10 Ekim Ankara Katliamı pek çok kentte lanetlendi, hayatını kaybedenler anıldı

Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu gerçekleşen katliamın 6’ncı yıl dönümünde pek çok kentte katliam bir kez daha lanetleniyor. Yurdun birçok noktasında gerçekleştirilen etkinliklerde saldırıyı gerçekleştirenlerin ve katliamı önlemeyip sorumluluğunu yerine getirmeyerek katliama ortak olan yöneticilerin yargılanması istendi, hayatını kaybedenler anıldı.

ANKARA

10 Ekim’de katledilenler Ankara’da anıldı: Bayrağınız bizim elimizde

IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen Emek, Barış ve Demokrasi mitingine yönelik iki canlı bombayla düzenlediği saldırının üzerinden 6 yıl geçti. KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin mitingine yapılan saldırıda 104 kişi hayatını kaybetmiş, 500’e yakın kişi yaralanmıştı.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın 6. yıl dönümünde Ankara’da anmaya gelenlere gar çevresinde polis müdahale etti. Pandemiyi gerekçe göstererek yakınlarını kaybedenler dışında kimseyi gar önüne sokmayacağını açıklayan valilik, Ankara Büyükşehir Belediyesinin anıt meydan için bir gün önce alana getirdiği mabet ağaçlarını da gece yarısı kaldırdı. Gar önüne gidemedikleri için çevrede saygı duruşunda bulununlar polisin biber gazıyla dağıtıldı. Polisin 18 kişiyi gözaltına aldığı anmadaki “sıkı önlemler”, katliamda alınmayan önlemleri hatırlattı. 10 Ekim katliamında yaşamını yitirenler, Ankara’da Karşıyaka Mezarlığında da anıldı, yaşamını yitirenlere mücadele sözü verildi.

YOLLAR KAPATILDI, 18 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Polis anmaya katılanları gözaltına alıyor

Katliamın 6. yıl dönümünde yapılmak istenen anmaya katılım polis müdahalesiyle engellendi. Ankara Valiliği anma için yapılan başvurunun ardından sadece katliamda yakınlarını kaybedenlerin meydana alınacağını bildirdi. Valilik, 10 Ekim Katliamı anmasına getirdiği engelin gerekçesini pandemi olarak gösterdi.

Ankara Garı’na çıkan yolları kapatan polis, bunun dışında kimsenin girmesine izin vermedi. Gara en yakın Ulus metro istasyonu da bir süre valilik tarafından kapatıldı. Gar çevresinde toplanan anma için toplananlar “10 Ekim’i unutma unutturma” atınca polisin müdahalesine maruz kaldı. Polis biber gazı ve plastik mermiyle kitleyi dağıttı. Tandoğan Meydanı girişinde toplananlar yüzlerce metre uzaklaştırılırken, gözaltına alınanların bazıları yerlerde sürüklendi. Gözaltına alınan toplam 18 kişi arasında Emek Partisi GYK Üyesi Sinancem Alikoç da var. Polisin anmaya gelenlere karşı aldığı önlemler, 10 Ekim Katliamı’nda alınmayan önlemleri akıllara getirdi. Birçok kişi “O gün neredeydiniz?” diyerek tepki gösterdi. Gözaltına alınanlar bir süre sonra serbest bırakıldı.

ANILARINA 104 SİYAH BALON UÇURULDU

10 Ekim mitinginin çağrıcısı KESK, DİSK, TMMOB, TTB ile katliamda yakınlarını kaybedenlerin temsili bir anma yapılmasına izin verildi. Ailelerin yanı sıra 10 Ekim mitinginde yer alan sendikalar, meslek odaları, siyasi partiler ve CHP, HDP, TİP milletvekilleri de anmaya katıldı. Ankara Garı önünde yapılan anmada, hayatını kaybeden 104 kişi anısında siyah balonlar uçuruldu.

