Siyonist İsrail’in Gazze’ye saldırısı ve Filistin halkına karşı başlattığı soykırım savaşı birinci yıllını doldurdu. Gazze’de büyük bir soykırım düzenleyen Siyonistler savaşı 1 Ekim 2024’ten itibaren Lübnan’a taşıdılar. Emperyalizmin ileri karakulu olan terörist Siyonist İsrail devleti kurulduğundan beri sürekli olarak Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmektedir. Ortadoğu’yu yeniden şekillendiren savaş, tüm şiddetiyle derinleşerek yayılıyor. Sorun çokta siyonist İsrail, Filistin savaşı olmakta çıktı.
Siyonist İsrail’e, emperyalist haydutlar, gerici Arap devletleri ve dinci-faşist AKP’nın her türlü askeri, ekonomik, politik desteklerıne rağmen Filistin direnişi sürüyor. Onların sürdürdüklerü katliam, yoketme savaşı 1 yılı geçti. Katliam ve soykırımlarına rağmen Filistin halkına boyun eğdiremedi, diereniş yok edilemedi.
Filistin’in kurtuluşu için mücadele eden örgütlerin 7 Ekim 2023 tarihinde Siyonist İsrail’e karşı başlattıkları geniş çaplı Aksa Tufanı adını verdikleri operasyonla yenilmez, ulaşılmaz denen Siyonist devlete büyük bir darbe indirdiler. Aldıkları bu büyük darbe ve yerle bir olan İsrail imajı karşisinda başta Siyonist İsrail ve onun sürekli destekçisi olan ABD, İngiltere ve Avrupa emperyalist devletlerin maddi, manevi desteğiyle başta Gazze olmak üzere Filistin halkına yönelik büyük bir katliam ve soykırıma giriştiler. Siyonist İsrail binlerce Filistinliyi katletti, on binlercesini yaraladı, milyonlarca Filistinliyi yerinden yurdundan sürdü. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre; 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 41 bin 615 kişi, Batı Şeria’da ise 693 kişi öldürüldü. Gazze’de 97 bini aşkın kişi, Batı Şeria’da ise 550 kişi yaralandı. Siyonistlerin bombardımanı sonucu yerle bir olan binaların altında kaç cesedin olduğu bilinmiyor. Hayatını kaybedenlerin çoğu kadın ve çocuk. Gazze’de taş üstünde taş bırakılmadı. Sağlık kuruluşlarının bombalanması sonucu birçok hastane devre dışı kaldı.
Bu süreci fırsat bilen başta ABD emperyalizm ve onun ileri karakolu olan terörist bir devlet olan Siyonist İsrail Gazze’de Filistinlilere karşı büyük bir soykırım uygularken, bölgede hakimiyeti sağlamak için savaşı yayama çabasına girdiler. Bu soykırım karşısında Siyonizm’e karşı Filistin halkina, Lübnan’da destek veren Hizbullah’a yönelik saldırılar başlattı. Emperyalist haydutların her fırsata hedefe koymak istedikleri İran’da sürece katma provokasyonlarında geri kalmıyorlar.
Siyonist İsrail’in 17-18 Eylül 2024’te, Hizbullah tarafından akılı telefonların bırakılıp daha geri bir teknik olan çağrı cihazlarının kullanılması kararı üzerine yıllardır hazırladığı şirketlerini devreye soktu. Hizbullah in almak istediği çağrı cihazı ve telsizleri tuzaklayarak kendisinin paravan şirketleri vasıtasıyla Hizbullah’a sattı. Ardinda binlerce Çağrı cihazı ve telsizin patlatılması sonucu 42 kişi ölürken yüzlerce sivil yaralandı.
İran Cumhur başkanının yemin töreni için İran’a giden Hamas Lideri İsmail Haniye’ye İran’da suikast düzenledi. 27 Eylül gecesi ise Hizbullah Lideri Hasan Nasrullah ve 20 yakın yöneticisinin toplantı halindeyken düzenlediği ağır bombardıman sonucu öldürüldü. Bu soykırım savaşı bir yanıyla da suikastlara dönüştü.
Daha önce Hamas Lideri İsmail Haniye’yi İran’da öldürülmesi üzerine İran’da misilleme beklenirken İran’ın sesiz kalmasının nedeni de ortaya çıkıyordu. Başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri İran’ın misillemede bulunmaması karşılığı Gazze’de ateşkes sağlanacağı, esir takası yapılacağı sözü verildiği İran tarafında açıklandı. Ayni taktiği Hizbullah lideriyle yapılan ateşkes çağrısını kabul ettiği, ateşkes beklerken Siyonist İsrail’ce vuruldu. Anlaşılan İran’da, Hizbullah ’ada ayni tuzağa düştüğü anlaşılıyor. Hasan Nasrullah öldürülmesi üzerine İran yüzlerce füzeyle İsrail’i vurdu.
