19 Şubat 1972’de kuşatıldığı evde polislerle girdiği çatışmada katledilen THKP-C’nin kurucu önderlerinden Ulaş Bardakçı yolumuzu aydınlatıyor. Gelenekten, geleceğe yolumuz devrim yolunda yitirdiğimiz öncülerimizin yoludur…
Ulaş Bardakçı 1947 yılında Nevşehir’in Hacıbektaş kasabasında doğdu. ODTÜ’de okudu. O dönemde gençlik hareketininim gelişiminde aktif rol alan öncülük eden, gençliğin devrimci çizgiye, halkların kurtuluş mücadelesinin yol açılarında oldu. Dönemin ABD Büyükelçisi Robert Komer’in makam aracının ODTÜ de ateşe verildiği eylemin örgütleyenlerindendi.
Ulaş Bardakçı, Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) içindeki tartışmalara aktif biçimde yer aldı. Gençlik hareketinde Milli Demokratik Devrim (MDD) tezlerinin etkisinin artmasında ve Devrimci Gençlik’in inşasında öncü rolünü oynadı. Devrimin ancak savaşçı bir partiyle mümkün olabileceğini savundu.
Devrimci Gençlik hareketinden sonra THKP-C’nin kuruluşunda yer aldı ve partinin tezlerinin oluşmasında etkili oldu. THKP-C’nin ilk genel komitesinde yer aldı.
THKP-C’nin ilk silahlı eylemlerini organize etti, yer aldı. Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir ile birlikte 5 Nisan 1971’de ünlü sermayedar Mete Has’ın, 17 Mayıs 1971’de de İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’un kaçırılması eyleminde yer aldı.
12 Mart askeri faşist cuntasının başlattığı balyoz hareketinde yakalanıp tutuklandı. Tutuklu kaldığı Kartal-Maltepe Askeri Cezaevi’nden Denizlerin idamını engellemek için 29 Kasım 1971 günü Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna ve Ziya Yılmaz ile birlikte gerçekleştirdikleri firar eylemiyle özgürlüğüne kavuştu.
İstanbul’da devrimci faaliyetlerini sürdüren Ulaş Bardakçı’nın, Arnavutköy’de kaldığı evde 19 Şubat 1972 de polis tarafından yapılan baskında girdiği silahlı çatışmada ölümsüzleşti. Düşman karsisinda teslim olmama geleneğinin tohumlarını ekerek ölümsüzleştiğinde 25 yaşındaydı.
Ulaş Bardakçı, emperyalizme ve oligarşiye karşı sosyalizm ve devrim mücadelesinde devrimci hareketin yaratılmasının önderlerindeydi. Gençlik hareketinin yükselen eylem çizgisini, geniş halk kesimleriyle buluşturanlardandı.
Bardakçı’nın önder kadroları içinde yer aldığı THKP-C, ülkemiz devrim mücadelesine damgasını vurarak ön açıcı oldu. “Kurtuluşa kadar savaş” şiarı, bir son değil, başlangıç oldu. 70’lerde emperyalizme, oligarşiye karşı direniş savaşı, 80’lerde faşizme karşı bugün emperyalizme, gericiliğe ve faşizme karşı direnişle sürüyor.
Ulaş Bardakçı: “Devrimciler, bağımsızlıkları için silaha sarılma hakkını kullandı
Devrimcilerin legal çalışma imkanları çok sınırlanmıştı. Azgınlaşan emperyalizmin bizi ezip geçmesine müsaade etmeden toparlanmamız, bağımsızlık savaşımızı değişen şartla uygun biçimlerde yürütmemiz gerekiyordu.
Devrimciler emperyalizme karşı bağımsızlıkları için silaha sarılma hakkını kullandılar. THKP-C ve onun savaşçıları emperyalizme karşı bağımsızlık için silaha sarılma hakkını kullandılar. Savaşçılarının son teki de ölene kadar bu hakkı kullanmaya devam edeceklerdir. İddianamede geçen ve cephemizin yaptığı söylenen eylemler bağımsızlık için silaha sarılma hakkımızı kullanmamızdan başka bir şey değildir.
THKP-C, Türkiye halkının bağımsızlık özlemini dile getirmiş, kurtuluşun ilk kıvılcımını yakmıştır.
THKP-C, Türkiye halkının kurtuluşu yolunda bundan böyle de savaşını sürdürecek ve zaferi kazanacaktır.
Yaşasın bağımsız ve demokratik Türkiye için savaşanlar!”
(Ulaş Bardakçı’nın mahkemede yaptığı savunmadan)
Ulaş Bardakçı şehadeti üzerine Yaşar Kemal’in ulaşın anısına yazdığı Ulaşa Ulaşa şiirinden;
ULAŞ’A AĞIT
Hele Ulaş’a ulaşa
Ulaş benzerdi güneşe
Ulaş kardaş can veriyor
Yüreğim düştü ateşe
Ulaş’ın elinde mavzer
Mavzeri türküye benzer
Bizimkiler böyle ölür
Böyle ölür bizimkiler
Tohumlar düştü toprağa
Dokundum yeşil yaprağa
Kurban olam kurban olam
Seni yaratan toprağa
…