Bugün devrimci görev Rojava’da yok edilmek istenen umutla kenetlenmektir

Sorun ABD’nin Rojava’dan çekilmesi mi yoksa çekilmekle yaratmak istedikleri ortam mı?

Uluslararası haydutlar yine kan, gözyaşı, katliamlar peşinde, halkların bağımsızlık, özgür, demokratik temelde bir arada yaşaması onların en büyük korkusudur. Suriye üzerinde ortalığı kan golüne çeviren haydutlar planları tutmayınca yeni planlar, hesaplar peşinde.

Besleyip büyüttükleri çetelerle yeni bir süreci başlatan emperyalist haydutların hesaplarını bozan, planlarını alt üst eden halkların direnişi oldu. Rojava devrimi ve Kürt özgürlükçülüğü temelinde yükselen mücadele hem planlarını alt üst etti hem de çetelerine büyük yenilgiler yaşattı. Kendi aralarında süren it dalaşında taktik olarak özgürlük güçleriyle yolları kesişen bu haydutların bir kısmı bu özgürlük mücadelesinin asıl düşmanı oldukları hiç unutulmadı. İşte bugün çıkar ve daha çok silah satmak, daha çok kâr için, katliam, kan, göz yaşı üzerinden yeni manevralar peşindeler, hakların ve Kürt halkının özgürlükçü yönelimin kendi denetimine alamadığı, yedeği yapamadığı noktada yok etmeyi denemektedir. ABD emperyalist haydutlarının Rojava’dan çekilmesi yeni bir katliam ve soykırım için zemin hazırlama planıdır.

Emperyalist ve bölge gerici güçlerin tüm çaba ve uğraşları Sykes-Picot anlaşması ile başlayıp Lozan’la sonlanan Kürt halkını dört parçaya bölen, onu yok sayan sömürgeciliğe kurban eden politiklerinin yerle bir olmasıdır. Onları ürküten Kürt halkının kendi geleceğini belirleme, Sykes-Picot, Lozan’ın yerle bir etmesidir.

Halkların ve Rojava devriminin sadece Suriye değil tüm Ortadoğu halkları açısından özgür ve demokratik yaşam seçeneği olan demokratik ulus anlayışı ve özgür toplum yapılanmasını her türlü saldırı karşısında kendi gücüyle bugüne getirdi. Bugün de halklar bunu kendi öz güçleriyle koruyup geliştirecekler. Tarih boyuncuda, bugün de bir kez daha göreceklerdir ki onların silah, teknik ve ekonomik güçlerinden daha üstün olanın halkların bağımsızlı, özgürlük tutkusu ve mücadelesidir.

ABD emperyalistlerini bölgeden çekilmesi kendi sorunları, kendilerine ayit olmayan, tüm diğer güçler gibi orada işgalcidirler. Sorun onların çekilmesi değil, sorun neden, ne için çekildikleridir. Onların çekilmesi bugüne kadar Kürtler, Araplar, Süryaniler, uluslararası ve Türkiyeli devrimci güçler binlerce şehit, binlerce yaralı vererek elde etikleri özgürlük, demokrasi, bir arada kardeşçe yaşamalarının yok etmeye güçleri yetmeyecektir.

İnsanlık düşmanı faşist Türk devletinin Suriye’de yüklendiği misyon çeteleri ile birlikte halkları katletme, kendi zulüm düzenini orada da oluşturmaktır. Maşası çeteler kaybettikçe kendi yenilgisi ve sonunu görmektedir. Varlığını, Kürt düşmanlığı, Kürt halkının statü kazanmasını engellemeye endeksleyen faşist TC özgür Rojava’ya saldıracağını açıklaması, arkasından ABD askerlerinin Kuzey Suriye’den çekileceğinin ilanı önünü düzlemekte. Bu açıklamayla aynı anda ABD’nin Türkiye’ye 3,5 milyar dolarlık füze satacağını bildirmesi bundan bağımsız değildir. Başta ABD olmak üzere uluslararası güçlerin bu yeni planları, kirli oyunlar olduğu kimsenin kuşkusu yok. İran, Rusya, İsrail, Arap ülkeleri vb tüm güçler kendi çıkarları peşinde, çıkarları nerdeyse oraya dönmekteler. Bu yeni adım çok açık olarak ABD’nin Türkiye’ye ‘biz çekiliyoruz, siz işgal edebilirsiniz’ demektir.

Başta Suriye’nin demokratikleşmesi, bölgenin barış içinde, hakların bir arada yaşamasının en büyük engeli emperyalist güçler ve gerici Arap rejimleri olduğu kadar, bunun uygulayıcısı ve tetikçisi faşist Türk devletidir. Bugün Suriye’nin bu kadar yakılıp yıkılması, derin bir siyasi kriz ve istikrarsızlık içine girmesinin emperyalist güçler kadar birinci dereceden sorumlusu Türk devletidir. Türk devleti sadece işgalci değildir, bölgede Kürt halkını yok ederek, göçe zorlayarak demografik yapıyı değiştirerek insanlık, soykırım suçunu işlemektedir.

Bu saldırlar asıl olarak Kürt düşmanlığı temelinde Kuzey Suriye’de oluşmuş demokratik sistemi yıkmaya yönelikken, aynı zamanda bu saldırı tüm bölge halklarınadır. Dünya halklarına yeni bir özgürlük, umut kapısı açan Rojava devrimidir. Başta Türkiye halkları olmak üzere faşist TC’nin savaş, soykırım politikaları karşısında yek vücut olup Kürt, Arap, Süryani, Ezidi ve tüm Suriye halkları, bölge haklarının örgütlü mücadelesiyle bu saldırganlığı yok etmektir.

Faşist saldırı, İşgal, savaş, soykırım saldırıları karşısında halkların ortak mücadelesi kazanacaktır.

Devrimci Cephe

20 Aralık 2018

Önceki İçerikŞahoz Hesen: Tehditler Suriye halklarının geleceğine dönüktür
Sonraki İçerikKarayılan: Siyaset ve savaş öz güçle yapılır, kazanılır