Hep beraber yürüyoruz. Hemen yanımda 73 katliamın bütün şehitlerini yüreğinde taşıyan Êzîdî amca, onun hemen yanında imam, sağında sosyalist solunda bir ecnebi. Herkes burada. Yüreği insanlık değerleri ve onuruyla, yeni yaşamın heyecanı ile atan herkes burada. Yürüyoruz, yürüdükçe büyüyoruz.
Bu yıl büyük yürüyüşe ülkemden çok uzakta katılıyorum. Telaşlıyım. Önce iyi bir ayakkabı bulmam gerek diye düşünüyorum. Ya yürüyemezsem diyorum kendi kendime. Olmaz ne olursa olsun yürümeliyim ama bunun için beni zorlayacak ne kadar dış etken varsa gidermeliyim. Kafamın içi böyle deli düşüncelerle dolu geldi çattı yürüyüş günü. Büyük bir kararlılıkla yapılan açıklamalardan sonra artık yola düşme zamanı. Eğiliyorum yeni aldığım ayakkabımın bağlarını iyice sıkıyorum. Evet diyorum yapabilirsin. Daha öncede yaptın hem de çok daha ağır şartlarda yürüdün. Gecenin bir yarısı şehit ve yaralı haberleri gelmişti. Nasılda koşmuştu en önde masmavi ve dalga dalga saçlarıyla Sêvê o kapkaranlık sokalarında Silopi’nin. Gece boyu yaralı arkadaşları aramıştık, çok yürümüştük. Şimdi yine yanı başımda Sêvê. İlk adımı beraber atıyoruz ve yürüdükçe kocaman bir gülümseme yayılılıyor bütün benliğime. Göğüs kafesim Cudi’nin serin havasıyla doluyor bir anda. Bütün gün beraber, biraz ilerde karşılaşacağımız arkadaşların varlığıyla heyecan içinde yürüyoruz Sêvê ile.
Şimdi mola zamanı, biraz dinlenmeliyiz. Birden ayağımda önce inceden bir sızı, ardından korkunç bir ağrı ile kendime geliyorum.
Sêvê’yi arıyor gözlerim.
Sêvê yok.
Sêvê yok diye ağrıyor her yanım. Aklıma düşüyor; yine Cudi’ye yürüyoruz. Silopi kuşatma altında, binlerce canla birlikte yürüyoruz. Arkadaşlarımız kuşatma altında onlara yetişmeliyiz. Ve zirvedeyiz. Hemen şurada karşımızda duruyor Silopi. Hemen gitmeliyiz; durmak olmaz diyoruz, bir anda dört bir yanımıza toplar yağıyor hareket edemiyoruz. Mümkün değil, geçit vermiyor sarp kayalıklar ve düşman top atışı. Başka yollar denemek üzere dönüyoruz kente.
Akşam haber geliyor Sêvê, Fatma, Pakize birbirlerine sarılmış, öylece katılmışlar o kutsal kervana. Daha hızlı yürüyorum şimdi. Hani diyor ya şair ‘kafamı kırarcasına’ terlediğimi hissediyorum, çıkarıyorum üzerimdeki montu ama hala çok sıcak, bedenim yanıyor sanki. Evet tanıyorum ben bu sesi Mehmet Yavuzel’in sesi bu. ‘Yakıyorlar bizi heval’ diyor.
Yakıyorlar…
Yakıyorlar… Arkadan bir ses ”heval üşüteceksin montunu giy” diyor. İnceden bir titreme sarıyor bedenimi. Bir anne bağdaş kurmuş, başını ellerinin arasına almış, bir dondurucunun yannda bekliyor. Cemîla axx Cemîla… Şimdi o da yanımda, birlikte yürüyoruz daha hızlı.
Yine yol gösteriyor bize
Bütün gece geçişimize izin verilmemişti Cizre’ye. Sabahın ilk ışıklarıyla askerlerin arasından koşarak yol alıyordu Cizre’ye doğru tek başına bir ordu gibi Leyla Güven.
Şimdi yine güneşin açtığı o yolda yürüyor; karanlığı yırtan bir ışık huzmesi gibi yol gösteriyor bizlere. Baştan ayağa inanç, baştan ayağa iradedir şimdi leyla güven. şimdi daha hızlı yürüyorum hiç bir yere geç kalmayan o kadına ulaşmak için.
Bu şehir, bu yollar bana yabancı. Kapatıyorum gözlerimi ve bildiğim sokaklarındayım şimdi memleketimin. Şu köşeyi dönünce ateşin başında oturmuş bulacağım Zerya’yı. Siyabend toplamıştır şimdi çocukları etrafında; kocaman bir çocuktur şimdi onlarla. Sonra hep beraber yürüyeceğiz ulaşmak için Güneşe ve lanetlemek için tarihin en alçakça komplosunu ve komplocuları.
Herkes burada
Bugün beşinci günü yürüyüşün. Hep beraber yürüyoruz. Hemen yanımda 73 katliamın bütün şehitlerini yüreğinde taşıyan Êzîdî amca, onun hemen yanında imam, sağında sosyalist solunda bir ecnebi. Herkes burada. Yüreği insanlık değerleri ve onuruyla, yeni yaşamın heyecanı ile atan herkes burada. Yürüyoruz, yürüdükçe büyüyoruz. Sadece yürümek değil bu yürüyerek varoluyoruz. İnanıyorum varılacak o menzile..
Şimdi kalk diyorum kalk ve yürü..
LEYLA BİRLİK
15/02/2019