‘’Bana bir kırmızı mendil verin ki kan ağladığımı kimse bilmesin’’

‘’Bir gün şehit düşersem halkımın yüreğinde derin bir acı bırakacağım düşüncesi şimdiden canımı acıtıyor.’’ Şehid Fermander Delal Amed

Botan’ın Besta alanında aralarında YJA-Star Merkez Karargâh Komutanı Delal Amed’in de bulunduğu 13 gerilla şehit düştü.

Kürdistan da kadın mücadelesi ve ordulaşmasının öncü kadrosu HPG Konsey üyesi ve YJA-Star Merkez Karargâh komutanlarından Heval Delal Amed, hiçbir söz seni anlatmaya, seni anmaya yetmez. Onurlu, mücadele dolu bir ömür ile öğreten, geliştiren, büyük değerler katarak yaşadın. Senin yaşamın özgürlüğe adanmış bir yaşamdır. Kürt özgürlük mücadelesi ve kadının özgürleşmesi içerisinde sembolleşen bir anıtsın sen.

Güzeli yüreğinde yüzün gibi aydınlık, mücadelemizin öncüsü, kadınlarımızın öncü tanrıçası, ‘Kadını özgür olmayan bir halk özgür olamaz. Kadının katılmadığı bir devrim başarıya ulaşamaz’ ifadesinin en güzel örnekleyenlerinden oldun, seni nasıl anlatabilir ki insan? Sen mücadelemizde hep direnç kaynağımız olacaksın…

Seni tanımış olmak, mücadelenin en güzel yanı olmalı… sende öğrenmek, senin hep çevrene umut, coşku kararlık aşılayan, yüreğinde ki aydınlığıyla çevrene coşku saçandın

Şimdi sizlerle, sizlerin bize bıraktığı mirasa layık olacağımızı, mücadeleyi zaferle taçlandırmak boynumuzun borcu, sizlere sözümüzdür. Tarih boyunca bu uğurda on milyonların kanının aktığı, ezilen halkların kan, barut, ölüm içinde doğuma durduğu modern kölecileri ezip geçtik barikatlarda, savaş alanlarında, dağlarda, şehirlerde. Yendik, yenildikte ama asla mücadeleden geri durmadık.

Yendik, yenildik ama tüm acılarımıza rağmen ama ille de ille özgürlük diyorsak, bağımsızlık diyorsak, yeni insan diyorsak bu sizlerin yarattığı mücadele ve ortaya çıkardığınız değerlerin sonucudur. İnsanlığın on binlerce yıllık geçmişinde ve tarihte ezilenlerin haklı kavgasında aldığımız güçle birlikte sizlerin bizlere devrettiği birikim ve mirasla ilerliyoruz.

Ödediğimiz ağır bedellerle çok iyi öğrendi ki düşman zalim, düşman acımasız, düşman sinsi. Gördüğü an zayıflıklarımızı, tecrübesizliklerimizi vurur darbelerini. Sendeledik, yere düştük, yenildik. Tarihin tüm alt üst oluş süreçlerinde, yüzyıllar süren zafer, yenilgi ve yeniden zafer örneklerinde olduğu gibi. .

Umudu yeniden yeşertmek üzere, tarihi bir kez daha ama bu kez yenilmemecesine yazmak üzere kavgaya atıldık hep birlikte ama şimdi sizlerin bıraktığı miras ve birikimle daha güçlü, daha deneyimliyiz. Bu kavgada sosyalizmin yenilgi ve zafer dolu tarihi yolumuza ışık tutacaktır. Geçmiş yenilgi ve zaferlerimizden çıkardığımız dersler ve sizin öğreticiliğinizle gelecekteki zaferimizin güvencesi olacaktır.