“ADALET TECELLİ ETMEDİ”

Burada ortak açıklamayı okuyan 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik, saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı” dedi.

10 Ekim Katliamı davasında sadece 9 kişi hakkında müebbet hapis cezası verildiğini ve firari sanıklar yönünde devam eden dosyada, bir sanık hakkında insanlığa karşı suçtan dava açıldığını belirten Coşgun, “5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, ‘adalet’ isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil!” diye konuştu.

“UNUTMADIK, AFFETMEYECEĞİZ”

İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı’nın siyasi ve önlenebilir bir katliam olduğunu ifade eden Coşgun, “Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü?” diye sordu. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenlerin, suçun ortağı olduğunu dile getiren Coşgun, iktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri, bu acılardan oy devşirenleri asla unutmayacaklarını ve affetmeyeceklerini söyledi.

ANIT İÇİN GELEN AĞAÇLAR GECE KALDIRILDI

Katliamın gerçekleştiği Ankara Garı önünde yapılacak anıt meydan için 10 Ekim mitinginin çağrısı sendika ve odalar ile 10 Ekim Barış Derneğinin düzenlediği yarışmada, mabet (Ginkgo Biloba) ağaçlarının olduğu bir proje seçilmişti. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile birlikte uzun süre yapılan çalışmalar sonucunda, ilk olarak ağaçların Ankara Garı önüne getirilmesi kararlaştırıldı. Katliamda hayatını kaybeden 104 kişi anısına 9 Ekim’de gar önüne getirilen mabet ağaçları, gece yarısı Ankara Valiliği tarafından kaldırıldı.

10 EKİM’DE KATLEDİLENLERİN MEZARLARI ZİYARET EDİLDİ: BAYRAĞINIZ BİZİM ELİMİZDE

10 Ekim Katliamında hayatını yitirenlerin ziyaret edildiği Karşıyaka Mezarlığı’nda, öncelikle ortak bir açıklama yaptı. Burada konuşan KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal, “10 Ekim Katliamı sadece Türkiye’nin en büyük katliamı değil, insanlığa karşı işlenmiş suçlarda birinci sıradadır” dedi. Bu katliam aydınlatılmadıkça adaletten ve demokrasiden bahsedilemeyeceğini belirten Köksal, demokratik bir ülkede iktidarın hesap vereceği bu katliamın üzerinin örtülmek istendiğini dile getirdi.

“SENDİKAMIZIN GÜLEN YÜZÜYDÜ”

Ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan Korkmaz Tedik, İdil Güneyi, Uygar Coşgun, Ali Kitapçı ve Sevgi Öztekin’in mezarları ziyaret edildi. BTS üyesi İdil Güneyi’nin mezarı başında konuşan BTS eski Genel Başkanı Yavuz Demirkol, 7 hazirandan sonra yapılşan katliamlara dikkat çekerek, “Aynı filmi tekrar izlemek istemiyoruz. Bunun için emek ve demokrasi güçlerini daha çok birlikte mücadele etmesi gerekiyor. İdil Güneyi sendikamızın gülen yüzü dediğimiz bir arkadşaımızıdı. Katliamda 11 üyemizi, bir avukatımızı, bir arkadaşımızın eşini ve bir arkadaşımızın oğlunu kaybettik. Sürgünler ve baskılara rağmen yere düşen bayraklarımızı elden ele taşıyoruz” dedi.

“TARİHİN EN YİĞİT EVLATLARININ BAYRAĞI BİZİM ELİMİZDE”

EMEP GYK üyesi Korkmaz Tedik’in mezarı başında konuşan baba Erdoğan Tedik, “10 Ekim’de yitirdiklerimize emek, barış, demokrasi mücadelesini sürdürme sözü vermiştik. Bugünün ceberrut iktidarı sizi anmamıza bile müsaade etmiyor ama bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Sadece IŞİD’lilere verilen cezalar bizim asla içimizi soğutmayacak. Korkmaz, burada genç yoldaşların var. Denizleri andığımız bir toplantıda ‘Tarihin en yiğit evlatlarının bayrağı bizim elimizde’ demiştin. Biz de o bayrağı en yükseğe çıkaracağız” dedi. Anne Zöhre Tedik de “Bugün o baskılara, zulümlere karşı işçi sınıfı sizi unutmayacak, eşit yaşam mücadelesi veren Kürt halkı sizi unutmayacak, sokak ortasında şiddete uğrayan kadınların mücadelesi sizi unutmayacak. Varsınız, var olacaksınız” dedi.

