları Sedat Pekler’in barındırıp operasyon bitince de Diyarbakır’a yolcu ettiğini açıkladı, yargılandığı çeşitli davaları da detaylarıyla anlattı.
6 Mart operasyonunda gözaltına alındığı inkâr edilen Ali Kırlangıçlı’nın, resmî tutanaklarda katledilen kişi sayısı beş iken, Hanefi Avcı “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında bu operasyonda altı kişinin öldürüldüğünü yazdı. Altıncı kişinin Fatih’te gözaltına alınan ve gözaltı kaydı yapılmayan Ali Kırlangıçlı’dır. Katil Hanefi Avcı böylece Ali Kırlangıçlı’nın katledildiğini de itiraf ediyordu.
Faşist çete devletin yaptığı bu yargısız infaz ile katledilen devrimci önderler ve militan kadrolar onların korkulu rüyası olmaya devam edecekler. Onarlın korkularıdır ki, kendi yasa ve kurallarını hiçe sayarak, her türlü savaş kuralını hiçe sayarak çetevari yöntemlerle altı devrimciyi alçakça katlettiler.
Bu yaşanan katliam ve sonrasında yaşanan gelişmelerde asıl olarak inciten ve katledilen devrimcilerinde devrimci yaşamları boyunca, devrimci mücadele içerisinde her türlü ihanet ve davaya sırt dönme vb karşılaşmalarına rağmen onların bile beklemeyeceği bir tablodur.
Devrimci değerleri ve şehitlerimizin ailelerini asıl olarak yaralayan ise 12 Eylül’ün meşhur işkencecisi, sonra Kürdistan da istihbarat şefi ve kendi deyimiyle JİTEM’cilerin “abisi” bir kontrgerilla şefi Kürt halk önderine karşı suikast girişimi için yaptığı hazırlıklar, yargısız infazlar, işkenceler, infazlarda itirafçıları kullandığı vb kendi içlerinde yaşadıkları iç çatışmayla her yönüyle ortaya çıkan Hanefi Avcı. Ve kendisine devrimci kurum diyen birileri Avcı’yla görüşüp devrimcilik adına “afetmiş”ler … Öyle ya, Hanefi Avcı şov yapmıştı, “işkence yaptım, özür diliyorum” demişti. Binlerce işkencenin, yüzlerce faili meçhulün ve infazın faili kontrgerilla şefini affettiniz öyle mi? Her şey bir yana, yaptığınıza inanıyorsanız niye devrimci kamuoyuna açıklama cüreti göstermediniz?
Başta Necdet asalağı ve onu yönlendiren şefleri …. oturup Avcı’yla görüşüp Avcı’yı “affettliklerini” ve onunla ilişki geliştirip Avcıya ve kadın arkadaşına evinizi sundunuz. Soruyoruz, Hanefi Avcı’nın sunduğu ilişkilerle çek senet tahsilatı vb işler yapanlar … siz mi Avcı’yı “affettiniz” o mu sizi kullandı? Kimin adına kimi affettiniz? Devrimci kamuoyuna ve şehit ailelerimize bir özür borcunuz var. Bu lekeyle kendinize ‘solcu milletvekili’ ve ‘örgüt’ yöneticisi diyebilirsiniz ama bu lekeden kaçamazsınız. Bu muhasebe yarına kalmış olabilir ama yanınıza asla kalmaz…
6 Mart 1993’te katledilen Türkiye devrimci hareketinin devrimci önder, kadro ve militanlarının kontrgerilla çetelerince katledilmesini asla unutmayacağız…
Kanla yazılan tarih yok edilemez. En önde yürüyenler, ateş çemberine ilk atılanlar oldular. Onlar umutla, inançla, dirençle beslediler toprağı. Karanfiller, yediveren gülleri, kardelenler daha gür, daha canlı boy versinler diye kanlarıyla suladılar bu toprakları.
Onları mücadelemizde yaşatmak, özgürlük ve sosyalizm yolumuzu güçlendirmek demektir.
Onlar yarınlarımızın sönmeyen meşaleleri, olarak hep yanıbaşımızda olacaklar!
Anıları Mücadelemizde Yaşayacak!
6 Mart Şehitleri Ölümsüzdür!
5 Mart 2022