Katliamcı soykırımcı faşist devlet suçlarına suç ekliyor
Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Madımak Oteli’nde 33 aydının gericiler tarafından yakılarak katledilmesine ilişkin davanın son duruşmasında karar çıktı. Mahkeme heyeti, davanın düşmesine karar verdi. Savcı, 30 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin 2 Temmuz’da dolduğunu söyleyerek üç firari sanık hakkında zaman aşımı uygulanarak davanın düşmesine karar verdi.
Sivas’ın faili faşist devlet zamanaşımıyla katliamın hesabını vermekten kurtulamayacak.
Sivas davasını sürüncemeye sürükleyen katil devlet, önce faşist şef Erdoğan in affı ardinda mahkemenin kararıyla katileri aklama çabasında…
Sivas Katliamına ilişkin 3 firari sanığının yargılandığı davada mahkeme heyeti zaman aşımı gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verirken kendisini aklamaya çalışıyor.
Bugün kendi yönlendirdikleri, yönettikleri Şeriatçı yobazların düzenlediği katliamda onları affedenler unutmamalı ki halkın nezlinde asla onları ve maşalarının suçları da zaman aşımına uğramayacak…
Bu katliamcı devlet ve bugüne kadar gelmiş geçmiş hükümetler ve iktidarda olan AKP-MHP yandaş şeriatçı ve düzen partileri yıllardır Sivas katliamıyla ilgili kimin yanında olduğunu her fırsata zaten ortaya koydular. Bunun içindir ki faşist Şef Erdoğan mahkemenin kararını da etkilemek için geçen hafta katillerden birini daha af ederek mesajı varmıştı. En başından beri zaten hükümet, katillerden ve katliamcılardan yana olduğunu defalarca vurgulamıştı.
Bugüne kadar adım adım Sivas katliamında yargılanan ve ‘arananları’ her fırsata aklayan, ödüllendiren şeriatçı faşist devlet bu kez de zamanaşımı gerekçesinin arkasına gizlendi. Halklarımıza karşı baskı, katliam ve soykırım suçlarını işleyen, işleten bu devletin bugüne kadar işlediği tüm suçların hesabını vermekte kurtulmayacaktır.
Alevi halkımıza karşı düzenlenen Maraş, Çorum, Gazi vb katliamalar bugüne kadar hep ayni gerekçelerle örtbas edilmeye çalışıldı.
Ama hakların yüreğinde ve faşizme karşı mücadelede onların işlediği tum katliamlar ve işledikleri suçların hesabı ancak mücadeleyle sorulacağı gerçeği bir kez daha yakıcı olarak kendisini ortaya koymaktadır.
Bu sistem ve onun savunucusu burjuva partileri tüm hokkabazlıkları ve oy avcılığı vb karşısında bu katliam davasıyla bir kez daha görülmüştür ki bu katilerin ve yönlendiricisi sistemin yanında ve savunusundalar. Katliamların hesabını sormak isteyen ve buna öfke duyanların safları daha net olmak zorunda. Alevi halkımız ve kurumları da uğradığı bunca katliam ve yaşanan sonuçlarda dersler çıkarmalı bu katil sürüsünü iyi tanımalı. Bu katliamın karşısında ki öfkeyi, hesap sormayı ‘mahşere’ değil faşizme karşı mücadeleye hesap sormaya yönlendirmeliyiz.
Faşist çeteler ve onların yönlendiricilerinin unutmaması gereken bir gerçek varsa oda; işledikleri tüm suçlar belki yarına kalır, ama asla yanınıza kalmayacaktır…
Katliamların hesabını sormanın yolu faşizme karşı mücadelede geçiyor.
Son söz ‘zamanaşımı’ değil, son sözü faşizme karşı mücadele, zafer söyleyecek…
14 Eylül 2023