Madımak insanlık tarihinde kara bir leke. 29 yıl önce halk önderi Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında Sivas’a giden aydın, sanatçı ve Alevi canlarımızdan, 33 can devletin organizasyonu ve onun kolluk kuvvetlerinin koruması altında yakılarak katledildiler. Bu karanlık zihniyetin dinci, gerici, faşist güçlerce yapılmış olması bugüne kadar faşist katliamcı devletin yeni bir katliamda maşa kullanmasıydı.
Artık tüm pislikleri ortalığa saçılan faşist çete devletin yaşadığı yönetememe krizi karşısında yeni katliamlar peşinde. Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde katledilen 33 aydın, yazar ve sanatçının katliamında aktif rol alanlar ise bugün faşist devleti yönetiyor.
2 Temmuz 1993’te düzenlenen korkunç katliam, devlet tarafında planlı ve organizesi ile gerçekleştirildi. Dönemin Sivas Belediyesi tarafından katliamdan birkaç gün önce şehrin içinde hiçbir yerde kaldırım çalışması gibi bir faaliyet yok iken, Madımak Otelinin çevresine kamyonlar dolusu parke taşları bırakıldı. Dönemin belediye başkanı (Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı) katliam sırasında “gazanız mübarek olsun” diyerek katliamın startını veriyordu.
Sivas katliamının üzerinden 29 yıl geçse de acımız hâlâ taze, öfkemiz hâlâ diridir. Kürt katliamları, Dersim soykırımı, Maraş, Çorum, Gazi… Faşist devlet her sıkıştığında Alevi halkımıza yönelik katliamları devreye sokmakta. Adı geçen katliamlar rastgele yaşanmış sıradan olaylar değildir. Halklarımızın yaşadığı tüm katliamlar faşist çete devletin koruması ve organizasyonu altında gerçekleşmiştir. Öfkemiz de kinimiz de faşist devletedir.
2 Temmuz, katliamının yıl dönümünde yitirdiğimiz 33 canımızı anarken yaşanan katliamlar karşısında faşist devlete karşı mücadele başarıya ulaşmadıkça yenileri yaşanacaktır. Bugün kendi iktidarlarının çıkmazı ve yaşadıkları yönetememe krizi karşısında Kürt halkına yönelik kesintisiz süren katliamları devam ediyor.
Sivas Katliamının 29. yıl dönümünde yeni katliamların önüne geçmek ve bu katliamların hesabını sormak için faşist devletin ve onun beslemeleri karşısında örgütlenmek mücadele etmekten geçmektedir. Unutmayalim ki, bu faşist düzen tüm insanlığın, ilerici-aydınlık yüzlerin düşmanıdır. Faşizm karşısında halklarımızın özlemini duyduğu özgür, eşit bir yaşamdır. Bunu başarmanın biricik yoluysa; etnik kimliklerin, cinsiyet, inanç, ya da farkı nedeniyle ötekileştirilmediği, katliama uğramadığı, eşit, özgür, kardeşçe yaşayacağı bir ülke inşa etmekten geçmektedir.
Bunu gerçekleştirmenin yoluysa, faşist devletin zulmü ve katliamları karşısında örgütlenmek, mücadele etmekten geçmektedir. Özgürlük mücadeleyle kazanılır, katliamların hesabı mücadeleyle sorulur.
Sivas katliamını unutmadık, unutmayacağız!
Sivas katliamının faili faşist devlettir!
Hesabı sorulmadık katliam bırakmayacağız!