Halkların Demokratik partisine yapılan saldırılar seçim atmosferine girdiğimiz dönemden bu yana her gün artarak devam etmektedir. Bir çok il ve ilçe’de HDP seçim büroları basılmış, parti yönetici ve üyelerine lince varan saldırılar gerçekleştirilmiştir. Ancak Mersin ve Adana’da yapılan saldırı girişimi saldırıların ayyuka çıkmış halidir.
AKP-RTE devletinin başkanlık sistemine geçmek için önlerinde tek engel olarak gördükleri parti, Halkların Demokratik Partisidir. Hemen hemen her gün televizyon ve miting meydanlarından Halkların Demokratik Partisini hedef gösterenler, saltanatlarını korumak adına meseleyi ölümlere vardıracak duruma kadar getirmiş durumdalar. Bu kadar saldırganlaşmalarının nedeni de AKP-RTE devletinin hızla düşüşe geçtiği ve tepe taklak iktidardan gideceği içindir.
Gezi-haziran direnişiyle birlikte başlayan hoşnutsuzluk, ardından gelen 17-25 Aralık hırsızlık operasyonu ile çıkan yolsuzlukları ve dış politikada insanlığın baş belası olan DAİŞ çetesinin besleyicisi ve destekçisi olmaları toplumun tüm kesimlerinde rahatsızlığa yol açmıştır. Artık mevcut oligarşik klik iç ve dış politikada iflas etmiş, statüko çemberinin içine girmiştir.
AKP-RTE devleti , çıkışın yolu olarak başkanlık sistemini görmektedir. Ancak bunu başarabilmesinin yolu seçimlerde tek başlarına iktidara gelebilmek ve anayasayı değiştirebilecek sandalye sayısına mecliste sahip olmaktan geçer. Fakat bunu başarmalarının yolu ancak Halkların demokratik partisini baraj altında tutmaktan geçer. Başaramayacaklar!..
Saldırıların merkezi olarak Adana ve Mersin’in seçilmesi hiç de tesadüfi değildir. Zira bu iller Kürt özgürlük hareketinin güçlü olduğu batı illeridir. Oligarşik klik bu saldırılarıyla Kürdistanlı devrimcilere hem gözdağı hem de Kürdistan’ın dışındaki alanlara açılmayın mesajı vermek istedi.
AKP-RTE devleti, Kürdistanlı ve Türkiyeli devrimcilerin tek çatı altında birleşmesi ile demokrasi cephesinin büyümesinden rahatsız olmuştur. Siyasi ve ekonomik olarak iflas eden iktidarın sonunu getirecek güçler , yani Gezi Haziranı ve 6-7 Ekim Kobani serhıldanlarının mimarı olan halklarımız HDP çatısı altında birleşmiştir.Bu birleşmeden çıkacak sinerjinin yansımaları gerek 7 Haziranda seçimlere gerek de seçim sonrası sistemin alaşağı edilmesine yansıyacaktır. AKP-RTE iktidarının da sonunu getirecektir. Bunun farkında olan oligarşik klik ise, HDP’yi hedef alan saldırılarına devam edecektir.
Halkların Demokratik Partisini hedef seçen güçler şunu bilmelidir ki; Anadolu ve Mezopotamya halklarının devrimci ve demokratları tarihinde bir çok buna benzer olaylar yaşadı. işkence ve ölümlere varan tüm yöntemleri oligarşik diktatörlüğün tüm klikleri denedi. Tarihimiz bunun bir çok örnekleriyle doludur. Ne o zaman nede şimdi buna benzer yöntemler devrimci-demokrat ve yurtsever güçleri halklı davalarından vazgeçiremeyecektir.
Şimdi bize düşen; adaletsizlikleriyle,hırsızlıklarıyla ülkeyi soyup soğana çeviren, emekçileri yoksullaştıran, sömüren, tek adamlık diktatörlük kurmaya çalışanlara karşı, demokrasi cephemiz olan Halkların Demokratik Partisini daha fazla sahiplenmektir. Aynı zamanda demokrasi cephesine gelen tüm saldırıları meşru savunma temelinde püskürtmek ve kazanımlarımızı korumak , her devrimci demokratın görevidir. Devrimci Cephe olarak bu bilinçle görev ve sorumluluklarımıza sahip çıkacağımızı yineliyoruz…
DEVRİMCİ CEPHE
19.05.2015