1 Mayıs işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen halkların, yoksulların zulme, faşizme, sömürgeciliğe karşı mücadele edenlerin, direnenlerin, boyun eğmeyenlerin günüdür. Kapitalizme ve onların dünyayı cehenneme çeviren, insanı köleleştiren barbarlıklarına karşı mücadele edenlerin günüdür. Sömürü ve zulüm saltanatının hüküm sürmediği, yeni bir dünya isteyenlerin günüdür.
Ülkemiz ve dünyanın bir bütün olarak büyük bir kaos ve çatışma yaşadığı bir süreçte dünya işçi sınıfı ile birlikte 1 Mayıs mücadele birlik ve dayanışma gününü karşılıyoruz. Emperyalist haydutların dünyanın her köşesinde savaş ve kaos çatışmayı artırdıkları ve yokluk yoksulluğun giderek artığı bir süreç içinden geçiyoruz.
Savaş, yıkım, işsizlik, yokluk, pahalılığa her geçen gün kelimenin gerçek anlamında açlık halkların günlük yaşamının en can alıcı sorunu haline gelmiştir.
Ortadoğu’yu kan golüne çevirenler bugün de Ukrayna üzerinden savaşı ve faşizmi diriltmeye ve dünya halkları nezdinde meşrulaştırma çabasındalar. Latin Amerika’dan Asaya ya, Asya’dan Afrika’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya Dünya’yı kan gölüne çeviren, ülkemizde ki katliamların 12 Mart, 12 Eylül askeri faşist darbelerin planlayıcısı ve Kürdistan da yürütülen savaşın mimari olan başta ABD-NATO emperyalist haydutları kurtarıcı, barış savunucuları olarak haklarımıza lanse edilmeye çalışılıyor.
Faşist Türk devleti ise içerde birikmiş toplumsal öfkenin yönünü Kürt düşmanlığına yönlendirerek saptırmaya çalışıyor. Bir yanda yaşadığı kriz ortamında dikkatleri başka noktaya çekmeye çalışırken, diğer yanda ise başta Kürt özgürlük hareketi ve bir bütün olarak Kürt halkının tarihsel, toplumsal kazanımlarını ortadan kaldırma çabasında. Bunu başardığı oranda ise büyük kırılmalar yaratarak özgürlük ve mücadeleye karşı inançsızlaştıracak bir saldırı konseptini hedeflemektedir.
Faşist devletin AKP-MHP-Ergenekon koalisyonu ile yönettiği ülkede tarih boyunca “tek millet, tek bayrak, tek din” faşist, ırkçı, soykırımcı, katliamcı yaklaşımının hedefine bugün de Kürt halkının varlığını koymuştur. Ülke içerde yoğun bir baskı, saldırı, gözaltı ve katliamlarla sürdürdüğü politikasını dışarda işgal ve savaşla tırmandırıyor.
Bu temelde ABD-NATO’nun onayı ve KDP’nin iş birliğiyle Kürdistan’a ve Kürt Özgürlük gerillasına karşı 17 Nisan’da daha kapsamlı yeni bir saldırı başlattı. Bu işgal ve soykırım savaşı salt Kürt halkına ve onun özgürlük gerillasına karşı değildir. Bu aynı zamanda işçilerin, emekçilerin yaşamına, geleceğine yöneliktir, yaşamı doğrudan etkileyen bir savaştır. Tüm halklar açısından daha çok baskı, yoksulluk ve işsizliğin derinleşmesi demektir.
Türkiye oligarşisi artık AKP-MHP iktidarı ile uyguladığı her türlü faşist yöntem, baskıya rağmen yönetemez duruma gelmiştir. Ekonomik, siyasal krizle iyice çıkmaza girmiştir. Halklarımız üzerinde uyguladığı tüm baskı tehditlere rağmen her geçen gün yükselmekte olan toplumsal muhalefetten ürkmektedir. Yaşanan ekonomik kriz ve yokluk yoksulluk karşısında emekçiler açlık sınırında yaşam savaşı vermekte. Her gün yaşanan zamlar, yokluk ve kuyruklar karşısında halk yaşamından bıkma noktasına gelmişken onlar saraylarında saltanat sürmektedir.
Sözde muhalefet partileri ve düzen parlamentosundan medet uman liberal ve reformistler ise yaşananlar karşısında haklarımıza seçim sandığını vaat etmek dışında bir alternatif sunmamaktadır. Sandıkla halklarımıza düzenin değişeceği, düzeleceği vaadiyle tepkilerini sistem içine çekme çabasındalar. Sokağın faşist iktidarın işine yarayacağı demagojisini yapmaktalar.
Her şeye rağmen başta işçi sınıfı olmak üzere öbek öbek her geçen gün direnişler büyümekte gelişmektedir. İşçi direnişleri, grevler büyümektedir. Bir yanda işçi direnişleri diğer yanda talan edilen doğasına sahip çıkanlar, kadın kıyımına karşı kadın direnişleri, öğrencilerin „barınamıyoruz” direnişleri giderek yayılmaktadır. Ölüm evlerine çevrilen zindanlarda devrimci tutsaklar direnişi sürdürüyor. Tüm bu yaşananlar karşısında öfkemizi hep bir ağızdan 1 Mayıs meydanlarında birleştirme zamanı.
Faşist rejim tüm baskı ve saldırılarına rağmen tükenmekte olan sistemlerinin ömrünü uzatma çabasındalar. Dünya işçi sınıfının büyük bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımları ve biriktirdiği mücadele deneyimiyle 1 Mayıs mücadele dayanışma gününde dünya sınıf kardeşlerimizle birlikte aynı günde, aynı coşku, bilinç ve taleplerle alanları dolduralım.
İşçi sınıfı dünya genelinde kapitalizme karşı yükselen öfkesiyle 2022 1 Mayısını karşılarken kapitalizme, savaşlara, yokluk, yoksulluğa, sömürüye, faşizme karşı sosyalizm şiarıyla 1 Mayıs’ta dünya sınıf kardeşlerimizle birlikte alanlara kavgayı yükseltmeye çağırıyoruz…
Özgür ve sömürüsüz bir dünya için tek kurtuluş yolu emperyalist-kapitalist sistemi yok etmektir. Burjuva sınıf kendi varlık yokluk sorunu için var gücüyle dört bir koldan saldırırken, başta kavganın başkenti İstanbul’da Taksim olmak üzere, tüm şehirlerin meydanlarında “Yaşasın Sosyalizm” ve “Şimdi Devrim Zamanı” şiarlarını haykırmanın zamanı.
1 Mayıs Faşizme, Kapitalizme, Sömürgeciliğe Karşı Direnişin Adıdır!
1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışmanın Addır!
1 Mayıs Proletarya Enternasyonalizmdir!
Bijî Yek Gulan!
Yaşasın 1 Mayıs
Tek Yol Devrim!
27 Nisan 2022