DAİŞ… Korku hikayesi Kobenê’de son buldu

 

DAİŞ… Korku hikayesi Kobenê’de son buldu – 1

Suriye krizinin 3’üncü yılında DAİŞ adında karanlık bir güç ortaya çıktı ve Suriye’deki savaşın gidişatını değiştirdi. Birkaç yıl öncesine giderek Suriye topraklarında savaşın nasıl başladığını, DAİŞ’in nasıl ortaya çıktığını bununla beraber, DAİŞ’in ilk yenilgisi olan Kobanê direnişinde neler yaşandığını göreceğiz. Kobanê’nin kurtuluşunun 4’üncü yıldönümünde, direnişin dünya üzerindeki etkisi nasıl oldu?

DAİŞ Suriye’ye gelmeden önce

2014 yılının sonlarına doğru, kimi ülkeler tarafından yürütülen iç savaşın 3’üncü yılında, Suriye genelinde büyük bir kaos hali yaşanıyordu. Bir yandan Erdoğan öncülüğündeki Türk devleti tarafından El Nusra ve Ehrar El-Şam gibi çete grupları aracılığıyla, Kuzey Suriye halklarınca ilan edilen özerk yönetim bölgelerine dönük saldırılar yaşanıyordu.

Diğer yandan da Suriye rejimi, Lübnan Hizbullah’ının da desteği ile silahlı muhalifleri Suriye’nin birçok kentinden çıkarmaya çalışıyordu. Nihayetinde Eqisêr, Heresta, Han Şeyhun, Halep, Resten ve diğer birçok kent, rejim güçlerinin bombardımanlarından dolayı harabeye dönmüştü.

DAİŞ, ortaya çıkmaya başladı

Suriye, toz duman arasında yıkıma doğru ilerlerken, yaşanan kanlı savaşların durmasına dönük hiçbir uluslararası çaba da ortaya çıkmamıştı. Böyle bir dönemde kafa kesmeler, yakmalar ve ölümlerle Suriye halkları üzerinde egemenlik kurmaya çalışan karanlık bir grup, yavaş yavaş dişlerini gösteriyordu. O grup DAİŞ’ti.

O dönem birkaç yüz tane çeteden ibaret olan DAİŞ, kısa bir zaman içerisinde Suriye ve Irak’ta büyük bir alanı işgal etti. Saatler içinde Musul ve Reqa gibi büyük kentleri işgal eden DAİŞ çeteleri, Suriye ve Irak askerlerinin en büyük üslerini de kısa bir zaman diliminde ele geçirmiş, yüzlerce askeri öldürmüştü. Suriye krizi böylece yeni bir aşamaya girmiş oluyordu.

Türkiye-DAİŞ ortaklığı, savaşı Kobanê’ye sürdü

Kobanê kent merkezi ve bazı köylerinde ara sıra savaşçılar ile El Nusra çeteleri arasında kısa süreli çatışmalar yaşanıyordu. Sonrasında bu grup, DAİŞ çetelerine katıldı.

DAİŞ etrafında, basın yoluyla büyük bir propaganda vardı. Bu gücün asla yenilmeyeceği, istediği yeri saatler içinde alabileceği sözleri her yerde dolaşıyordu. Daha sonraları ortaya çıkacaktı ki, bazı DAİŞ çetebaşlarının da açıkladığı kadarıyla, Türkiye istihbaratı ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde DAİŞ’in Kobanê kent merkezine yakın alanlara girme girişimi 3 defa boşa çıkarıldı. Sonrasında DAİŞ, Irak ve Afganistan gibi yerlerde savaşmış binlerce çetesini Kobanê çevresine topladı. Bununla birlikte Suriye ve Irak askerlerinden ele geçirdikleri onlarca tank ve ağır silahı da kentin çevresinde konuşlandırdı. Kobanê zaten, 2 yıl boyunca abluka altında bulunuyordu.