“BU YÜRÜYÜŞÜ TAMAMLAYACAĞIZ”

Emek Partisi Ankara İl Başkanı Şükran Doğan, aradan geçen 6 yılda öfkelerinin dinmediğini ve dinmeyeceğini söyledi. Çünkü işbirlikçilerin hala yargılanmadığını belirten Doğan, “7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında korku iklimini yaratanları, bundan oy devşirenleri, bugün sahte muhalafet yapanları unutmadık, unutmayacağız. Öyle bir demokraside yaşıyoruz ki 104 canımızı anamıyoruz.  Artık şunu biliyoruz; 5 yılda bir seçime giderek demokrasiyi ve özgürlükleri getiremeyiz. Mücadeleden başka şansımız yok. 10 Ekimde Ankarada barış demokrasi ve barış için bir araya geldik ve yürüyüşümüzü yarım bıraktılar. Bizler bu yürüyüşü Türkiye’nin her yerinde  tamamlayacağız” diye konuştu.

“BİZ ACIMIZI MÜCADELEYE DÖNÜŞTÜRMEYE BİLİYORUZ”

BTS üyesi ve Anarko-Sendikalist Ali Kitapçı’nın mezarı başında konuşan eşi Emel Kitapçı, “O günden beri kanla, baskıyla, zulümle iktidarlarını sürdürdüler. O bizi kanla suladılar, biz oradan yeniden yeşerdik. Bizim yalnızlığımızdan beslenmek istiyorlar ama biz yalnız değiliz. O günkü gibi emek, barış, demokrasi demeye devam ediyoruz.  Onlar bizim hayatımızı acıyla boğmak istediler ama biz acımızı mücadeleye dönüştürmeye bilen bir gelenekten geliyoruz. Daha da güçleneceğiz, yaralarımızı saracağız. Çünkü biz birbirimizi yaralarımızdan tanıyoruz” dedi.

Avukat Uygar Coşgun’un mezarında konuşan eşi ve 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun,  “6 yıl önce şu saatlerde hastaneleri dolaşıyorduk. Burada Uygar’ın yani başında olmak…  Bugün geçmeyecek bir gün. Bu ülke bizim adımıza saygı duyuncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Annesi Nuray Coşgun  da “Oğluma sözümüz var; unutmayacağız, unutturmayacağız. Katiller hesap verene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Sevgi Öztekin’in mezarında konuşan arkadaşı Bülent Çıldır da “Tanıdığı her insana iyiliği dokunmuştur Sevgi’nin, çok duyarlı bir insandı. Barış mitingine brilikte gidecektik, onlar benden önce gittiler. Ne yazık ki kaybettik. 6 yıldır hayatımda büyük bir eksiklik, anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: 10 Ekim’in sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla 10 Ekim Ankara Katliamının 6. yılında yaşamını yitirenler Kadıköy’de düzenlenen etkinlikle anıldı.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri açıklama yaptı

Fotoğraf: Evrensel

İSTANBUL

10 Ekim Ankara Katliamının yıldönümünde yurdun birçok yerinde anma etkinlikleri düzenlendi. İstanbul’da katliamın yıldönümünde, İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla çok sayıda kişi  Kadıköy Beşiktaş İskelesi önünde bir araya geldi. 10 Ekim Aileleri adına Özer Değirmenci ve KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Özer Tuncer hazırlanan açıklamayı birlikte okudu.

