AKP-RTE’nin iktidara gelmesiyle birlikte başlayan baskı, gözaltı ve tutuklama teröründen en çok nasibini alanlar, devrimci sosyalistler oldu. Özellikle özel bir dönemin özel devrimciliğini üstlenen Devrimci Karargâh örgütünün eylemsel gücü oligarşinin kaygı ve korkularını arttırdı.
Bostancı direnişinden sonra operasyonlarını hızlandıran siyasi polis, devrimci-demokrat sosyalist birçok kişiyi Devrimci Karargâh örgütüne üye olma iddiasıyla, aralarında Devrimci Cephe dergisi okur ve çalışanları da olmak üzere özel yetkili mahkemeler tarafından tutuklanmıştı.9. Ağır Ceza Mahkemesi, karar duruşmasında, dosya kapsamında yargılanan birçok devrimci- sosyalistte, soyut iddialar ve kanaat üzerinden en ağır cezaları verdi. Düşmanlık hukukunun gerekliklerini yerine getiren mahkeme heyeti, dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay’ın onaylamasıyla birlikte dosya bir üst kurula gönderildi. Dosyayı onaylayan üst kurul yakalama kararı çıkardı. Uzun süredir fiiliyatta uygulanmayan bu karar, tamda Kürdistan’da ki savaşın yoğunlaştığı ve seçimlerin yaklaştığı bir dönemde devreye sokulması manidardır.Dosya kapsamında ceza alan Devrimci Cephe dergisinin okur ve çalışanlarının, ailelerinin evleri siyasi polis tarafından basılmaktadır. Okurlarımızı bulamayan siyasi polis, ailelerin üzerinde baskı ve tehdit kurarak, yerlerini öğrenmek istemektedir.AKP-RTE devletinin sonunun yaklaştığı böylesi bir dönemde baskıyı arttırması düşmanlık hukuku gereği olduğunu çok iyi biliyoruz. Oligarşinin baskılarına karşı bizlerin cevabı çok net:
BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ
YAŞASIN SAVAŞKAN SOSYALİZM!
YAŞASIN DEVRİMCİ CEPHEMİZ!