Hesekê’de gönüllü bir şekilde araştırma yapan bilim insanı Abbas Mansouran, “Yanıklar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal mühimmat kullandığını kanıtlıyor. Rojava’da, beyaz fosfor ve diğer başka bilinmeyen kimyasalların kullanıldığını vurgulamalıyım” dedi.
Facebook155TwitterWhatsAppTelegram
Sivillerin yanıkları üzerinde araştırma yapmak için gönüllü olarak Heseke’ye gelen İran asıllı İsveçli bilim insanı Abbas Mansouran, “Rojava’da tedavi ettiğim yanıkların şekli ve görünüşü, sıradan yanıklardan bariz bir şekilde farklıydı. Kimyasal silah kullanıldığının göstergesiydi. Yanıklar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal mühimmat kullandığını kanıtlıyor. Rojava’da, beyaz fosfor ve diğer başka bilinmeyen kimyasalların kullanıldığını vurgulamalıyım” dedi.
Bilim insanı Abbas Mansouran, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Suriye’de kimyasal silah kullanımı üzerine rapor” adlı araştırmasında Türk devletinin Kimyasal silah kullandığını teyit etti.
Mansouran raporunda şu tespitlere yer verdi:
“Bu sürede, Şiraz’daki üniversite hastanesinin sorumlusu ve kurucusu olarak, 1980’lerdeki İran-Irak savaşındaki deneyimlerimden yola çıkarak, pek çok hastadaki ağır yanıkların anormal olduğunu gördüm.
‘Türk devleti başka yasaklı silahlar da kullandı’
Rojava’da tedavi ettiğim yanıkların şekli ve görünüşü, sıradan yanıklardan bariz bir şekilde farklıydı. Kimyasal silah kullanıldığının göstergesiydi. Yanıklar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal mühimmat kullandığını gösteriyordu. Rojava’da, beyaz fosfor ve diğer başka bilinmeyen kimyasalların kullanıldığını vurgulamalıyım.
‘Kadın ve çocuklara karşı kimyasal silah kullanıldı’
Türkiye’nin Serekaniye, Gire Spi ve çevre köylerdeki saldırılarının bir sonucu olarak, ağır bir şekilde yaralanan çoğu çocuk ve sivil olmak üzere yüzlerce hasta kabulü yapıldı.
Toplam 30 kadar kurban, çoğu sivil, ağır ve sıra dışı yanıklarla Haseke’deki hastaneye giriş yaptı. Yüzlerinde, kulak ve vücutlarının diğer bölgelerinde yanıklar vardı.
Bu yanık tipine, beyaz fosfor gibi yanıcı maddeden başkası sebep olamaz. Deneyimlerime göre, TSK, sivil nüfus yoğunluklu bölgelerde kadın ve çocuklara karşı kimyasal silah kullandı.
Beyaz fosfor, kıyafeti deler ve derin bir şekilde vücuda nüfuz eder, kemiğe ağır ve ölümcül yanık etkisi yapar.
Fosfor maddesi vücutlarından tümüyle temizlenene kadar da, oksijenle temas ettiği müddetçe yanmaya devam eder. Bu kimyasal, kalp, ciğer ve böbreğe zarar verir, fosfor dumanının solunması, ölümcül solumun yolu sorunlarına neden olur.
Bulgular şu yönde:
‘Vücutlarında is ve kömür tozu bulunuyordu’
Kurbanların çoğu sivildi. Gördüğüm tüm hastalar, farklı yer ve farklı saldırılarda insansız hava araçlarından atılan mühimmatın kurbanları olduğunu belirtti.
Pek çok hasta, art arda bombaların atıldığı iki ayrı saldırıdan bahsetti. Yaralanmalar, derin, farklı boyutlarla ve farklı bölgelerde oluşmuştu.
Kurbanlar soğuk bir isle kaplıydı. Vücuda temas eden bomba parçacıkları damla şeklinde yaralar açmıştı. Yaralananların bazılarında solunum sorunları vardı. Vücutlarında is ve kömür tozu izleri vardı.
‘Hastaların çoğunda ölümcül ve dirençli bakteriler gelişti’
En az altı hastada ağır göz yanıkları vardı. Saç ve kaşları yanmamıştı ancak farklı boyutlarda derin lekeler oluşmuştu. Yanıklarda yabancı partikül izleri yoktu.
Hastaların çoğunda ölümcül ve dirençli bakteriler gelişti. Bazı kurbanlar bacak ve kollarını kaybetti. Bazıları ise duyma yetisini yitirdi. Çoğunda, kara mayınlarına maruz kalanlarda görülen semptomlara rastlandı.”
31 Ekim 2019
ANHA