İlk sözü alan Değirmenci, Afganistan’da iktidarı ele geçiren Talibanın kurucuları ile geçmişteki ilişkileri bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Taliban ile aramızda anlayış farkı yoktur” açıklamasını hatırlattı, “Yine Suriye’deki cihatçı örgütlerin hamiliğine soyunan AKP, El Kaide ve İŞİD artıklarının bölgede ve ülkemizde cirit atmasına yol vermektedir. Bu örgütlerle 10 Ekim katliamını yapanlar arasında zihniyet farkı yoktur.  Siyasal iktidarın bunlara yönelik destek ve hayirhah tutumu bölgede ve ülkemizde yeni provakasyon ve katliamların zeminini hazırlamaktadır. İktidarın tüm kurum ve aygıtları ile yaşadığı çürüme ve çözülmeyi örtmeyi dönük milliyetçi, ırkçı, gerici hezeyanları, anayasadan laiklik ilkesini çıkarma çabalar ile ‘Kürt sorunu yoktur’ söylemleri arasında salınmaktadır. Baskı ve zor politikalarıyla iktidarda tutunmaya çalışan AKP bilmelidir ki, ne bu ülkenin ilerici devrimci birikimi ne de yok sayılan, inkar edilen halkları bu hezeyanlara geçit vermeyecektir” diye konuştu.

Emperyalistler ve işbirlikçilerinin savaş politikalarına karşı Türkiye halklarının barış içinde bir arada yaşama hakkını savunmaya devam edeceklerini söyleyen Değirmenci, 10 Ekim davasına ilişkin de konuştu. Davanın karara bağlandığı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildiğini belirten Değirmenci, “Ayrıca, ana dosyadan tefrik edilen firari sanıkların yargılandığı dosya, Türkiye’de ilk defa ‘insanlığa karşı suç’ kavramının yargıya konu edilmiş dosyası oldu. Bu yönüyle 10 Ekim Katliamı, Türkiye siyasi tarihi ve yargı tarihi bakımından da kamuoyunu ilklerle buluşturan bir konumdadır. Nitekim, 5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, ‘adalet’ isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil” ifadelerini kullandı.

“SURUÇ AYDINLATILSA 10 EKİM YAŞANMAZDI”

10 Ekim katliamının önlenebilir olduğunu ve katliamı siyasi bir cinayet olarak nitelendiren Değirmenci, katliamın aydınlatılması için siyasetçilere sorumluluklarını hatırlattı, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağrısında bulundu. Değirmenci, “Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz” dedi.

20 Temmuz 2015 Suruç katliamının aydınlatılması ve faillerinin bulunması halinde 10 Ekim katliamının yaşanmayacağını vurgulayan Değirmenci, kamusal sorumluluğun katliamlardaki yerinin ortaya koyulabilmesi, “devletin hizmet kusuru” olduğunun bir mahkeme kararında geçebilmesi adına açmış oldukları tam yargı davalarının pek çoğunda artık Danıştay aşamasına gelindiğini belirtti. 2021 yılı Temmuz ayında Danıştay tarafından verilen, devletin bu katliamlardan dolayı “kusursuz” olduğu ve ölenlerin, yaralananların kusurlu ve borçlu çıkarıldığına dair kararın, katliamın 6. yılında vicdanları yaraladığını söyleyen Değirmenci, “İlk derece mahkemelerde açık ve bariz kamusal kusura işaret edilirken üst mahkeme süreçlerinde devletin sosyal risk sorumluluğundan dahi bahsedilmemesi büyük bir çelişki ve sorundur. Elbette ki, verilen her yanlış ve hatalı karara karşı bu ülkenin iç hukuk yollarını tüketmek amacıyla her türlü hukuki başvuruyu yapmış bulunmaktayız” diye konuştu.

“UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ”

Değirmenci’nin ardından sözü alan KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Özer Tuncer, Türkiye tarihinin en büyük katliamında yaşamını yitirenleri anarak konuimasına başladı. “Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor” diyen Tuncer sözlerini “Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Katliamın 6. yılında, İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri olarak kaybettiğimiz arkadaşlarımızı bir kez daha sevgi saygı ve özlemle anıyor, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu emanet doğrultusunda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz. Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz.” diyerek noktaladı.

ADANA

 “IŞİD’E ‘ÖFKELİ ÇOCUKLAR’ DİYEN DAVUTOĞLU NE BİLİYORSA ANLATMALI!”

Katliamda hayatını kaybedenler Adana’da Seyhan Belediyesi önünde, 10 Ekim’de hayatını kaybedenler anısına yapılan Barış Anıtı önünde anıldı. 10 Ekim Barış Derneği, DİSK, KESK, Adana Barosu, Adana Tabip Odası ve TMMOB’nin yanı sıra HDP, EMEP, ESP, SYKP, Sol Parti, Halkevleri, CHP ile 10 Ekim aileleri katliamda hayatını kaybedenleri anıp katliamın gerçek sorumlularının yargılanması ve barış taleplerini dile getirdiler. Anma etkinliğine TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz katıldı.

Anma etkinliğinde 5 yıldır Adana’da barışın sembolü olarak Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi önünde duran barış anıtına karanfiller bırakıldı. 10 Ekim aileleri barışın sembolü olarak gökyüzüne beyaz güvercinler bıraktı.

Hüzün ve öfkenin hakim olduğu etkinlikte konuşmacılar katliamın siyasi sorumlularına ve katliama yol veren kamu görevlilerinin sorumluluğuna dikkat çekerek onlar yargılanana kadar adalet mücadelesini sürdüreceklerini ifade ettiler.

“FAİLLERİ GİZLEYENLER BU KATLİAMIN ORTAĞIDIR”

Basın açıklamasını KESK dönem sözcüsü Ahmet Aydoğan okudu. Katliamın gerçek faillerinin bulunarak yargılanmadığını hatırlatan Aydoğan, “Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz. Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz” dedi.

“İNADINA BARIŞ”

Dilan Sarıkaya’nın annesi Nesligül Sarıkaya, “Şunu söylüyorum, ‘İnadına barış’, çünkü biz barış için çok büyük bir bedel ödedik. İnadına barış diyorum!” dedi.

Hacı Mehmet Şah’ın yakını Mehmet Mirza Kökli, “Hacı Mehmet Şah bir suç işlemedi. 70 yaşında orada sadece demokrasi diye haykırıyordu. Onların barış, demokrasi taleplerini dillendirmeye devam edeceğiz” dedi.

Katliamda yaralanan BTS Adana Şube Başkanı Tonguç Özkan, dünyada iktidarların korku yaratarak iktidarlarını sürdürmeye çalıştığını belirterek şunları söyledi: “Dünyada en korkutucu şey ölüm korkusu ve en kıymetli şey yaşam hakkı. Şimdi yaşamlarımızı esir almaya çalışan bu korku ikliminde bunu yan yana durarak aşabiliriz.”

ERCÜMENT AKDENİZ: DAVUTOĞLU, NE BİLİYORSAN ÇIK KONUŞ!

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, saldırının emek, demokrasi güçlerinin yan yana gelmesinden korkanların yaptığı bir saldırı olduğunu belirterek katliamın arkasındakilerin de yargı önüne çıkması gerektiğini söyledi. Katliamı yapanlar için “Öfkeli çocuklar” denildiğini hatırlatan Akdeniz, “‘Eğer bir konuşursam sokağa çıkacak yüzleri kalmaz’ diyenler de yargı önüne çıkmalıdır. Ne biliyorsan çık konuş Davutoğlu. Parti kurarak, ittifaklara girerek, demokrasi güçlerine göz kırparak sokaklarda seni de gezdirmeyiz, seni de utandırırız” dedi.

