Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine tepki gösteren kadın örgütleri, bu kararın hukuksuz olduğunu vurguladi.
Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine tepki gösteren kadın örgütleri, bu kararın hukuksuz olduğunu vurguluyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı nedeniyle koruma tedbirlerinin uygulanmayacağı konusunda endişeli olduklarını belirten kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi konusunda “Mücadele ederek kazandık, vazgeçmeyeceğiz” diyor.
Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, İstanbul Sözleşmesi’nin şiddet gören kadının bu şiddete göz yummaması, kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmemesi, yine kadın erkek eşitliğinde eğitime ulaşması için hazırlandığını söyledi. Ancak bir gecede Cumhurbaşkanı kararıyla Sözleşme’den çıkmanın hükümsüz olduğunu belirten Güllü, “İstanbul Sözleşmesi’nden yararlanan kadınların bir kısmı şimdi diyor ki;’Koruma tedbirlerimiz uygulanacak mı? Koruma tedbirlerini uygulamazlarsa ne yapacağız?’ Birçok aile acil yardım hattını arayarak soruyor; ‘Şiddet görüyoruz ne yapacağız? Gidersek kolluk bize yardım edecek mi?’ Evet, karar hükümsüz, kanun geçerli diyoruz” ifadelerini kullandı. Sözleşme’den çekilme kararının, iradeyi tek kişinin elinde toplayarak demokrasiden uzaklaşmayı işaret ettiğini belirten Güllü, Danıştaya başvuracaklarını açıkladı.
MÜVEKKİLLERİM TEDİRGİN OLDUĞUNU SÖYLÜYOR
Mor Çatı’dan Avukat Ceren Akkaya, “İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle bütüncül ve kapsamlı bir mücadeleyi kuran çok güçlü bir hukuki metin. Devletin kadını korumayacağının ilanı oldu bu karar. Ancak sözleşme hâlâ yürürlükte. Konseye bildirim yapıldı ve üç aylık süre başlamış oldu. Henüz yargı yolu da tüketilmedi. Sözleşme üç ay daha geçerli olacak. Sözleşme’den çekilme kararı politik bir karar. Küçük bir kesimin isteği üzerine yapılmış bir şey. Son 12 saatte 6 kadın öldürüldü. Bu sözleşmeden çekilmemizin doğrudan sonucu. Etkin olarak uygulansaydı Sözleşme, birçok şiddet mağduru kadın bunları yaşamamış olacaktı ve birçoğu hayatta olacaktı” dedi. Birçok kadın müvekkilinden tedirgin olduklarına dair mesajlar aldığını söyleyen belirten Akkaya “Kadınlar şu anda kendilerini güvende hissetmiyor. Sözleşme bir güvenceydi tam olarak uygulanmasa bile” şeklinde konuştu.
Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği Başkanı Elif Sancı, “Bütün kadınlar gibi biz de Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı etkinlikler yapıyoruz. Bugün de İstanbul Sözleşmesi’nden neden vazgeçmediğimize dair bir etkinliğimiz olacak. Zaten kaldırılır kaldırılmaz bütün kadınların tepkisini koyduğu bir süreç söz konusu. Sosyal medyamızdan da yaptığımız etkinliklerle de kaldırılmasını kabul etmediğimizi söylüyoruz. Bu karar geri çekilinceye kadar da devam edeceğiz” dedi.
“SÖZLEŞME KADINLAR ÜZERİNDE TAHAKKÜME ENGELDİ”
Kadın Dayanışma Vakfından Avukat Günçe Çınar, kararın sadece hukuki değil politik olarak da herkesi huzursuz ettiğini söyledi. Çınar, “Bir sabah uyanırsın Medeni Kanun’u kaybetmişsindir, sonraki gün kalkarsın İş Kanunu’nu kaybetmişsindir, sonraki gün sendikalar kapanmıştır… Uluslararası bir sözleşmeden tek imza ile ayrılabileceğini iddia eden bir kişi, çok rahatlıkla tüm kanunları da değiştirebilir” dedi. İktidarın sözleşme olduğu sürece kadınların ve kız çocuklarının üzerinde istedikleri gibi tahakküm kuramayacağını gördüğü için sözleşmeden çekildiğini dile getiren Çınar, “Nafaka hakkının tartışmaya açılması, kadın derneklerinin ve STK’lerin sürekli kapatılması, İnfaz Yasası’yla cezaevlerindeki erkeklerin salıverilmesi, uzaklaştırma kararlarının 6 aydan 1 aya indirilmesi vs. devamlı bir suretle zaten 6284 sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasına dair çabalardı. Hiçbir zaman tam olarak uygulamadıkları gibi aileyi parçaladığına dair bilimsellikten uzak iddialarla insan hakları metninden ayrılıyorlar” ifadelerini kullandı. Çınar, kadınların bu sözleşmeyi mücadele ederek kazandığını belirterek, İstanbul Sözleşmesi’nden kimsenin vazgeçemeyeceğini dile getirdi.
15 Mart 2021