19 Aralık Katliamı ve Direnişinin yıldönümünden geçtiğimiz bu günlerde bütün ilerici, demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist ve komünistlerin bir araya gelerek birleşik mücadeleyi geliştirmesi, en temel devrimci görevdir.
İçerde Dışarda Faşizme Karşı Topyekûn Direnişi Yükseltelim, Savaşalım
Osmanlı’dan TC’ye egemenlik odakları, faşist politikalar üzerinden kendini var ederek bugünlere gelmiştir. Türk İslam sentezli faşist devlet yapılanması, farklı olan bütün toplumsal kesimleri baskı ve zorla, inkar ve imhayla yok etme ya da asimilasyonlarla özünden koparma yolunu izlemiştir. Ulus devlet faşizmi, bu düzlemde devletin temel bir niteliği ve kendini var etme yönelimi olmuştur.
Türk devletinin, egemenlik kurmada uyguladığı faşist politikalar, hapishanelerde de sürgit devam etmiştir. İstisnasız olarak tüm muhalif ve ilerici kesimlere yönelik baskı ve zulüm politikaları gerilemeksizin sürmüştür. 19 Aralık katliamı da, devletin hapishaneler politikasındaki vahşi faşizmin en açık görünümlerinden biri olmuştur. 19 Aralık 2000 yılında cezaevlerindeki devrimci tutsaklara karşı faşist Türk devletinin gerçekleştirdiği katliam, devletin özgür tutsaklardan ve özellikle birleşik devrimci mücadeleden duyduğu korkuyu da gün yüzüne çıkarmıştır. Devrimci tutsakların özgürlük, demokrasi ve eşitlik mücadelesinin önünü alamayan devlet, katliamla özgür tutsaklara teslimiyeti dayatmıştır. Buna karşı 19 Aralık Direnişi; teslimiyete, ihanete, onursuzluğa, adaletsizliğe karşı devrimci tutsakların kararlı mücadelesini ifade etmektedir.
Ancak bilinmeli ki bir yandan ezen ve sömürenlerin kanlı, haksız tarihi söz konusuyken ezilenlerin, sömürülenlerin, ilerici, devrimci ve komünistlerin de son derece haklı direniş ve mücadele tarihleri vardır. Nitekim gerçek kahraman olan halkların yaratıcı gücü ve iradesi tarih yaratmış, onur ve gururla dalgalandıracağımız kavga bayraklarımız olarak bize büyük bir miras bırakmıştır. Devrimci direnişleri, düşmana inat manevi değerlerimiz olarak sürekli anacağız, önceliklerimiz olarak ifade etmekten de hiç bir zaman çekinmeyeceğiz. Bu yönüyle unutmak ve unutturmak asla söz konusu olmayacaktır. Aksine doğru dersler çıkarıp günümüze uyarlayarak geleceğe daha başarılı yarınlar bırakmak için mücadele ve kavgada ısrar ederek ilerleyeceğiz.
19-22 Aralık 2000’lerde hapishanelerde ki devrimci komünist tutsakların kitlesel eylemle yarattığı bu destansı direnişi, tarihimizin Kahramanlık Haftası olarak niteleyebiliriz. Dayatılan politik teslimiyete karşı yükseklere kaldırılan bu devrimci irade ve çizginin yolundan yürümeliyiz.
Düşmanın tüm tasfiye politikalarına rağmen baş eğmeyerek direnen ve savaşanlara selam olsun.
Kanla yazılan devrimci-sosyalist tarihimizin köşe taşı olan şehitlerimizin önünde birleşik devrim sadakatiyle eğilirken, yaşamlarını feda ettikleri mücadeleyi mutlaka ama mutlaka zafere taşıyacağımız sözünü daha yüksek sesle haykırıyoruz.
Geçmişte olduğu gibi bugün de hapishaneler, tam da tecrit, izolasyon, inkar ve imha amaçlı politik alanlar olarak faşizmin gerçek yüzünü göstermektedir. Özellikle F-Tipi ve Tek Tip Elbise(TTE) saldırılarıyla faşizm, hapishanelerde başta politik tutsaklar olmak üzere tüm topluma, kendi tekçi, despotik egemenlik anlayışını dayatmaktadır. Edirne F-Tipi v.d yerlerdeki hapishanelere yönelik çat kapı operasyon, sürgün ve katliamlarla, faşist Türk devlet geleneği tüm vahşetiyle bugün de artarak devam etmektedir.
İçeride dışarıda birleşik devrimci mücadelemizi daha fazla yükseltmek zorundayız. Faşizme karşı her alanda meşru ve demokratik birleşik devrimci direniş ve savaşı yürütmek, son derece demokratik ve devrimci bir haktır, görevdir. Görevimize sahip çıkıyor ve faşizmi, mutlaka birleşik devrimci savaşımızla yeneceğimizi bir kere daha ilan ediyoruz.
19 Aralık Katliamı ve Direnişinin yıldönümünden geçtiğimiz bu günlerde bütün ilerici, demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist ve komünistlerin bir araya gelerek birleşik mücadeleyi geliştirmesi, en temel devrimci görevdir. AKP-MHP faşist diktatörlüğüne karşı olan herkesin, katliamlara karşı kararlı ve militanlıkla sürekli birleşik eylem ve mücadele içinde olması gerekir. Yeni katliamlara uğramamak için örgütlü olmak, birleşmek, direnmek ve mücadeleyi yükseltmek durumundayız.
Dayatılan politik teslimiyete ve ihanete karşı, 19 Aralık’ta yükseklere kaldırılan devrimci irade ve çizginin yolundan yürümeliyiz. Faşizmin tüm tasfiye politikaları ve vahşetine rağmen, baş eğmeyerek direnen ve savaşan yoldaşlara selam olsun. Devrimci tutsakların canlarını feda ettikleri bu direniş ve mücadeleyi mutlaka zaferle taçlandıracağız.
19 Aralık Katliamı ve Direnişini Unutma-Unutturma!
Kahrolsun Faşist Türk Devletinin Katliamları!
Şehit Namirin!
Şan Olsun Tasfiyeci Saldırı ve Katliamlara Karşı Direnerek Ölümsüzleşenlere!
Katliamların Hesabını Bir Bir Soracağız!
Yaşasın Halkların Birleşik Devrimci Özgürlük Savaşı!
HBDH-Yürütme Komitesi
21 Aralık 2017