“KATLİAMLARA RAĞMEN YAN YANA SOKAKLARDAYIZ”

7 Haziran’la 1 Kasım seçimleri arasında gericiliğin tahkim edilmek istendiğini ifade eden Akdeniz, “Kırılarak, vurularak ama yeniden ayağa kalkarak emek, demokrasi ve özgürlük güçleri yan yana yine sokaklardayız. Önümüzde kritik bir seçim süreci daha var ama bu katliamlara karşı şerbetlendik. Bunu bir daha denemeyin. Halkın azabı çok kötü olur bunu da bilin. Bu işin siyasi sorumluları yargı önüne çıkana kadar adalet mücadelemiz devam edecek, iki elimiz onların yakasında olacak” dedi.

“IZDIRABIMIZI TÜM TOPRAKLARDA HAKİM KILMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”

TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gerçek faillerin yaralıların üzerine gaz sıkanlar ve ambulansın gelmesini engelleyenler olduğunu, yıllardır yargılamayı akamete uğratanlar oluğunu belirterek “Her 10 Ekim’de döktüğümüz yapraklarımızın üzerine yaprağını dökecek mabet ağaçlarını dikmemizi engelleyenlerdir o failler. Ve biz faillerin görünür olması için, hissettiğimiz birbirimizin ızdırabını tüm bu topraklarda hissedilir kılmak için, emeğimiz, barış, demokrasi, özgürlüğümüz için mücadeleye devam edeceğiz” dedi. 

 “TEK YOL YAN YANA OLMAK”

HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, katliamın ortaya çıkarılmak istenmemesinin nedeninin katliamı yol veren iktidarın savaş ve kan üzerinden iktidarlarını tahkim etmeleri olduğunu dile getirdi. Çatışmalı sürecin sonlanması gerektiğini ifade eden Peköz, “Bunun tek yolu daha çok dayanışma içerisinde olmak, yan yana olmak” dedi.

“BU ATMOSFERİ YENİDEN YARATMAK İSTEYENLERE KARŞI DAHA FAZLA BİR ARADAYIZ”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar olan süreçte katliamlarla insanların korkutulmaya çalışıldığını belirterek “Seçim sonuçlarına saygı gösterilmediği için bizim bunları yaşadığımızı bizler çok iyi biliyoruz. Türkiye’yi tekrar bu atmosfere sürüklemek isteyenler olursa bizler buna karşı öldürmekle bitmiyoruz. Demokrasi isteyenler olarak her zamankinden daha fazla bir aradayız. Biz arkadaşlarımızı da acılarımızı da unutmayacağız. Bu acılardan yeni mücadeleler çıkararak çok daha güzel bir Türkiye inşaat edeceğiz. Adalet sağlanana kadar emek, barış adalet mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

ESKİŞEHİR

103 BARIŞ GÜVERCİNİ ANILDI

Eskişehir’de  DİSK, KESK, TMMOB ve EBTO’nun çağrısı ile bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri, gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile yaşamını yitirenleri andı.

Açıklamada, “10 Ekim katliamında rolü olan, görevini ihmal eden, katliama yol veren ve emir veren tüm sorumlular yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar da öfkemizi diri tutacağız” dendi.

Polis, açıklama öncesinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Alana getirilen polis köpekleri dikkat çekti. Basın açıklamasına katılanlar siyah maske takarken, kitle Ankara Gar Katliamı’nda hayatını kaybendenlerin fotoğraflarını taşıdı. CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün de katıldığı eylemde, Ankara Gar Katliamı öncesinde Eskişehir’de yaşayan ve katliamda hayatını kaybenden EMEP MYK üyesi Korkmaz Tedik unutulmadı. Tedik’in de fotoğraflarının taşındığı eylemde sık sık “Korkmaz Tedik ölümsüzdür” ve “İnadına barış, inadına kardeşlik” sloganları atıldı.