Türkiye ve DAİŞ, aynı amacın peşindeydi. O amaç da 19 Temmuz Devrimi’nin başladığı kenti yerle bir etmekti. Bu da Özerk Yönetim’e askeri ve siyasi anlamda büyük bir darbe olacak, diğer yandan da DAİŞ, Türkiye’ye ait sınır kapısını kontrolü altına alacaktı.

Kobanê’nin 300 köyü ve bazı mahalleleri işgal altında

DAİŞ çetelerinin Kobanê Kantonu’na saldırıları 15 Eylül 2014’te başladı. Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), Kobanê’nin her köyünde, sivilleri korumak ve güvenli alanlara ulaştırabilmek için amansız bir direniş sergiledi. Ancak DAİŞ kolay bir rakip değildi. Bununla beraber Kobanê, tamamen abluka altındaydı. Bu sebeple DAİŞ çeteleri, aynı yılın Ekim ayında kentin bazı mahallelerini ve 300 köyünü işgal etmişti. Saldırılar sonucunda 300 bin sivil evlerini terk etmiş ve Kuzey Kürdistan’ın Riha (Urfa) iline bağlı Pirsûs ilçesine geçmişti. Burada halk, çetelerin sınır üzerinden kente girmemesi için kendini kalkan yapmıştı. Diğer yandan birçok sivil de mahallelerinde kalarak, savaşçılarla birlikte DAİŞ’e karşı varlık-yokluk mücadelesini büyütüyordu.

Kentin bazı mahallelerinde mevzi kuran YPG-YPJ savaşçıları için tek bir seçenek vardı; o da direnişti. Savaşçılar 21 gün boyunca hafif silahlarıyla direndi ve DAİŞ çetelerinin kentte ilerlemesine izin vermedi. Uluslararası koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının çetelerin mevzilerini bombalamasıyla birlikte, savaşçılar da ilerledi ve kentin bazı mahallelerini çetelerden kurtardı.

Dünya, Kobanê Direnişi için ayaklandı

1 Kasım 2014, Dünya Kobanê Direnişi’ne Destek Günü olarak ilan edildi. Direnişin yanlısı yüzbinler, dünyanın dört bir yanında alanlara akarak yürüyüşler, eylemler gerçekleştirdi. Hep bir ağızdan, DAİŞ’e destek veren Türk devletine karşı sloganlar haykırdı.

Kobanê’de savaşan ve şehit düşen YPG-YPJ’nin enternasyonal savaşçılarının posterleri Avrupa’dan Afganistan’a ve Japonya’ya kadar dünyanın 4 bir yanında asıldı. Artık dünyanın gözü, Kobanê’deki ölüm kalım savaşındaydı. Çünkü DAİŞ, tüm dünya için büyük bir tehlikeydi.

DAİŞ, ilk kez Kobanê’de yenildi

DAİŞ, hiç karşılaşmadığı bir direnişle Kobanê sokaklarında karşılaştı. QSD savaşçıları tarafından tutuklanan bazı DAİŞ çetebaşlarından alınan bilgiye göre Fas, Tunus ve Cezayir gibi Mağrip ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeden yaklaşık 3 bin çete DAİŞ’e katılarak Suriye ve Irak’a dağılmıştı.

Kobanê’nin son 2 mahallesinde çok şiddetli çatışmalar yaşandı. Savaşçıların büyük direnişi ve uluslararası koalisyonun hava desteğiyle, Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndaki çatışmalar başta olmak üzere 3 bine yakın DAİŞ çetesi öldürüldü ve çeteler, bu direniş karşısında geri çekilmek zorunda kaldı.

