Halkımızın yaşadığı acılar ve her gecen gün deprem de yaşamını yitirenlerin sayısının arttığı koşullarda faşist şef yine “kadere” sığındı.
Bir yandan tehdit ediyor, bir yandan da gerçekleri örtbas etme telaşında. OHAL ile yükselen çığlıklara gözdağı veriyor.
Her felakete “kader”, “fıtrat” gibi sahtekarlığın arkasına sığınan bu faşist, sömürgeci düzen, her defasında daha çok canımızı yakıyor. On binlerce insanımız enkaz altında yardım çığlıkları atarken, enkaz altında sosyal medya ile yerini söyleyip yardım isteyenlerde ölsün diye sosyal medyaya kısıtlama getiriyorlar.
Tüm bölgelerde yardım feryadı yükselirken, kaç gün geçmesine rağmen yardım ulaştırma yerine, yardıma koşanlara “siz kimsiniz devlet varken onun yapamadığını siz mi yapacaksınız” palavralarıyla alttan alta tehdit ediyorlar.
Yardımları engelleyen, giden yardım tırlarını çevirip ya bilinmeyen yerlere AFAD depolarına yığarken, diğer yanda da yardım tırlarının üzerindeki yazıları kaldırarak ya AKP pankartlarını asıyorlar, ya da valilik, kaymakamlık pankartı asıyorlar. Hırsızlıklarına iki yüzlülüklerine doymuyorlar.
Halkımız enkaz altındayken onlar adeta ölsünler dercesine her türlü engeli ve zorluğu çıkarıyorlar. Yanıbaşımızda Suriye’de yaşanan felakete kendisi el uzatmıyor, uzanan ellerinde önünü kesiyor. Ve düşman bellediği Kürt halkının üzerine bombalar yağdırıyor.
Böylesi acılı günlerde tüm dünya bu yaşanan felaket için çaba sarf ederken, bu katiller sürüsü, oy almadığı bölgeler, Kürt-Alevi ayrımıyla ırkçılığını tekrar tekrar ortaya koyuyor.
Bu faşist kafa tasçı hastalıklı ruh hali daha dün; “bir gece ansızın gelebiliriz” diye tehdit ettiği komşu halklar, yaşanan deprem felaketiyle bir sabah yardımımıza koştular. Bunlar bunu anlayamaz, çünkü bunlar kargaşa, ırkçılık, zulüm üzerine kurmuşlar düzenlerini.
Unutmayın beyler, unutmayın faşist şef Erdoğan o deprem bölgelerinde halkımızın acı dolu cağlıkları sizin sonunuzun ön sarsıntılarıdır. Kaç gün oldu binlerce insan enkazın altında ve başında hala kurtarma ekipleri yok. Ama siz en üst perdeden konuşmaya, tehditler savurmaya devam ediyorsunuz. Tüm gerçekleri gizleme, örtbas etme çabalarınız boşuna. Bu ancak size karşı duyulan öfkenin daha da bilenmesi ve çoğalmasından başka bir şeye yaramayacaktadır.
İnsanlarımızı katleden ne deprem ne de soğuk, katleden sizlerin kar hırsı, sizlerin doymayan aç gözlüğünüz.
Utanmazca konuşuyorsunuz ama insanlar yüzünüze haykırıyor. Bölgelerin çoğunda hala su yok, yiyecek yok, tuvalet yok, sahra çadırları yok, kurtarma ekiplerinin olmadığı binlerce enkaz var, insan değerine dair hiçbir şey yok…
Sizin sisteminizin temelinde halk olmadığı için yoklar listesi uzuyor, sizin önceliğiniz hiçbir zaman halk olmadı. Kendi iktidar hırsınız, çalıp çırpmanız, yandaş ve sermayeye daha çok kar olduğu için bu yönlü bir hazırlığınız da yok.
Yaşanan acının yaratacağı tufanı biliyorsunuz. İşte bundandır tüm telaşınız, bundandır yalanlarınız, bundandır savurduğunuz tehditler. Bundandır açıklamalarınızın tehditle başlayıp yalan tehditle bitmesi…
Hani o deprem enkazının yanında “duyan var mı, kimse var mı…” diyen sesler yükseliyor ya, işte o sesler yarın düzeninizi başınıza geçirmeye gelecek, düzenizi yerle bir etmeye geliyoruz dönüşecek…
Evet, halkımızın, insanlarımızın başına çöken bu düzenin kendisidir.
Hadi hep birlikte, onların tüm baskı ö, tehdit ve yalanlarına rağmen yaralarımızı birbirimize yaslanarak saralım. Saralım ki bu utanmazca çöken zulüm düzeni yerle bir edelim…
9 Şubat 2023