Newroz Ortadoğu ve Orta Asya halklarının özelliklede Aryenler’in ulusal direniş bayramıdır. Bütün dünya halkları Newroz’u baharın müjdeleyicisi ve ilk günü olarak kutlamakktadır. Newroz gününde Ekinoks denilen olay gerçekleşmektedir ve gece-gündüz olayı dünyanın her yerinde eşit hale gelir. Ama Newroz’un Kürtler için anlamı bambaşkadır. Kürtler Newroz’u saltanatların tarihe gömültüldüğü, direnişin yükselttiği halkların özgürlüğe ve barışa yani bahara kavuştuğu gün olarak kutlamaktadırlar. Kürtler herkesin aksine Newroz’u bir direniş bayramı olarak serhildanlarla kutlamaktadırlar. Kürtler Newroz gününde ulusal mesajlarını dost ve düşman herkese vermektedir. Kürtler Newroz’da kitleler halinde ateş yakmakta ve halaylara durmaktalar. Newroz daima Kürtler için bir çıkış yolu olmuştur. Demirci Kawa’nın Dehak’lara karşı direnişi Newroz gününde olmuştur ve yine Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın 12 Eylül cuntasına karşı eylemi de yine Newroz gününde gerçekleşmiştir. Kürtler Newroz’u yöresel ve kültürel kıyafetlerle stran ve zılgıtlarla karşılamakta ve mesajlarını vermektedirler. Zerdüştlerde olduğu gibi ateş ve güneş kutsal sayılmakta ve ateşe su dökülmemektedir. Güneşe dua etmekteyiz. Newroz ateşi de direnen ruhu temsil etmektedir.
Kürtler için Newroz’un önemini anlatmak yetmez, insan Newroz’un anlamını sadece Newroz alanında bir şiar atıp halaya durarak anlatabilir ve görebilir. Mazlum Doğan’ın dillendirip sloganlaştırdığı “Berxwedan Jîyane” yani “Direnmek Yaşamaktır” sözü Newroz’un özünü ve anlamını anlatmaktadır. Newroz gününde direniş ruhu yeniden canlanır ve yeşerir. Doğrudur, Newroz bütün Ortadoğu halkları tarafından kutlanmaktadır. Bu yüzden Ortadoğu halkları Newroz’u baharın müjdeleyicisi ve ilk günü olarak kutlarlar. Kürtler ise Newroz’u direniş bayramı olarak kutlamaktadırlar. Newroz’da egemenler demir dövüp yumurta tokuşturup Newroz’un özünü dejenere etmek isterken, halklar ve Kürtler ise ateş yakıp direniş mesajları vermektedir.
Günümüzde Newroz günü yani 21 Mart Günü resmi bayram ilan edilmiş. Ama bu kazanım kolay elde edilmemiş, bunun için Kürtler çok bedel vermiş çok acılar çekmiştir. Buna örnek olarak 92 Cizre, Nusaybin, Şırnak Newroz’larında devletin yaptığı katliamları verebiliriz. Devlet o Newroz kutlamalarına vahşice saldırmış ve onlarca kişi yaşamanı yitirmiştir. Günümüzde ise Kürtler başta Amed-Wan-İstanbul şehirleri olmak üzere bir çok yerde meydanları milyonlarla doldurmaktadırlar. İnkarcı ve imhacı güçler bunun önünü alamadıklarında ise bu sefer Newroz aslında bizim bayramımızdır ve Göktürkler 21 Mart Newroz Günü’nde Ergenekon’dan çıkmıştır gibi çarpıtılmış söylentilerle Newroz’u kendilerine mal etmek istiyorlardı. Ama bu fazla tutmadı ve tutmasıda mümkün değildir. Çünkü orjinali varken sahtesi fazla tutmaz ve sahteye talep olmaz. Dünyanın bir çok halkı Newroz’u kutlamaktadır ve hatta resmi devlet