ABD emperyalizminin PKK önder kadroları; Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan hakkında aldığı kararı hakların mücadelesi ile yok edeceğiz.
Uluslararası emperyalist güçler kendi aralarında yaşadıkları çelişki-çatışma giderken kızışıyor. Varlıklarını halklara, zulüm, katliyam, soykırımı üzerinde şekilleyen uluslararası emperyalist güçler dünyayı kana boğmaya devam ediyorlar.
Kendi aralarındaki it dalaşı da bir yandan sürerken, diğer yandan halkların bağımsızlık, özgürlük mücadelesi karşısında tüm çelişki ve çatışmalarını bir yana bırakarak özgürlük mücadelesini boğmak, yok etmek için bir araya geliyorlar.
Savaşın, katliamların ve özgürlüğün, insanlığının gelecek umudunun da iç içe yaşandığı coğrafyamızda özelde de Suriye’deki çatışmada hergün ittifaklar ve uluslararası güçlerin planları değişmekte. Ancak bu bölgede Kürt özgürlükçülüğünün başını çektiği ve Rojava devrimiyle dünya ezilen halklarına yeni bir umut kapısının açılması, ‘hiçbir şey bitmedi’ mesajının yaygınlaşması emperyalist güçleri ürkütmektedir.
Türkiye’de toplanan Fransa, Almanya, Rusya zirvesi ve hemen ardından Rojava’ya yönelik saldırılar, Fransa’da Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ı sahiplenme eylemliklerine saldırılar ve ABD’nin PKK önder kadrolarına yönelik yakalama, ödül açıklaması birbirinden bağımsız, tesadüf değildir.
Bunun içindir ki, kendi it dalaşlarında ortaya çıkan Kürt dinamiği ve Rojava devrimini şiddetle, zorla alt edemeyeceklerini, Kürt halkının artık statüsüz bırakılamayacağını gördüklerinden onun içini boşaltmak ve “ittifak, dost” manevralarıyla etkisiz kılma çansındalar.
Rojava’da “dost” maskesiyle hareket ederken bu düşüncenin, felsefenin yaratıcısı ve öncüsü PKK ve onun önderliğini tasfiyeye zorlamakta, uluslararası komployu farklı şekillerde sürdürüyorlar.
İçine girdikleri bataklıkta halkalara sunabilecekleri bir alternatifleri yok. Bugüne kadar sundukları zulüm, baskı, yoksulluk dışında. İşte halklara bir başka alternatif sunan, birlikte özgürce bir arada yaşanabileceğini gösteren ve Rojava ile bunu hayata geçiren Kürt özgürlükçülüğü aralarında ki tüm çelişki, çatışmalara rağmen bir bütün olarak hepsini ürkütmektedir.
Rojava’nın dünya halkları ve kamuoyu nezdinde yarattığı etki ve bölgedeki gücü, kendilerinin güçsüzlüğü ve aralarındaki çelişki çatışmalardan dolayı ona direk cephede tavır alma yerine, zayıflatma, etkisizleştirme, evcilleştirme çabaları ön plana çıkmaktadır. Nitekim Efrin işgali karşısındaki tutumları da bunun bir sonucuydu. Bir yanda YPG -YPJ’nin dünyada yarattığı prestiji zedelemek, onun yenilebileceğini göstermek, diğer yandan “bizsiz bir şey yapamazsınız” mesajıydı.
Şimdide bir yandan faşist TC’yi Rojava’nın üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallayarak tehdit etmekteler. Diğer yandan Rojava iradesine sıcak mesajlar vererek bir kez daha Kürt özgürlük sistemini bölüp parçalama, zayıflatarak istediği noktaya çekme çabasındalar.
Rojava’da bunu uygularken diger yandan PKK’yi yalıtma ve istediği çizgiye çekmeyi dayatmakta, bunu başaramadığı noktada da tasfiyeyi amaçlamaktadır. İşte bundan dolayı da ABD emperyalizmi Kürt özgürlük hareketinin önder kadrolarına yönelik yakalama ve ödül kararını almıştır. PKK önder kadroları özgürlük mücadelesini simgesi, moral gücü ve yürütücüleridir. Emperyalistler iyi bilmeli ki, bu özgürlük mücadelesi çok ağır bedeler üzerinden şekillendi ve dünya ezilen, sömürülen, yok sayılanların özgürlük umuduna dönüşmüştür.
Bu umut ışığı yok edilemez, teslim alınamaz…
Özgürlük savaşçıları, önderleri tüm hakların değerleridir…
Bu saldırı özgürlükten, insanca bir yaşamdan yana olan herkese yöneliktir…
Bu saldırı hepimizedir ve bunu hep birlikte püskürteceğiz…
Devrimcileri teslim alamayacaksınız…
Devrimci Cephe
10 Kasım 2018