“Binlerce, milyonlarca hepimiz Filistinliyiz.”

Bu, çoğumuzda yankı uyandıran ve son zamanlarda eyleme tanık olduğumuz ilahidir. Son iki hafta içinde Londra’da yüzbinlerce kişinin Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek için sokaklara döküldüğü büyük gösterilere tanık olduk.

Geçtiğimiz cumartesi günü 300.000 kişi Londra sokaklarını doldurdu; Britanya ve dünya genelindeki şehirlerde ise binlerce kişi Gazze halkıyla dayanışma içinde oldu.

Bu, Britanya tarihinde Filistinlilere destek amacıyla yapılan en büyük gösteri ve Britanya tarihindeki en büyük 10 yürüyüşten biri olarak kayıtlara geçti. Gösteri, topluluklarımızdan ve sendikalarımızdan temsilcilerin katılımıyla çok çeşitli ve canlıydı.

Birçoğumuz Gazze ve Filistin’de yaşanan olayları dehşetle izlemişizdir. Sivillere yönelik her türlü saldırıyı kınamalı ve derhal ateşkes çağrısında bulunmalıyız.

İsrail’in kuşatma altındaki Gazze Şeridi’ne son 19 gün içinde düzenlediği saldırıda yüzde 66’sı kadın ve çocuk olmak üzere 7 bin 28 Filistinli öldürüldü. 900’ü çocuk olmak üzere 1.600’den fazla Filistinlinin kayıp olduğu bildirildi ve enkaz altında mahsur kaldığı ya da öldüğü tahmin ediliyor.

Yaklaşık 1,4 milyon insan zorla yerinden edildi, toplu mezarlar şimdiden doldu ve BM, Gazze’de ölülere yetecek kadar ceset torbası bulunmadığını bildirdi.

Saldırının başlangıcından bu yana Gazze Şeridi’ndeki tüm konutların en az yüzde 45’i yıkıldı veya hasar gördü. 500’den fazla Filistinlinin öldürüldüğü El Ahli hastanesi de dahil olmak üzere okullar, camiler ve hastaneler dahil olmak üzere kamu binaları hedef alındı.

İsrail, Gazze Şeridi’ni tamamen kapattı ve neredeyse yarısı çocuk olan nüfusun tüm elektriğini, gıdasını, suyunu ve yakıtını kesti.

Sağlık ve sanitasyon da dahil olmak üzere hayati hizmetler çökmeye doğru itiliyor. Hastaneler elektrik kaybediyor, bazıları kapanmak zorunda kaldı ve temiz su tükeniyor.

Mısır’dan Gazze’ye uzanan Refah kapısı aralıklı olarak açıldı ve son birkaç günde 74 TIR’ın yardım malzemesinin geçişine izin verildi, ancak İsrail jeneratörler için yakıt gönderilmesine izin vermedi. Bu, mevcut çatışmalar öncesinde Gazze’ye yapılan günlük ithalatın yaklaşık yüzde 4’ü anlamına geliyor.

Bu, 19 gün süren tam kuşatma sonrasında ihtiyaç duyulanın çok küçük bir kısmıdır ve sahadaki insani krizin hafifletilmesine çok az katkıda bulunacaktır.

Bu toplu cezalandırma ve ayrım gözetmeden öldürme eylemleri uluslararası hukuka göre yasaklanmıştır. İsrail hükümeti, Gazze Şeridi’nin 2,3 milyon sakinine kara işgali de dahil olmak üzere haftalarca sürecek vahşi bir saldırı planladığını söyledi. İsrailli politikacılar ve askeri liderler soykırımcı bir dil ve tehdit kullanıyor.

İsrail, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Filistinliler karantinayla karşı karşıya ve sayıları giderek artan yerleşimciler ve askeri personel tarafından öldürüldü.

Batı Şeria’da 32’si çocuk 103 Filistinli öldürüldü. İsrail hükümetinin eylemlerinin ABD ve İngiltere de dahil olmak üzere çeşitli ulusal hükümetler tarafından koşulsuz olarak onaylanması, onları Netanyahu yönetiminin eylemlerinde suç ortağı ve sonuçtan sorumlu kılmaktadır.

Mevcut kan dökülmesinin kökleri, yasadışı yerleşim yerlerinin genişletilmesi, Filistin topraklarının ele geçirilmesi, barikatların kurulması ve Filistinlilerin Filistin topraklarına el konulması da dahil olmak üzere birbirini takip eden İsrail hükümetlerinin eylemleri yoluyla Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve devlet olma haklarının süregelen inkarında yatmaktadır. Apartheid duvarı.

Sendikal hareket ve sivil toplum, Filistin halkıyla dayanışma içinde olma ve onların kendi kaderini tayin hakkını tanıma konusunda gururlu bir geçmişe sahiptir. Kalıcı barışın ancak Filistin halkının haklarının sağlanmasıyla sağlanacağını biliyoruz.

Derhal ateşkes yapılması, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların tamamen sona erdirilmesi ve gıda, yakıt ve tıbbi malzeme de dahil olmak üzere temel insani yardımların halka ulaşabilmesi için ablukanın kaldırılması yönünde çağrıda bulunması için hükümetimize baskı yapmaya devam etmeliyiz. .

Ayrıca onlara, hâlihazırda Filistinli sivil halka yönelik yasa dışı saldırılarda kullanılan İsrail’e silah ve askeri teknoloji ihracatını durdurmaları yönünde çağrıda bulunmalıyız.

Sessizlik bir seçenek değil, Filistinlilerin sesimize her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Louise Regan, Filistin Dayanışma Kampanyası’nın başkan yardımcısı.

https://morningstaronline.co.uk/article/f/now-time-speak-out-palestine

DC Çeviri

Önceki İçerikFilistin’de 5 direniş örgütünden ortak açıklama..
Sonraki İçerikCumhuriyet hakların değil, oligarşinin cumhuriyetidir