protokolları ile kutlanmaktadır ama bütün dünyanın Newroz’u tanıması PKK’yle Amed Newroz’uyla olmaktadır. Nasılki barbar TC’nin Kürtleri Ağrı Dağı’na gömdük söylemine Çağdaş Kawa ve Mazlum Doğan 21 Mart 1982 Newroz Günü’nde cevap verdi, aynısını da Kürt Özgürlük Hareketi PKK öncülüğünde Kürtler; AKP ve Erdoğan’ın barbarlığına karşı yine kitlesel Newroz kutlamalarıyla cevap verdi. Kürtleri sindirdik ve bir daha da iki Kürt yan yana gelemez diyenler yanıldı, cevap Newroz alanlarından yüzbinlerden geldi. Cizre’yi yaktım yıktım diyenlere yine cevap Cizre’den geldi. Bu yılki Newroz kutlamaları daha da anlam kazanmış durumdadır. Bir taraftan Newroz kutlamalarını görmeyipte yoksayan AKP-Erdoğan zihniyetine cevaplar hem Newroz alanlarından, hem uluslararası arenadan hem de Rakka’dan geldi. AKP ve Erdoğan gün geçtikçe kan ve müttefik kaybediyor. Bir yandan da Kürtlere uluslararası arena da ilgi çoğalıyor. Newroz’da QSD’li savaşçılarla Tabka Havaalanını özgürleştiren ABD’li askerler aslında Erdoğan’a Newroz bayramı mesajını verdiler.
Newroz’la başlayan serhildan ruhu 16 Nisan’a kadar devam etmeli ve diktatörleri Newroz ateşinde yakmalıdır. Aslında Kürtler Newroz’la AKP’nin bitirdik sözlerine cevap verdi ve Biz bitti demeden bitmez dediler. Newroz’da Kürtler ve demokrat-devrimciler AKP ve Erdoğan saltanatına bir kazık daha çaktılar. Kürtler harlanan Newroz ruhuyla referanduma katılmalı ve Erdoğan’a hayır deyip Erdoğan’ı sandığa gömmelidirler. Newroz ruhuyla sözde olan baharı özde de bahar yapıp halkların baharını başlatmalıdır. Halkların Baharı Newroz’la başladı ve 16 Nisan’da sonuçlanacak. Şehit Çiyager’in dediği gibi, “Sonuç ne olursa olsun muhteşem olacak” sözü tam da bunu anlatmaktadır. Muhteşem olan sona çok yakınız ve Erdoğan’ın sallanan tahtını Erdoğan’la yıkmalıyız ve tarihin diktatörler çöplüğüne atmalıyız. Halklar artık tek adam ve diktatörlükle yönetilmek istemiyor. Halklar kültürel ve ulusal renklerini bir bayrak gibi dalgalandırıp yaşamak istiyor. İnanmış bir halk iradesinin önünde kimse duramaz, durmak isteyen paramparça olacaktır. İşte Erdoğan’ın bu durumu paramparça halini göstermektedir. Bakanları Avrupa ülkelerine alınmayıp kovulmaktadırlar. Bütün dünya diktatör ve çetelerin işbirlikçisi olarak tanımaktadır Erdoğan’ı. Laz Kemal (Kemal Pir)’in 1982 Diyarbakır 5.’Nolu Cezaevi’nde 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Kemal Yamak’a söylediği, “Biz bu devlete bir kazık çaktık hadi şimdi çıkarın” sözü gün be gün daha çok aleni bir şekilde yaşanmaktadır. Kürtler ve devrimciler Newroz alanlarını doldurdular ve aslında Newroz alanlarından referandum mesajlarını verdiler. Biz sana da, tek adamlığına da hayır diyoruz ve 16 Nisan’da bunu kanuni bir şekilde de söyleyeceğiz. Diktatör bozuntusu, “Maskeli balo sona erdi artık ait olduğun yere gitme zamanın şimdi”…
Mezra BOTAN
Şehit Ferhat Kurtay Akademisi – Mahmur Kampı
24 Mart 2017