Kavga tarihimiz boyunca en yiğitlerimiz, en cesurlarımız en önde düştüler, düşüyorlar toprağa. Ama hiç düşürmediler daha önce düşenlerden devraldıkları emekçilerin özgürlük bayrağını. Son görevlerini yerine getirdiler ve geride kalanlara ulaştırıp ant oldular tip ki Mahir, Deniz, İbo, Mazlum, Sakine, Orhan, Ulaş’lar gibi.

İşte bugün Kürdistan Kadınının yüz aklarından biri daha düştü toprağa, şimdi yüreklerimiz kanıyor, gözlerde yaş, yürekte isyan çağın Dehak’larına lanetler okuyor dillerimiz. Ey modern cağın Dehak’ları, iyi biliyorsunuz ki en son savaşçının canı bedenden çıkmadığı müddetçe bu topraklarda siz zalimlere, katillere rahat yok. Bizde bu ulu öncüler oldukça siz bu sisteminizle birlikte tarihin çöplüğüne gömüleceksiniz.

Kavgamızın kızıllaştığı, düşmanın çıkmaza girdiği, çıkmazından kurtulmak için daha da azgınlaşarak her yöntemle, her hileye başvurarak saldırıyor. Bu özgürlük kavgasında ağır bedeller ödüyoruz. Daha yitenlerimizin acısı közlenmeden yeni acılarla burkuldu yüreklerimiz, Ulaş’ların, Mercan‘ların, Orhan’ların ardından Delal yoldaş da 12 özgürlük savaşçısıyla sonsuzlukla kucaklaştı. Bu öyle bir ölüm ki onu bizden koparan, kollarımızın arasından çalıp götüren… Kabullenemedik, kabullenmeyeceğiz. Binlerce kez kahrettik ölüme, lanetler yağdırdık. Bugün onların ölümü büyük bir kayıpsa, onların anıları bu kayıptan onlarca, yüzlerce defa büyük bir mirastır bize. Bizlere dev bir miras bırakarak ayrıldılar aramızdan. Bütün bir yaşamın bir devrim savaşçısı olarak onurlandırılmasının anlamlı bir örneği ve kanıtı oldu.

Evet, kan ve can pahasına yazılıyor tarih. Ezilenlerin tarihi en ağır bedellerle yazılıyor. Varsın ezenler yalanlarla doldursunlar tarihin sayfalarını.

Ama bir gerçek var ki, delicesine korkuyorlar ezilenlerden ve onun öncü gücünden, çıldırasıya ürküyorlar. Biliyorlar ki, bugün şehitlerimizin tabutlarını özgürlük bayrakları bir gün burçlarında dalgalanacaktır. Biliyorlar ki, tarihin çöplüğüne gömülecekler, bu kaçınılmaz tarihin kesin hükmüdür.

İşte bundandır gücümüz, geleceğe inancımız bundandır. Tarihin durdurulmaz akışının sosyalizme verildiğindendir haklılığımız.

Ölenlerin haberleri kara bir bulut gibi her gün gezer oldu üzerimizde. Ve her gün yeni gelenekler eklendi güzelliklerimize. Ama inancımız kanla, canla yazılıyor tarihe…

Devrim mücadelesi uzun solukludur. Devrimcilik bir yaşam tarzıdır. Devrimcilik fedakârlık cesaret, paylaşım ve inançtır. Devrimcilik her koşul altında mücadeleyi sahipleniştir.

Özgürlüğün geldiği günü, o anı yaşamayı en çok hak edenler özgürlüğe meşale olup, çekip gidiyorlar…

Zafer yolunda acıyla umudun birleştiği adımlarımızla çiğnenen topraklarımızda filizlenir binlerce Delal Amed’ler.

Ve çok iyi biliyoruz ki şimdi devrimcilik Fermander Delale Kurdîstanê, Delal’leşmektir…

Şemdin Şimşir  –  20 Kasım 2017

 

 

 

 

Önceki İçerikOturma eyleminin birinci ayında Strasbourg’da kitlesel eylem
Sonraki İçerikPKK Merkez Komite üyesi Duran Kalkan ile gençlik üzerine röportaj