Başını ABD ve İngiltere emperyalist haydutların çektiği batılı emperyalistler Siyonist İsrail ve şeriatçı faşist AKP-MHP iktidarının uşaklığını yaptığı cephe Esat yönetimini devirdi. Cihatçı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) Şam’ı ele geçirdi. Ordunun direnmediği adeta çekilerek çetelerin önünü açması büyük bir anlaşmanın olduğunu göstermektedir.
Bu kadar kolayca Şam’ın düşmesi ve Esat’ın ülkeyi terk etmesi anlaşılıyor ki dönen büyük pazarlıklar sonucu Rusya ve İran’da bu anlaşmaya dahil olmuştur. Ama ABD başın çektiği haydutlar yeniden şekillenmeye çalıştıkları Ortadoğu’da temel aldıkları Siyonist İsrail’in güvenliğini sağlama almak. Bir anlamıyla Siyonist İsrail Suriye’yi ele geçirdi dersek çokta yanlış olmaz.
Suriye’de HTŞ’nin ele geçirdiği bölgelerde neler yaşanacağını Rojava mücadelesi sırasında acı bir şekilde dünya halkları deneyimledi. Şimdi aynı süreci baştan yaşamamıza gerek yok, ağır bedellerin ödendiği, hele acılarının sürdüğü deney ortada duruyor. Mücadele azmi, avantajlar ve dezavantajlar, artılar ve eksiklikler artık herkes tarafından iyi kavranmak zorunda. Şimdi ise Afganistan’ı Taliban’a teslim etme senaryosunun, Suriye’de yeniden sahnelendiğini görüyoruz.
Afganistan’dan sonra Suriye’de de şeriatçı bir iktidarın ortaya çıktığı gerçeğidir. Libya, Afganistan’dan sonra bölgede yılardır süren savaşta Suriye de iyice bir bataklığa çevrildi. Özünde kaybeden Ortadoğu halkları oldu bir kez daha. Bu ortaya çıkan tabloda şimdi Rojava Kürt bölgesi diyalog çağrıları yapsa da Türk devletinin Kürt düşmanlığı nedeniyle büyük bir tehlike altında olduğu gerçekliğidir. Bu gelişmeler sonucu emperyalist haydutların ve Siyonistlerin İran’a yöneliminin öngününde açıldığıdır.
HTŞ saldırılarının başlamasıyla TC de kendisinin kurduğu Suriye Milli Ordusunu Kürtlere saldırılara yönlendirmişti. Şimdiki ortaya çıkan tablo karşısında Rojava yönetimi de tehlikeyi görmekte bunun içinde ülke genelinde yaşanan krize dikkat çekmekte. Bundan kaynaklı halka, güvenlik güçlerine ve tüm kurumlara “provokasyona gelmeme, kent ve köyleri savunma konusunda en üst seviyede dikkatli olma” çağrısı yaparken denetiminde bulunan bölgelerde OHAL ilan etti.
Suriye’de Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) bünyesindeki cihatçı gruplar, bu sabaha karşı başkent Şam’da da kontrolü ele geçirdi.
Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ülkeyi terk ettiği yönünde bir açıklama yapan cihatçı HTŞ, “adil ve demokratik” bir yönetim vaat etti.
Esad hükümetinin Başbakanı Muhammed Gazi Celali, HTŞ’nin geçiş hükümeti ile iş birliği yapacağını açıklayarak kamu kurumlarına zarar verilmemesi çağrısı yaptı. HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani de, cihatçı savaşçılara aynı yönde bir çağrı yaptı.
Ortaya çıkan sonuçta şimdilik kazananın emperyalist haydutlar, Siyonist İsrail ve şeriatçı faşist Erdoğan iktidarı olsa da gelecekte daha büyük bir karanlık dönemin kapıların açtıklarıdır. Bu gelişmenin kuşkusuz ki kaybedeni halklar oldu.
Suriye’de şeriatçı çeteler iktidar olurken Kürt bölgeleri büyük bir tehditle yüz yüze. Emperyalist haydutlar ve işbirlikçileri bir zafer elde etmiş görünse de bölge halkları daha büyük bir tehlike beklemektedir. Özelikle kadınların yaşam hakkının tehdit altında olduğu bir gerçeklik.
Halklara büyük acıların yaşatıldığı Suriye’de şimdi onu yaşatan emperyalistlerin uşağı Şeriatçılar daha büyük acıları gündeme getireceği açık. Bu gelişimler bir kez daha ortaya çıkarmaktadır ki emperyalist haydutların dizginsiz saldırıları karşısında dünya çapında anti – emperyalist cephenin hızla güçlenmesidir. Hakların kurtuluşu ve özgürce bir arada yaşamının tek teminatının bu olduğunu unutmada hızla bunu büyütmek zorundayız.
Şimdilik kazanmış görünseler de önümüzde zorlu bir mücadele dönemi açılmıştır. Kazanan halklar, kazanan direniş olacaktır.