Kürt halkı üzerindeki baskı, asimilasyon ve linç politikası yoğunluğu her geçen gün artarak sürüyor.
Yine katledilen Kürtler ve yine ırkçı saldırı. Türkiye oligarşisinin AKP-MHP iktidarının faşist saldırıları sürüyor. Kürt düşmanı söylemleriyle, toplumda ırkçı saldırıların tırmandırıyor. Son olarak Afyon Dinar’da inşaat işçilerine Kürt oldukları için yapılan silahlı saldırı sonucu Özkan Tokay katledildi, iki işçide yaralandı.
Daha dün Sakarya’da Kürt oldukları için linç edilen Mardin’den mevsimlik işçi olarak gelen Kürtlere, işveren ve köylüler tarafından saldırıda bulunuldu. Saldırıda bulunan faşist güruh serbest bırakıldı. Bu saldırıların mağdurları ise döndükleri köylerinde adeta açık cezaevine çevrilen köylerinden dışarıya çıkamadıkları gibi köye hiç kimse sokulmayarak tecrit edildiler. Devlet tarafından “bölücü”, “hain” olarak damgalandırılan başta Kürt halkı ve ona muhalif olanlar sürekli şeytanlaştırılmanın parçası haline dönüştürülmekte.
Olay, 13 Eylül 2020 akşamı 19.30 saatlerinde Dinar ilçesinde meydana geldi. İnşaat işi yapan kardeşlere bir kişi tarafından silahla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu 25 yaşındaki işçi Özkan Tokay yaşamını yitirirken, Fırat T. ve Emrah Ö. isimli işçiler yaralandı. Yaralı işçiler ilçe devlet hastanesine kaldırıldı.
Erciş’ten ve diğer kentlerden yola çıkarak Afyon’a gitmek isteyen işçilerin akrabalarının bir kısmı Erciş çıkışında diğerleri ise Afyon girişinde kurulu polis kontrol noktalarında durduruldu. Afyon’da konuyu takip eden bir polis yetkilisi yaralı işçilere ‘’ölünüzü buradan alın ve çıkın’’ dedi.
İster sivil ister resmi kolluk kuvvetlerinden olsun bu saldırılar faşist devletin kışkırttığı ve uyguladığı politikalardan bağımsız değildir. Türkiye’deki faşist devletin önemli özelliklerinden biri Kürt halkına karşı uyguladıkları ırkçı-faşist saldırılardır. Kürtlerin sokak ortasında kurşunlanmaları, linç edilmeleri adeta olağan bir davranış olarak görülmektedir. Bu faşist ve azgın ırkçı saldırılar, bu sistemin sürekliliğini sağlamak için katliam ve cinayetlere ihtiyaç duymasının bir sonucudur.
Oligarşi yaşadığı kriz ve yükselen tepki karşısında girdiği çıkmazda çırpınıyor ve daha da saldırganlaşıyor. Kürt halkı esir kamplarında değil, kendi ülkesinde özgürce yaşama hakkına sahiptir. Türkiye oligarşisi ırkçı-faşist saldırıları izlediği politikaların sonucunda bugünkü boyutlarına ulaşmıştır.
Bugün bu saldırılar salt Kürt halkına yapılıyor ve devletin “Kürt’ten uzak durun” politikası karşısında susanlar unutmamalı ki, yarın sıranın kendisine geleceği gibi, sessiz kalarak bu insanlık suçuna ortak olmaktır.
BUGÜNÜNE SAHİP ÇIKAMAYANLARIN YARINI DA OLAMAZ
14 Eylül 2020