Mezra BOTAN / Şehit Ferhat Kurtay Akademisi
Kürdistan ve Türkiye devrimci halkları bügünlere verdikleri büyük bedellerle geldiler ve Halkların Birleşik Devrim Hareketi HBDH’yi onların mirasıyla kurdular. HBDH onların rüyası ve amacıydı. Bugün onların rüyası gerçekleştirilmiştir. Eğerki bir yerde mücadele veriliyorsa kuşkusuz büyük bedellerde verilecektir. Büyük bedeller davayı ve mücadeleyi daima ileri taşırlar. Mücadele en büyük katkıyı veren, en çok kendini katan ve gözünü kırpmayan kahraman kişilikler sayesinde daima daha ileriye taşınır. Devrimci görev ve sorumluluklar devrimci ve kahraman kişiliklerden bunu ister. Kahraman kişilikler zaman ve mekanı, koşulları iyi görür, değerlendirir ve buna göre eylemsellikler geliştiren kişiliklerdir. Kahraman kişilikler yaşamı uğruna ölecek kadar çok seven Kemal Pir gibilerdir. Ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya gibilerdir. Koşulları doğru okumak kahraman kişiliklerin en büyük özelliğidir. Bu kişilikler kendilerini dava ve mücadeleyle bütünleştiren kişiliklerdir. Ölümü hiçe sayan, gayeleri uğruna ölüme koşan, yarınları eylemleriyle yakınlaştıranlar kahraman kişiliklerdir. Kahraman kişilikler karanlık zaman ve mekanlardan çıkar ve karanlık perdesini yırtıp atan kişiliklerdir. Uzun soluklu devrim mücadelemizde nice kahraman kişilikler eylemleriyle bize yol gösterdiler. Bu kişilikleri fiziki yok etmeye çalışan zihniyetler yok oldu ama bu kahramanlar hala mücadele bayrağımız ve şiarımız halinde günümüzde ve mücadelemizde yaşıyorlar. O kişilikler onları yok etmeye çalışırken kendilerini yok ettiler. Denizleri idam edenleri kimse hatırlamaz, ama Denizler her zaman mücadelemizin aydınlık şiarı olmuş birer kahramandırlar.
“Mayıs Ayı” Kürt ve Türkiyeli devrimciler açısından büyük şehitlerin, büyük eylemselliklerin geliştiği bir aydır. Bu yüzden bu ay bizim mücadele literatürümüzde “Şehitler Ayı” olarak bilinmektedir. Her günü büyük eylemselliklere tanık olmuş bu ay bizim açımızdanda bir değer olarak anılmaktadır. Bu ay içerisinde Deniz, Yusuf, Hüseyin’lerden Haki Karer’lere, İbrahim’lerden Dörtlere (Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Necmi Öner ve Eşref Anyık) kadar nice kahramanlar bu ayda mücadele uğruna kendilerini feda etmişler ve şehadete ulaşmışlar. Bu şehitler geleceklerini ve yarınlarını eylemleriyle birlikte ölümsüzleştirdiler. Onların hayalleri bizim hayallerimizdir ve o hayalleri gerçekleştirmek yegane görevimizdir. Şehitler “Büyük amaç uğruna ölmek her zaman yaşamaktır” bilinciyle ölümü kucaklıyorlar. Tarih ve mücadelenin gereğini görüp eylemsellikler geliştirmiş kişiler her zaman halkların mücadelesinde yaşayacaklar.
Mayıs Ayının devrim tarihimizdeki yeri başkadır ve daha manidardır. Kahraman eylemselliklerin en yoğun şekilde geliştiği gün 18 Mayıs’tır. 18 Mayıs’ta büyük önderler ayrı zaman ve mekanlarda canlarını feda etmişlerdir.
– 18 Mayıs 1973’te büyük önder İbrahim Kaypakkaya Diyarbakır Zindanı’nda faşist-katil devlet tarafından şehit edildi.
– 18 Mayıs 1977’de büyük önder ve enternasyonalist Haki Karer Antep’te işbirlikçi, ajan ve feodaller tarafından şehit edildi.
– 18 Mayıs 1982’de Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Necmi Öner ve Eşref Anyık Diyarbakır Zindanı’nda “teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür”, bilinciyle, İbrahim Kaypakkaya ve Haki Karerlerin mirasına sahip çıkmak ve onların yolunu takip etmek için 33 koğuşta “Kahrolsun Sömürgecilik” sloganlarıyla, bedenlerini ateşe veriyorlar ve şehadete ulaşıyorlar.
Kuşkusuz mücadele böyle yiğit kişiler sayesinde bugünlere gelmiş. Mücadeleyi canlarıyla kanlarıyla bugünlere getirenlerin mirasına sahip çıkmak ve uğrunda savaştıkları hayallerini gerçekleştirmek onlara verilecek en anlamlı selam olur. İbrahim’lerin, Haki’lerin ve Dörtlerin silahları bir meşale gibi geleceğimize ışık tutmaktadır. Onlara verilecek en güzel şey uğrunda canlarını verdikleri amaçlarını gerçekleştirmektir. HBDH tüm devrim şehitlerimizin hayalidir. HBDH’ye sahip çıkmak tüm devrim şehitlerimizin anılarına sahip çıkmaktır. Tüm devrim şehitlerimiz özgür ve eşit bir gelecek yaratmak için üzerlerine düşeni yaptılar. En büyük görevi onlar yaptılar, önümüzü aydınlatan meşale oldular. Tüm mücadelemizde onlara verilen sözümüzü hatırlamalıyız. Çünkü bir an için onları unutma gafletine kapılırsak çöküş, çürüyüş, yozlaşma ve değerlerden uzaklaşma kaçınılmaz olur. Bu yüzden her anı şehitlerimizin anılarını yaşatmak için her anı devrimle yaşamak gerekir. Çünkü devrimci sorumluluk bunu gerektirir. Devrime kattığımız kadar şehitlerin anılarını yaşatabiliriz. Onun için her şey devrim için olmalıdır. Geliştireceğimiz her eylemsellikte devrimci ruh olmalı. Şehitlere sahip çıkmanın en anlamlı yolu budur. Şehitler kişisel çıkarlar için kendilerini feda etmediler. Halkların eşit, özgür ve aydınlık geleceği için kendilerini devrime kattılar. Devrimci eylemselliklerde onları yaşatmalıyız. Onları eylemselliklerle yaşatmalıyız, amaçlarını, yarınlarını gerçekleştirmeliyiz, onun için de devrimle yatıp devrimle kalkmalıyız…
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!
Şehîd Namirin!