Faşist devlet var oldukça katliamlar devam edecektir

6-7 Eylül 1955, milliyetçiliğin 66 yıl önceki faşist yüzü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan soykırım ve katliamların devamıdır.

6-7 Eylül 1955 daha önce özelikle Rum ve Ermeni halkına karşı yapılan katliam, soykırımın tamamlama çabasıydı.

İnsanlık tarihine kara gün olarak geçen 6-7 Eylül, devletin görevlendirdiği kantarcıları tarafında aylar öncesinde örgütlenmiştir.

Resmi verilere göre, yalnızca İstanbul’da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 3.584’ü Rumlara ait olmak üzere 5.538 ev ve işyeri yakılıp yıkılmış, yağmalanmıştır. Yine resmi kayıtlara göre, 60 kadın tecavüze uğramış, birçok kişi öldürülmüştür. Tüm bu rakamların, kayıtlara geçenlerden daha yüksek olduğu bilinmektedir. Tek ulus yaratma anlayışının sonucu ülkede yaşayan halklar Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani, Kürt ve Alevi katledildi, soykırımdan geçirildi. Birçoğu da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı, mallarına ve mülklerine el konuldu.

6-7 Eylül’de İstanbul merkezli Ankara ve İzmir’de yaşanan katliam, soykırım ve talanın devamı olarak bugün de devam ediyor. Yaşanan bu katliam ve talan bugün hala belleklerde tazeliğini korurken, katiller ve faillerin devletin kendisi olduğu tüm çıplaklığıyla ortada. 

6-7 Eylül 1955’te Rum ve Ermeni haklarımıza karşı yaşanan katliam ve talanın sorumlusu, tekçi faşist devlettir.

Varlığını yok etme ve tekleştirme üzerine kuran faşist devlet, varlığını sürdürdükçe suçlarıyla yüzleşmeği değil, yenilerini ekliyor, ekleyecek. Onların katliam ve soykırımlarıyla yüzlemesini beklemek ise hiçbir şey yapmamak demektir. Katliam ve soykırımların hesabını sormak ve toplum olarak yüzleşmenin tek yolu bu katil devlete karşı örgütlenmek, mücadele etmektir.

Katliam ve soykırımların hesabı ancak mücadele ve devrimle sorulur.

Halkların özgür ve kardeşçe bir arada yaşamasının tek kurtuluşu devrimde, sosyalizmde…

6 Eylül 2021

Önceki İçerikKUTUP YILDIZI OLABİLMEK…[*]
Sonraki İçerikTalibanseverliğin mahcubiyeti ve ayazda kalanlar!