Artık DAİŞ yenilgisini almış ve geri çekilmişti. YPG-YPJ savaşçıları, Özgür Suriye Ordusu’ndan bazı gruplar ve enternasyonal savaşçıların direnişi ile Kobanê’nin tüm mahalleleri kurtarıldı. 134 günlük savaş ve direnişin ardından 26 Ocak 2015 günü DAİŞ çetelerine karşı büyük zafer ilan edildi ve YPG bayrağı, kentin doğusundaki Kaniya Kurdan tepesinde dalgalandı. O gün dünyanın birçok kentinde zafer kutlamaları düzenlendi.

Türkiye’nin hayalleri DAİŞ’in son mevzileriyle birlikte sona erdi – 2

Birçok hayalini Kobanê’nin düşmesi üzerine kuran Türkiye, bunu gerçekleştirmek için sürekli girişimlerde bulunmuştu. Ancak özgürlük savaşçıları YPG-YPJ bayraklarını kentin en yüksek tepesinde dalgalandırınca her şey değişti ve Türkiye’nin hayalleri de suya düştü.

26 Ocak 2015 günü, Halk Savunma Birlikleri (YPG), Kobanê kentinin tamamının DAİŞ çetelerinden kurtarıldığını duyurmuştu. Bu olay, DAİŞ’in büyük alanlarını işgali altında bulundurduğu Irak ve Suriye için yeni bir aşama oldu.

Aylar süren çatışmaların ardından 7 kilometrekarelik Kobanê’nin kuzey mahalleleri ve kent merkezinin yüzde 30’u tamamen, yüzde 40’ı da kısmen olmak üzere toplam yüzde 70’i yıkılmıştı.

DAİŞ bölgeden çıktı

6 bin DAİŞ çetesinin ölmesi ve binlercesinin yaralanmasının ardından, kalan çeteler Kobanê’den geri çekilmek zorunda kalmış ve işgali altında bulunan en yakın bölgelere kaçmıştı. Yaklaşık birkaç gün içerisinde, Kobanê’ye bağlı 350 köyün bulunduğu geniş bir alan DAİŞ çetelerinin işgalinden kurtarılmıştı.

YPG, uluslararası mecralarda karşılandı

DAİŞ çeteleri, başta batılı ülkeler olmak üzere tüm dünya için büyük bir tehlike oluşturuyordu. O dönem çeteler, Avrupa’nın bazı kentlerinde terör eylemleri düzenlemişti.

YPG-YPJ savaşçılarının DAİŞ’i, Kobanê’de hezimete uğratmasının ardından artık YPG-YPJ temsilcileri, birçok ülkeye resmi olarak davet edildi.

8 Şubat 2015’te, Kobanê’nin özgürleştirilmesinden birkaç gün sonra dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, dönemin YPJ Komutanı Nesrin Abdullah ile yine dönemin PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah’ı Elysee Sarayı’nda karşıladı. Görüşmede DAİŞ’in nasıl yok edilebileceğine ilişkin görüş alış verişinde bulunuldu. Çünkü Fransa, Suriye ve Irak’ta ‘DAİŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyon’un en aktif üyelerinden biriydi.

Bununla birlikte Demokratik Özerk Yönetim’in temsilcileri de Avrupa Parlamentosu’nun birçok oturumuna katılmış, Suriye’deki gelişmelere ilişkin konuşmalar yapmıştı. Öte yandan Özerk Yönetim ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkileri geliştirmek ve Türkiye gibi bölge ülkeleri ile çetelerin bölgeye yönelik planlarına dönük görüşmeler yapılmıştı.

Halkların DAİŞ’e karşı dayanışması QSD’nin kuruluşunun temelini oluşturdu

Kobanê’nin kurtuluşunun ardından savaşçılar yönünü Girê Spî’ye verdi ve 15 Haziran 2015’te, bu kentin de kurtuluşuyla beraber Kobanê’nin 3 yıldır içinde bulunduğu abluka kırılmış oldu. Birkaç hafta sonra YPG-YPJ, Kobanê’nin güneyindeki Sirîn ilçesinin kurtuluşunu ilan etti.

