Demokratik Türkiye özgür Kürdistan şairiyle demokratik mücadeleyi yükseltelim, özgürlüğü kendi ellerimizle yaratalım…
Türkiye 2019 yerel seçimlerine faşist AKP-MHP ittifakı çerçevesinde faşist diktatörlük tarafından yönetilmektedir. Bu faşist yönetim halklarımıza karşı her türlü baskı, zulüm, katliyam, soykırım uygulamaktadır. Başta Kürt halkı olmak üzere Alevi kesimine, diğer azınlıklara, kadınlara karşı yok etme, sindirme, teslim alma köleleştirme çabasında. Ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında tüm topluma uygulanan tecrit karşısında Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi ve giderek bu direnişin yayılması şehadetlerle yüz yüze geldiği bir noktada yerel seçimler gündemi yaşanıyor.
31 Mart Yerel Seçimlerinin hazırlıkları sürerken ülke ekonomik-siyasal bir içinde. Giderek de aşan bir çöküntü içinde ve bu koşularda yerel seçimlere gidiliyor. Tüm bu kriz çıkmaza girerken işçi sınıfına, ezilenlere, halklara, kadınlara, gençliğe, bir bütün olarak halkımıza zulüm baskı olarak dönüyor. Burjuva anlamda bile adaletin olmadığı yasama, yargı her şeyin faşist diktatörün iki dudağı arasında olduğu bir ortamda, zindanların muhaliflerle dolup taştığı bir ortamda gidilen seçimin hiçbir demokratik yanı olamaz. Seçilmişlerin keyfi olarak tutuklandığı, yerel yönetimlere kayyumların atanıp halkın iradesinin zindanlara atıldığı ve yapılacak seçimlerde faşist şefin hoşuna gitmeyen seçilenlerinde aynı akıbete uğrayıp kayyum atanacağı açıkça ifade edildiği ortamda, sistemin kendi demokrasisi açısından bile bir demokratik seçimden bahsedilemiyor.
Her seçimde olduğu gibi bu yerel seçimlerde de her türlü hile, hırsızlığın yapılacağı daha şimdiden fazlasıyla ayyuka çıkmış durumda. Haziran seçimlerinde MHP üzerinden hırsızlık yapan faşist diktatörlük bu seçimlerde de seçmen kaydırarak bunu hiç gizlemeden açık açık yapmakta. Başta Kürdistan olmak üzere muhalif güçlerin güçlü olduğu yerlere başka yerlerde seçmen aktarmaktadır. 3 odalı bir ev de 370 seçmen kaydı yapılmakta, devlet daireleri, asker, polis lojmanları yetmiyor ahırlara varana kadar yüzlerce seçmen aynı adreslere kaydedilmiş durumda. Tüm bu tablo karşısında hangi demokratik seçimden bahsedilebilinir ki.
Tamamıyla anti-demokratik koşullarda, sistemin kendi anayasa ve yasaların çiğnendiği, her tür seçim hile ve usulsüzlüğünün açık yapıldığı 31 Mart yerel seçimlerinin bu tablosu karşısında HDP dışında itiraz eden ya da karşı çıkan hiçbir parti yok. Bunun yanı sıra tüm toplumu kapsayacak bir meşruiyet tartışması başlatılamıyor/ başlatılmıyor. Demokratik siyasette ısrar ve her şeye rağmen demokratik siyaset yapma konusunda ısrarlı olanlar, uydurma gerekçelerle gözaltına alınıp tutuklanıyor. Öyle bir hale geldi ki, faşist Nazi Almanya’sını dahi kıskandıracak bir keyfiyet ve yargılamalarla siyaset dışı tutulmaya çalışılıyor.
Bunun içindir ki, bu yerel seçimlerde düzen partileri için kendi sistemin belirlediği sınırlar içinde kendini var etme, sistemin belirlediği sınırlar içinde, sistemin çıkarı dogrultusunda ona hizmet etme aracıdır.
Bu koşullarda bizim çaba ve propagandamızın temelini oluşturan faşist sistemin teşhiri ve bulunduğumuz her alanlarda devrimci demokrat adayları desteklemektir.
Bu seçim gündemini geniş kitlelerle birlikte olma, demokrasi özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin örülmesi; mevcut faşist iktidarın ve onun koltuk değneği konumundaki partilerinin teşhirini yaparak, ezilen halkların kendi alternatifine yönlendirme anlayışı üzerinden hareket edilmesi esasken, Kürt ulusunun demokratik hak ve özgürlüklerini merkezine alan adayları desteklemektir.
Devrimci demokrat güçlerin birliği, kitlelerin devrimcileştirilmesi, ezilenlerin sosyalizmin onurlu sesinin yükseltilmesi, faşizme karşı mücadelenin yükseltilmesi için yoğun propaganda ve ajitasyon yürütmeliyiz ve bu temelde bağımsız adaylardan işçi, emekçiden yana, Kürt ve Alevi temsiliyeti desteklemeli, faşist burjuva Partilerine Oy Yok! şiarını yükseltmeliyiz.
Bağımsızlık demokrasi mücadelesi gelişmedikçe hiçbir mevziinin ve kurumun savunulmayacağı unutmamalıyız. Mücadelede faşist ve kapitalist sistem karşısında elde ettiğimiz her mevzii ancak mücadele bilincinin yaratılarak, kitlelere mal edilerek, kitlelerle birlikte savunulabilinir…
Devrimci Cephe
31 Ocak 2019