Bir 25 Kasım’ı karşıladığımız bu günlerde ülkemizde, Kürdistan’da, İran, Afganistan, Filistin’de ve dünyanın birçok yerinde kadın katliamlarının, taciz ve tecavüzlerin giderek artığı bir dönemde geçiyoruz.
Emperyalist haydutların dünyanın her köşesini kana buladıkları, savaşları kışkırttıkları bir süreçte geçiyoruz. Bu savaşın kuşkusuz ki en büyük mağduru da kadınlar ve çocuklar olmaktadır.
Sadece bir gün değil yaşamın ve mücadelenin her gününde kadına karşı şiddet ve saldırılar karşisinda erkek egemen sisteme karşı mücadele ederken bir 25 kasımı da daha Mirabel kardeşleri saygıyla anıyoruz. Bir kez daha onların mirası, kararlığıyla faşizme, erkek egemenliğine karşı mücadelede öfkemizi alanlara taşıyoruz. Bir gün değil hergün kadının köleleştirilmesine, kadına yönelik şiddete, kadın kırımına karşı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
Ülkemizde faşist şeriatçı sistem kadınlar üzerinde toplumu teslim almaya çalışırken kadın kırımını adeta meşrulaştırmakta, teşvik etmektedir. Kürdistan’da ise yürüttüğü işgalci, soykırımcı savaşı kadınlar üzerinde geliştirme politikaları uygulamaktadır.
İran’da mola rejimi tüm baskı ve idam tehditlerine rağmen kadınların mücadelesini durduramıyor. 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin katledilmesiyle gerek ülke genelinde gerekse dünya çapında yükselen kadın direnişi karşısında geri adim atmış gibi görünen mola rejimi daha sinsi ve insanlık dişi yöntemleri devreye soktu. Direnişçi kadınları yükselen tepkiler karşısında kaçırmakta, “hasta” gerekçesiyle akıl hastanelerine doldurmaktadır.
Siyonist İsrail’in Filistin halkına karşı yürüttüğü katliam ve soykırımda işgal saldırılarında binlerce kadını katlediyor. Bu soykırım savaşında tutsak aldığı kadınlara cinsel işkence ve tecavüze maruz bırakmakta. Bunu vidolara çekip sosyal medyada yayınlamaktan çekinmemekteler.
İşte 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü. Bugünü bir kesin için sırada bir gün olarak ele alınırken asıl olarak ta birçok ülkede kadınlar daha güçlü öfkelerini sokağa, alanlara taşıdıkları gündür.
1930’da Dominik Cumhuriyeti’nde ülke yönetimini ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini ülkede korkunç bir baskı terör estiriyordu. Mirabal Kardeşler olarak bilinen üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kurdu ve diğer kız kardeşler de bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz ederken tehlike olarak: Kilise ve Mirabal Kardeşleri hedef gösteriyordu.
Trujillo diktatörlüğü 25 Kasım 1960’da üç kız kardeşi kaçırp tecavüz edilerek katledildiler. Bu katliamı “Araba kazasında” öldükleri duyuruldu. Ancak bu katliam diktatörlüğe karşı direnişi dahada güçlendirdi. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı. Ve dünyada Mirabal kardeşler anısına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edildi.
Bir 25 Kasım’da daha dünyanın her yerinde erkek egemenliğine, erkek şiddetine, erkek egemen emperyalist, kapitalist, faşist, gerici düzenlere ve sömürgeci rejimlere karşı milyonlar alanlara akıyor. Emperyalist, kapitalist sistemin temsil ettiği erkek egemen anlayışa karşı sokakları, meydanları dolduran kadınlarla yüreklerimizi, öfkemizi birleştiriyoruz.
Hep birlikte isyanımızı, erkek egemen düzene onun temsilcisi emperyalist, kapitalist, faşist ve Siyonist sisteme karşı öfkemizi alanlarda haykırmaya çağırıyoruz.
Yaşasın Kadın Mücadelesi, Yaşasın Sosyalizm!
Jin jiyan azadî
Kolektif Kadın Mücadele Platformu