Toplumuz korkunç bir süreçten geçiyor, bir tolumu ne sarsar, ne sokaklara döker, ne ayağa kaldırır? Bunu uzatmak mümkün ama bu kadarı yeter.
Ölümler oluyor, öyle sıradan değil, sokaklarda kokmaya terk edilen ölümler…
Beş metre ötesinde yatan ölüsüne, yaralısına ulaşamayan aile fertlerinin yerine koyuyor musunuz kendinizi hiç?
Yada günlerce yaralı bir bodrum katında sıkışıp kalmış yaralı bir yakınınız, ailenizden birinin olduğunu ve buranın sürekli kurşun ve top atışları altında olduğunu..
Kurşunlanmış, yakılmış, vücut bütünlüğü bozulmuş bir yakınınızın yada çocuğunuzun cenazesini morg morg dolaşıp aradınız mi hiç, yada arayanın yerine koydunuz mu kendinizi?
Şehriniz yıkıldı mı hiç, depremlerde gördüğünüz, yada yanı başınızda Suriye’de seyrettiğiniz yakılan yıkılan kentler gibi yanı başınızda köylerin, kasabaların, mahallelerinin bombalandığını, yerle bir edilenin sizin mahalleniz, sizin eviniz olduğunu hiç düşündünüz mü…
Tecavüze uğrayan, cinsel istismara uğrayan çocukların içinde sizinde çocuğunuzun olduğunu, olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Öldürülen bir yakınınızın çırılçıplak soyulup sokaklarda teshir edildiğini, zırhlı araçların arkasına bağlanıp süründüğünü…
Bu kadarı yeter mi? Bunlar yaşananların küçük bir parçası sadece.
Ama tüm bunlar sizden uzak değil mi? Sizin şehrinizde, sizin mahallenizde yaşanmıyor. Sizlerin yasadığı şehirlerde bunların bire bir acısını duymuyorsunuz değil mi? Kürtler yaşıyor, Kürdistan’da yaşanıyor değil mi, orası ayrı bir ülke? Ama vatan millet, bölünmeyiz palavralarına gelince ayrı bir yer, ayrı bir ülke olmuyor değil mi?
AKP/DAİŞ çetesi Suriye’de yaptıklarını ülkeye taşıdı, orada uyguladığı, insanın kanını donduran tüm vahşetini ülkemize taşıdılar. Faşist AKP kendi iktidarını kurtarmak, yaşatmak için şimdi o çeteleri ülkemizde halklara karşı kullanıyor. Baş üstünde baş bırakmayalım naraları havalarda savruluyor.
Peki tüm bunarın yaşandığı bir ülkede biz nasıl hala insan kala biliyor, kendimize insan diyebiliyor muyuz acaba?
Bir toplumun vicdanı, insan olma, birlikte bir arada yaşama duygusu bumu?
Hayır tüm korkular, kaygılarla birlikte direnen Kürt halkı katledilirken vahşetle yok edilirken bir avuç devrimci sokaklarda, evlerde katledilirken hep birlikte tükeniyor yok oluyoruz.
Unutmayın eğer o direnen Kürt halkı ve devrimciler kaybederse tüm toplum kaybedecek, yıkılacak…
Sessiz, suskun bir toplum, ölümler yaşanıyor, kentler yok ediliyor, tecavüzler, çocuklar cinsel olarak istismar ediliyor, yolsuzluk hırsızlık almış başını gidiyor. Ve toplum kendisiyle barışık huzurlu öyle mi?
Hayır yozlaşıyor, çürüyor, kanıksıyor ve yüzsüzleşiyor hızla bu toplum. İnsan olarak yapmanız gerekeni yapmadığınız an, toplum olarak birey olarakda çürürsünüz, yok olursunuz…
Saldırmaya devam ediyor en gerici maskesiyle, faşizmle. Binlercemize mezar ettiler kendi topraklarımızı. Yaktı, yıktı, katletti, ediyor. Tüm Kürdistan’ı tutsak edip yok etmek istiyor. Bugün Kürt halkı her yerde dağlarda, sokaklarda açlıkla, yoklukla savaşıyorlar. Yeni doğmuş, doğmamış bebekler, sekiz-on yaşlarında daha oyuncakla tanışmadan düşman mermilerine hedef oluyorlar, 70-80 yaşını aşmışlar katledilenlerde bizde biziz.
Dünya insanlık tarihinde de ülkemiz tarihinde de, onlarca, yüzlerce, binlerce. Karanlığa inat, düşmana inat dik duran direnenler devrimciler insanlıktan yana oldular hep. Halka sıkılan her kurşun onları buldu karşısında. Faşist işgalleri onlar kırdı, mahalleleri, sokakları, gecekonduları, köyleri onlar savundu. Ellerinde silahları, yorgun uykusuz gecelerde halkın umudunu, canını beklediler kahpe pusulara karşı. Onlarcası düştü bu kavgada ama girdikleri her yerden söküp attılar faşistleri. Fabrikada işçi, okulda öğretmen, liselerde üniversitelerde öğrenci, tarlasında köylüydü kimileri. 10 yaşında olanı da vardı, 70’ini çoktan aşanları da
Daha dün Kobani’de, Rojava’da AKP/DAİŞ çetelerine karşı kimimiz savaşarak, kimiz destek dayanışmada bulunarak nasıl ki zafere dönüştürdüysek, bugünde ülkemizdeki bu faşit çeteyi yerle bir etmek, insanlığımıza sahip çıkmak ve kazanmak bizlerin elerinde. Yeter ki vicdanımızı yitirmeyelim, yüreğimizi kirletip karartmayalım, bu çürümeye yozlaşmaya ortak olmayalım…
İnsan olmak bedel istiyor, insan kalmak, bu kavga her zamankinden daha büyük bir inanç, cesaret, fedakarlık ve cüret istiyor. Kavga bizi bekliyor, kenetlenmeye birlik olmaya her zamankinde daha çok ihtiyacımız var. Bu saldırı dalgasını şehitlerimizin cesetleri üzerinde, geliştirmek ve zafere taşımak görevleri bizlerin omuzlarındadır.