DİSK, KESK, TMMOB VE EBTO adına basın metnini KESK Dönem Sözcüsü SES Eskişehir Şubesi Eş Başkanı Umut Özge Yılmaz okudu.

“Yüzlerce insanımızın fiziksel, yüzbinlerce insanımızın ruhsal olarak yaralandığı 10 Ekim Katliamı; emek, barış ve demokrasi uğruna ödenen ağır bedellerden sadece biridir” diyen Yılmaz, 10 Ekim Katliamı’nın 6 Haziran Diyarbakır ve 20 Temmuz 2015 Suruç katliamlarıyla başlayan ve ardı ardına gelen IŞİD saldırılarının bir parçası olduğunu söyledi.

“SORUMLULARI TANIYORUZ”

“Diyarbakır, Suruç, Ankara, İstanbul, Antep, IŞİD’in Ankara’nın göbeğinde Emek, Demokrasi ve Barış Mitingine yönelik iki canlı bomba ile gerçekleştirdiği saldırı… Tüm bunlar 7 Haziran sonrasında elde edilen başarının hazmedilememesi sonucu yaşanan, yakın tarihimizin en kanlı saldırıları olarak kayıtlara geçmiştir. 10 Ekim 2015’te Ankara’da katillere adeta koridor açanlar, yol kontrollerini kaldıranlar, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenler, patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emrini verenler, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu olanlar, güvenlik tedbirlerini almayanlar bu katliamın sorumlularıdır. Katilleri tanıyoruz!” diyen Yılmaz, o gün katliama yol veren karanlık güçlerin kanlı ellerinin bugün de işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların boğazlarında olduğunu belirtti. Pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizin yükünü halkın omuzlarına yıkmak isteyenlerin de onlar olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Gençlerin ‘barınamıyoruz’ çığlığını abartılı bulup, gençliği gerici cemaat ve tarikat yurtlarına mahkum edenlerdir onlar. Kendi iktidarının bekası için din istismarını arttıranlar, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden ‘kindar ve dindar’ nesil yaratma hedefini planlayanlardır onlar aynı zamanda. Kadınlara şiddet, eşitsizlik, ayrımcılık ve itaat zorunluluğunu reva görüp İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlardır o ellerin sahibi. Sorumluları tanıyoruz!” diye konuştu.

“YOLDAŞLARIMIZIN BAYRAKLARINI DAHA YUKARI TAŞIYACAĞIZ”

Yaşanan bu büyük katliamın acısının 6 yıldır yürekleri yakmaya devam ettiğini kaydeden Yılmaz, “Acımız kadar öfkemiz de tazeliğini koruyor. Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor. 10 Ekim Katliamı’nda rolü olan, görevini ihmal eden, katliama yol veren ve emir veren tüm sorumlular yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar da öfkemizi diri tutacağız. Katliamın unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz. Katledilen arkadaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız. Bu toprakları katliamlarla, faili meçhul cinayetlerle anılmaktan çıkararak barış ve demokrasiyle taçlandıracak, emeğin ve bir arada yaşama iradesinin egemen olduğu Türkiye’yi yitirdiğimiz canlarımıza, yoldaşlarımıza, 103 karanfilimize armağan edeceğiz. 6 yıl önce barış için yola çıkan yoldaşlarımıza sözümüzdür; mücadeleden vazgeçmeyeceğiz ve bayraklarını daha da yukarı taşıyacağız” dedi.

KAYSERİ

“KATİLLER HALKA HESAP VERECEK”

10 Ekim Ankara katliamı anması Kayseri Gar’ında Emek Ve Demokrasi güçlerinin katılımıyla gerçekleşti. Katliamın lanetlendiği anmada “10 Ekim’i unutma, unutturma”, “Katiller halka hesap verecek” sloganları atıldı. Anma sonrası alana kurum temsilcileri karanfil bıraktı.

