6 Mart Katliamını unutmadık, unutmayacağız…

 

Toz-duman kalkmakta, netleşmekte kavga. İdealleriniz daha yakın şimdi. Biz yakınız, kavga daha yakın sizlere.

Tarihimizi unutturamadı hiçbir güç, silip atamadılar sizi geleceğimizden.

6 Mart şehitleri nezdinde tüm devrim şehitlerini saygıyla anıyor, devraldığımız bayrağı onurla taşıyoruz.

 

Emperyalist kapitalist sistem daima tarihle ve bu tarihin yaratıp sakladığı değerlerle bağlarımız koparmaya çalışırlar. Bunu başardıkları oranda bizleri, ezilenlerin gelecek umutlarını, kurtuluş özlemlerini de köreltmiş yok etmiş olurlar. Bu nedenle şehitlerimizi sahiplenmek, onları yaşatmak önemlidir. Bunu bu denli bilinçli ve iradi yaşadığımız bir sorun olarak gündemimize almak zorundayız. Çünkü şehitlerimiz tarihimizin, ideolojik-siyasi birikimimizin ve her türlü değerlerimizin en özlü ifadesidir.

Bu tarihin bir anlam kazanması, bu birikimin bilinçleri çelikleştirmesi ve bu değerlerin bir ahlakla besleyip güçlendirmesi için şehitleri anma günlerinin sıradanlığından, geleneksel biçimciliğinden ve bu noktada ortaya çıkan tekdüzelikten, yüzeysellikten kurtarmak zorundayız.

 

Tarihi olmayanların geleceğinin de olmaya­ca­ğını neredeyse bir atasözü gibi her fırsatta tekrar­­lamamıza karşın, bu konuda gereken hassasi­­yete sahip olduğumuz söylenemez. Tarih bizim açı­mızdan kahramanlık öyküleri veya ağıt yakı­lacak des­tanlar değildir. Tarihimizle kuracağımız bağ­lantılardan bize akacak olan ideolojik-siyasi-örgütsel birikimdir.

 

Şehitlerimizin bizlerden emperyalizme ve oligarşiye karşı daha sağlam bir duruş ve daha kararlı, daha bi­­linçli, programlı atı­lımlar, hamleler beklediğini unutmamalıyız. Çün­kü onlar bütün yaşamları boyunca bunu yapmaya çalıştılar ve bizden de bunu istiyorlar.

 

Şunu aklımızdan hiç çıkarma­ma­lıyız. İnsanların büyük bir kin ve öf­­keyle dolu olduğu bu koşullarda bile, kendiliğindenciliği aşamadığımız sürece bir adım ileri git­­mek, verim el­de etmek müm­kün ol­ma­yacaktır.

 

Tarihin o hep ileriye dönen teker­le­­ğini geri dön­­dürmeye çalışan, hat­ta devrimci­lerin cesetlerini parçalayan, kur­­şunlanmış, dip­çiklenmiş beden­le­riyle korku yaratma çabaları karşısında faşist reji­­me verecek güçlü bir cevabımız ol­­ma­­­­lıdır, varda. Bu, mü­cadele süreci­­nin büyük bir sabır ve kararlılıkla ö­­rülmesi demektir.

 

Ağır bedeller ödeyerek, önderlerimizin, yol­­­­­daşlarımızın bizlere bıraktığı miras ve birikimle mücadeleyi örüyor geliştiriyoruz. Bugün faşist RTE halklarımıza bü­­yük bir savaş açarak toplu kıyımı, yok etmeyi, teslimiyeti dayatıyor. Bu kıyım dayatma Karşısında şehitlerimizin bizlere gösterdiği teslim olmama, boyun eğmeme çağrısı daha bir anlam kazanıyor.

 

 

Bu nedenledir ki 6 Mart 1993 tarihinde İstanbul-Kartal’da kontr-gerillanin ölüm komandolarınca yargısız infaz sonrası katledilen Bedri Yağan, Gürcan Özgür Aydın, Menekşe Meral, Asiye Kasap, Rıfat Kasap ve ayni operasyonda gözaltında kaybedilen Ali Kırlangıç’lıyı mücadelemizde yaşatacağız. Anılarını ve birikimlerini

mücadelemizde rehber edineceğiz.

 

Devrime ve sos­­­yalizme giden bu yol­da mücade­le­­yi, daha ağır bedel­lere de hazırla­na­­rak, zaferi kazanın­ca­ya dek sür­­dür­­mek sorumluluğuyla yer aldık bu kavgada. Bu vahşeti, bu bar­barlığı asla unutmayacağız.

 

Devrimci katillerinden mutlaka he­­­­­sap soracağız.

Devrim şehidi yoldaşlarımızın onurlu direnişle­­rini zafere taşıyıncaya,

KURTU­LU­ŞA KADAR SAVAŞACAĞIZ…

 

6 Mart şehitleri mücadelemizde yaşıyor…

 

Şehitlere devrim sözümüz var…

 

5 Mart 2017

 

 

Önceki İçerikDevrimcilik Örgütlü Olmaktır…
Sonraki İçerikKadınların Birleşik Devrim Hareketi kuruluşunu ilan etti