Siyonist İsrail ve İran’ın karşılıklı misillemeleri ve nereye varacağı beklentileri sürerken Siyonist devlet, Lübnan’a yönelik hava saldırıları ve başlattığı kara harekâtında Hizbullah’ın aldığı ağır darbelere rağmen direnişini kıramadı. Bunun üzerine Siyonist İsrail kara hareketi değil, hava saldırılarını yoğunlaştırdı.
Tüm dünyanın gözü önünde Siyonist İsrail Filistin halkına ardinda Lübnan’a yönelik sürdürdüğü, soykırım katliamında devletler Siyonizm’de yana saf tutarken halklar her gün alanlarda Filistin halkina dayanışma, Siyonizm’i lanetlemektedir.
Başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri Filistin’le dayanışma eylemliklerini yasaklama ve polis şiddetiyle engelleme çabaları başarısız kalmaktadır. Siyonist İsrail olmak üzere halklar kendi devletlerine de öfkelerini haykırmaktalar.
Ülkemizde ise faşist şeriatçı AKP her dönem olduğu gibi rant peşinde. Bir yanda Filistin halkında yana olduğu nutukları atarken İsrail’in savaştaki ihtiyaçlarını karşılamak için ticareti artırdı. Gelişen tepkiler üzerine ticareti kesti yalanı ile kendisini aklamaya çalışırken kısa sürede yalanları açığa çıktı. Bir yanda İsrail’e ticareti keser kesmez Filistin’le ticareti yüzde yüz artarken, Filistin adına bunun İsrail’e gittiği ortaya çıkması gecikmedi. Ayrıca üçüncü ülkeler üzerinde bu ticaretini sürdürmeye devam etmektedir. Yaşanan katliam ve soykırım karşısında gerici ve uşak Arap devletleri Siyonizm karşisinda dün nasil suspus, köle ruhlu davarındılarsa bugünde değişen bir şey yok.
Diğer yanda yaşanan katliam ve soykırım karşısında İsrail mi, Hamas ve Hizbullah mi vb tartışmaları açmak bu katliam ve soykırımda yana tavır almaktır. Sorunu Hamas ve Hizbullah in dünya görüşüne hapsetmek olsa olsa Siyonistlerin ve emperyalist haydutlarını suçunu hafifletmek olduğunu kimse unutmamalıdır. Siyonist İsrail’in katil başkanı Netanyahu da yaptıkları soykırım ve katliamı; Filistin halkına karşı değil Hizbullah ve Hamas din savaş olarak lanse etmekte, bu baylarımızda ayni kulvarda yer almaktalar. Kaldı ki işgal altındaki Filistin ve Filistin halkının özgürlük mücadelesinde sadece bu güçler değil devrimci örgütlerde yer almaktadır. Ama bu Hizbullah ve Hamas edebiyatı yapanlar bunu görmemeyi tercih ediyorlar. Hizbullah, Hamas ve İran’ı öne sürerek bu soykırım ve katliamı meşrulaştıracak kadar yürekleri kararmış durumda. Bu başlı başına ayrı bir yazı konusu olmakla birlikte şunu ifade etmeden duramayacağız, gerçekte bu kadar mı vicdaninizi yitirdiniz? bir halk kadınlar, çocuklar, bir bütün olarak katlediliyor, yaşam alanları yerle bir ediliyor. Bunun karşısında insan olmanın gerekliğini yerine getirme yerine böylesi bir tartışma açanlar unutmamalı ki ne halklar nede tarih bunu asla unutmayacaktır.
Sonuç olarak Siyonist İsrail ve onun efendisi emperyalist haydutların sürdürdüğü soykırım katliamı tüm hızıyla devam ediyor. Bu yaşananalar bir savaş değil, hiçbir kural tanımayan sivil, kadın çocuk demeden katledenler savaş değil katliam, soykırım yapıyorlar.
Anacak yaşananlarda Filistin ve Lübnan halkı katledilse de soykırımda da geçirilse başta Siyonist İsrail’in çokta kaybettiği gerçekliği de ortada. Kurulduğunda beri bu Siyonist devlet ne dünya halklarında, nede kendi halkı tarafında bu kadar lanetlenmemiştir, bu kadar teşhir olmamıştır. Bunun içindir ki başta Siyonist İsrail ve emperyalist haydutlar ulaşmak istedikleri hedeflerine ulaşamayacaklardır. Siyonist İsrail’in emperyalist haydutların desteğiyle, Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen, İran halkına karşı saldırıları bölgedeki hegemonyalarını hâkim hale getirme çabalarını asla başaramayacaklardır.
Bize düşen görev Siyonizm’e, emperyalizme karşı başta Filistin halkıyla kenetlenmek olmalı, dayanışmayı daha ileri mevzilere taşımaktır. Bunu yaparken de gerçek barışın ve halkların özgürce bir arada yaşamasını biricik garantisi olan bölge devrimini örgütlemek, anti-emperyalist, anti- siyonist mücadeleyi büyüterek devrime taşımaktır.