Kayyum, soygun, terörle gelirler, direnişle giderler

Faşist iktidar halkın iradesiyle seçilen Diyarbakır, Mardin, Van Belediyelerini gasp etti.

Faşist Türk devleti içinde bulunduğu ekonomik siyasal krizini aşma yolunu halklarımıza karşı baskı, zulüm savaş dayatmasıyla aşmaya çalışıyor. Devletin temellerinden sarsıldığı içten-dıştan tam bir çıkmaz, çöküntü içindeyken bunu tek adam diktatörlüğü açık faşizmle yenmeye çalışıyor. Bunun içindin sövenizmi tırmandırarak beka sorunu vb söylemleriyle kitleleri avutmaya, aldatmaya çalışmaktadır. Ülkeyi talan, soygunla harabeye çeviren faşist iktidar Kürt halkına ve Kürdistan’a yönelik başlattığı savaşla gizlemeye çalışmaktadır. İşgal ve savaşla demokratik siyaseti boğma, soykırım operasyonları ve her türlü gaspçı ve talancı kültürünü her geçen gün tırmandırmaktadır. Dün OHAL ve kayyumlarla gasp ettiği Kürdistan şehirlerini seçimle kaybedince, yine kayyumlar atayarak soygunu ve talanını sürdürme çabasında.

Kuşkusuz faşizmin bu uygulamaları yeni bir şey değil. Yıllardır Çökertme Planı ile Kürt özgürlükçülüğü, devrimcilere, demokratik kurumlara başta olmak üzere bir bütün olarak halklarımıza, emekçilere yönelik sürdürüyor.

Faşizmin koruculuğunu yaptığı egemenler, sermayeden yana olanların çıkarları söz konusu olduğunda her türlü baskı, zulüm, anti demokratik uygulama ve operasyonları devreye sokarak terörcü yüzünü öne çıkarır. Sistemlerinin tehlikede olduğu her dönem halk iradesine dönük bu gaspları hep uygulamıştır. Faşizmin bu saldırılarını daha önce de gördük; ilk defa yaşamıyoruz, son da olmayacak. Ne zaman ki bu faşist düzeni yerle bir edersek, faşizme karşı mücadeleyi tüm topluma mal edersek, bu coğrafya kayyumların, adaletsizliğin, baskının soykırım operasyonlarının son bulduğu coğrafya olacaktır.

Tüm ülkeyi talan eden, bugünlerde gündem olan Kaz Dağları’nda uluslararası şirketlerine, sermaye kesimlerine ülke kaynaklarını, doğamızı peşkeş çekenler, bir yanda savaş ve işgali tırmandırırken diğer yandan da düşünceye, doğaya, kadın özgürlük mücadelesine kayyum atayanlar, bugün de Amed’de, Van’da ve Mardin’de Kürt halkının demokratik iradesine kayyum atadılar.

Faşizmi yenmenin ve halkların özgürce bir arada yaşamasının tek yolu, ona karşı mücadeleyi yükseltmek ve onu tarihin çöplüğüne yollamaktır. Geriletme, sandıkta yenme vb yaklaşımlarla ne faşizm yenilmiştir nede geriletilmiştir. Dünya halklarının mücadele tarihide bizlere hep bunu göstermiştir. Bunun içindir bedeli ne olursa olsun ülkede gerçek bir hukuka, özgürlüğe dayalı, emeğin haklarını savunan, kadınların, gençliğin, emekçilerin eşitlendiği, ekolojiyi savunan gerçek bir demokrasiyi inşa edinceye kadar mücadeleyi sürdürmekten geçmektedir.

Kürdistan şehirlerinde HDP belediyelerine karsi gaspları tanımıyoruz

Faşizmin hakların iradesini yok saymasına boyun eğmedik eğmeyeceğiz

Faşizme karşı tek yol devrim

19 Ağustos 1019

Devrimci Cephe

Önceki İçerikBu su hiç durmaz
Sonraki İçerikNisan köprüsü Mart’tan Nisan’a Nisan’lardan Mayıs’a Bir Devrimci Yürek Orhan Yilmazkaya