10 Ekim 2015’te Cizre Kantonu’nda Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) kuruluşu ilan edildi. Bu güç Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Ermeni ve Türkmen halklarının bir araya gelerek oluşturduğu bir güçtü. QSD bünyesinde Şems El-Şimal taburları, Siwar El-Reqa tugayı, Süryani Askeri Meclisi, Cebhet El-Ekrad, Şuheda El-Heseke tugayı, Burkan El-Fırat, YPG ve YPJ gibi güçler başta olmak üzere yaklaşık 20 askeri güç yer aldı.

QSD’nin ardından Irak ve Suriye orduları da bazı kentleri DAİŞ’ten aldı

DAİŞ çetelerinin, kendi bölgeleriyle Türkiye arasındaki lojistik geçişin sağlandığı Minbic kentinin 2016 yılında QSD tarafından kurtarılması sonrası Kuzey Suriye’de ağır darbeler almasının ardından, artık Suriye ve Irak orduları da DAİŞ’in işgali altındaki bazı bölgelere yönelik harekatlara başladı.

Suriye rejim güçleri, Halep’in doğusundaki DAİŞ mevzilerine yönelik operasyonlar başlattı ve birçok köyü DAİŞ’ten aldı. Diğer yandan Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri, 2014 yılında DAİŞ’in işgal ettiği Musul’a operasyon düzenledi. Tüm dünyaya korku salan DAİŞ, artık adım adım küçülmeye, elindeki toprakları kaybetmeye başlıyordu.

Kobanê’den, zulmün ‘başkenti’ Reqa’nın özgürlüğüne

QSD, 5 Kasım 2016 günü Reqa’nın kurtuluşu için hamle başlattığını resmi olarak ilan etmişti. ‘Fırat’ın Gazabı’ adı verilen hamlenin ilk aşaması Eyn Îsa ile Silûk cepheleri olmak üzere 2 koldan başladı. Savaşçılar Reqa’nın kuzeyini özgürleştirmek için bu cephelerde ilerledi.

Hamle süresinde QSD savaşçıları, Reqa’nın kuzeyi ve güneybatısında bulunan Tebqa kenti ile Suriye’nin en büyük barajlarından biri olan Tebqa Barajı’nı; bununla birlikte Tebqa havalimanını ile El-Kerema, El-Mensura, El-Sefsafah beldelerini kurtardı. Böylece Reqa dört bir yandan kuşatmaya alınmış oldu.

Birkaç hafta sonra QSD savaşçıları Reqa’nın kuzey ve doğu mahallelerine ulaşmış, çeteleri ablukaya almış ve şehir savaşı başlamıştı.

DAİŞ çeteleri savaşçıların direnişi ve uluslararası koalisyonun hava saldırıları karşısında ağır darbeler almıştı. Suriye’nin tüm bölgelerinden gelen QSD savaşçıları da çetelere karşı savaşarak 20 Ekim 2017’de Reqa’nın kurtuluşunu ilan etmişti.

DAİŞ, son mevzilerinde sıkıştırıldı

2018’in sonlarına doğru binlerce DAİŞ çetesi, Derazor’un Irak sınırı üzerinde bulunan doğu beldelerinde sıkıştırıldı. QSD savaşçılarının operasyonlarında çetelerin işgalinde bulunan alanlardan on binlerce sivili kurtarıldı, çoğu yabancı uyruklu binlerce DAİŞ çetesi öldürüldü.

Bu arada son nefesini veren DAİŞ’in ömrünü uzatmaya çalışan Türkiye ise Kuzey Suriye bölgelerini bombaladı. Zaten dünya basınında çıkan birçok haberde, Türkiye ile DAİŞ çetelerinin gizli ilişkilerine dair belgeler yayınlanmıştı.

ZANA SEYDÊ / KOBANÊ

Önceki İçerik“Hele Ulaş’a Ulaşa Ulaş Benzerdi Güneşe…”
Sonraki İçerikİnanıyorum varılacak o menzile