Rosa Luxemburg ve Karl Libknecht Mücadelemizde Yaşıyor

Emperyalist haydutların tüm saldırılarına ve tasfiyeci anlayışların, döneklerin felaket tellallığı yapıp her şey bitti yalan ve demagojilerine rağmen, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in sosyalizmi mücadelesinde yaşıyor…

Alman devriminin önderi Rosa Luxemburg ve Karl Libknecht 15 Ocak 1919 tarihinde katledildiler.

Alman devrimi yükseliş gösterdiği süreçte katledilen Rosa Luxemburg ile Karl Libknecht dünya devriminin gelişimi uğruna bütün olanakları harekete geçirmişlerdir. Alman sosyal demokrat partinin ihanet üzerine Spartaküs-Bund’u kurarak Alman devrimi için inançlı ve kararlı bir mücadele çizgisi izleyen Rosa Luxemburg ile Karl Libknecht, 1918 ayaklanmaların başladığında Avrupa devrimin önünde yer almanın onuruyla olağan üstü bir çaba göstermişlerdir.

Rosa Luxemburg ve Karl Libknecht düşüncelerini tavizsiz biçimde savunan ve revizyonist-oportünist anlayışlarla ideolojik mücadele sürdüren Alman devriminin önderleri arasında yer aldılar. Devrimci mücadelenin büyük bir gelişim gösterdiği süreçte oluşturulan Spartaküs’lerin kurucuları arasında yer alan Lüksemburg ile Libknecht, Alman Emperyalizmin baş hedefleri arasında yer almışlardı. 1 Emperyalist Paylaşım Savaşından yenilgi alarak çıkan Alman emperyalizmi, Almanya genelinde ayaklanmaların gelişmesi ve başarıyla yükselmesi karşısında Spartaküs’lerin önderlerinin katletme planları yapmış ve uygulanmıştır.

Spartaküs’ler 1 Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında değil, savaşın başlangıç sürecinde de Emperyalizmi tedirgin etmişlerdir, çünkü dünya savaşının çıktığı koşularda emperyalist burjuvaziyi desteklemek gerektiğini savunan sosyal-şöven, sosyal-emperyalist karşı mücadelede Spartakus’ler en doğru tavrı gösterenler arasında yer almışlardır. Ellerindeki pazarları genişletme, baskı ve sömürüyü yoğunlaştırmak amacıyla 1 Paylaşım savaşını çıkaran tekelci sermayeyi destekleme kararı alan sözde sosyalistler, isimler ne olursa olsun esasında Emperyalist burjuvazi ile ittifak kurarak ihanet tavrın seçmişlerdir. Spartaküs’lar ise, ‘ana yurdu savunma’ adı altında tekelci sermayenin kesinlikle desteklenmeyeceğini vurgulanmış, 1 Emperyalist Paylaşım Savaşının çıkarılmasını protesto ederek, bu savaşın emperyalizme karşı sürdürülen devrimci bir iç savaşa dönüştürülmesi düşüncesini savunmuşlardır.

Nitekim 1 Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında Spartaküs’larin ve Bolşeviklerin tavırların doğruluğu pratikte görülmüştür. 1 Emperyalist Paylaşım Savaşın ’da beklediğini tam aksine yenilgiyle ve Pazar kaybı ile çıkan Alman emperyalizminin Alman halkını daha fazla sefalete sürüklemesi sonucu ayaklanmaları başlamış Spartaküs’lar Avrupa genelinde yükseliş gösteren devrim kavgasında yerlerini almışlardır.

O süreçte sadece Avrupa’da değil Asya ülkelerde de devrimci bir ulusal kurtuluş mücadelesi yükselme gösteriyordu. Türkiye’de de Osmanlının 1 Emperyalist Paylaşım Savaşında Almanya ile birlikte aldığı yenilgi ve çöküş süreci hızla dağılması emperyalist işgal karşı mücadele gelişti. Türkiye de emperyalizmin işgaline karşı geliştirilen ulusal kurtuluş mücadelesi sürecinde Marksizm’in etkisi, moral katkısının yansıra Sovyetler Birliğinin maddi desteğini alırlar. Bu süreçte, 1919 ve sonrasında ülkemizde komünist hareketin örgütlenmesi karşısında Türk devleti, Türkiye Komünist yöneticisi 15 yoldaşı Karadeniz’de bir tekneye bindirerek Karadeniz’in karanlık sularında katlettiler.

Ülkemiz ve diğer Asya ülkelerinde gelişme gösteren devrim mücadelesi Sovyetler Birliği’nin kendisine örnek almıştır. Avrupa ülkelerinde başlayan ayaklanmalar ve barikat savaşları ülkemiz komünistlerini moral açıdan da güçlendirmiştir. Bu anlamı ile dünya genelinde gelişen mücadelede payları olan Rosa Luxemburg ve Karl Libknecht ülkemizdeki komünist hareketin gelişimine de katkıları olmuştur.

 Rosa Luxemburg devrimci mücadelenin yöneticisi olmasının ötesinde, emekçi kadınların devrimci mücadeledeki yerini göstermesi anlamı ile de örnek alınmalıdır. Kadınların devrim mücadelesinin ve mücadelenin her düzeyde görev alabileceğini somut da göstermeleri yanı ile Rosa Luxemburg, Klara Zetkin, Vera Zasuliç, AleksandraKollontai, Nadejda Krupskaya emekçi kadının devrimci mücadelede ki çok önemli görev ve sorumlukları üstlenebileceklerini kendi yaşamları ile ispatlamışlardır. Bu noktada Rosa Luxemburg Türkiye’de devrimci mücadelenin her düzeyde yer alan kadın yoldaşlarımızın örnek aldığı önderler arasında yer alır.

Alman devriminin önderleri arasında yer alan Rosa Luxemburg ile Karl Libknecht Alman devleti ve onun adına hareket eden Alman sosyal demokratlarınca alçakça katledilmelerini dünya halkları hiçbir zaman unutmadı. Bundan sonra da unutulmayacaklar…

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Rosa Luxemburg ve Karl Libknecht sosyalizm mücadelesinde yaşıyorlar!

Ya sosyalizm ya barbarlık!

Vardık varız var olacağız!

13 Ocak 2024

Önceki İçerikBerlin 29. Rosa Luxemburg Konferansı gerçekleştirildi
Sonraki İçerikKontrgerilla şefi Mehmet Eymür