Basın açıklamasını Kayseri Eğitim Sen Şube Başkanı Sedat Ünsal okudu. Ünsal, “7 Haziran 2015 Seçimleri sonrasında ülkeye egemen hale getirilmeye çalışılan şiddet ve korku iklimine karşı barışı, demokrasiyi ve emeğin haklarını savunmak için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak tüm yurttaşlarımızı ‘Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne katılmak üzere Ankara’ya davet etmiştik. Yaptığımız çağrıya kulak veren on binlerce yurttaşımız emek, barış ve demokrasi özlemiyle Türkiye’nin dört bir yanından yola çıkmış ve Ankara Garı önünde buluşmuştu” dedi.

“104 ARKADAŞIMIZ HAYATINI KAYBETTİ”

O karanlık dönemde herkese umut veren bu coşkulu birlikteliğin saat 10.04’te birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandığını söyleyen Ünsal sözlerine şöyle devam etti:

“10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen kanlı saldırı sonucunda 104 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’e yakın arkadaşımız yaralandı ve sakat kaldı. Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.”

“10 EKİM KATLİAMI SİYASİ BİR CİNAYETTİR”

Geçtiğimiz yıllarda, tutuklu sanıklar yönünden 10 Ekim davasının karara bağlandığını ifade eden Sedat Ünsal, “9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Ayrıca, ana dosyadan tefrik edilen firari sanıkların yargılandığı dosya, Türkiye’de ilk defa insanlığa karşı suç kavramının yargıya konu edilmiş dosyası oldu. Bu yönüyle 10 Ekim Katliamı, Türkiye siyasi tarihi ve yargı tarihi bakımından da kamuoyunu ilklerle buluşturan bir konumdadır. Ceza dosyası kapsamında dosyaya katılanlar olarak bizlerin talepleri ile damla damla kazandırılan deliller ile artık hepimiz biliyoruz ki; bugün 6. yılında anmasını yaptığımız, devasa acılara karşılık gelen bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Katliamın 6. yılında, bombaların patladığı bu acı dolu meydandan bir kez daha sesleniyoruz: Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz!” diyerek sözlerini sonlandırdı. (Kayseri/EVRENSEL)

MALATYA

 “ADALET, KAMUOYU VİCDANINDA DA TECELLİ ETMİŞ DEĞİL”

Malatya Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla Özalper Sağlık Ocağı önünde toplanıldı ve 10 Ekim Anıtı’nın olduğu Barış Parkın’a kadar yürüyüş düzenlendi.

Katliamın gerçekleştiği saat olan 10.04’te yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapılmasının ardından siyah ve beyaz balonlar gökyüzüne bırakıldı.

Platform adına açıklamayı yapan KESK Malatya Dönem Sözcüsü ve SES Malatya Eş Başkanı Sakine Doğan, “Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.” dedi.

5 yıldır takipçisi oldukları 10 Ekim davasına dari konuşan Doğan, “5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, ‘adalet’ isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istenildiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil.” dedi.

Doğan, “10 Ekim Katliamı sonrasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde alınan kararla, Ankara Garı önündeki alana, ‘Demokrasi Meydanı’ adı verilmişti. Alanın ortasında bulunan, üç ayrı yüzünde katliamda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın fotoğraflarının ve Emek-Barış-Demokrasi ifadelerinin olduğu sembolik anıt, artık görevini tamamlamak üzeredir. Çünkü katliamın gerçekleştiği alanın kalıcı bir anıt meydan ve anma yeri olarak düzenlenmesi süreci başlamış durumdadır.” dedi.

“MÜCADELE, YİTİRDİĞİMİZ ARKADAŞLARIMIZIN BİZE EN BÜYÜK EMANETİDİR”

Son olarak Doğan, “Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. (Malatya/EVRENSEL)

MUĞLA

 “UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ”

Muğla’da KESK, DİSK, TMMOB ve Muğla Tabip Odası, Sınırsızlık Meydanı’nda, 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. Açıklamaya Emek Partisi, CHP, HDP, Sol Parti, CHP Muğla Milletvekilleri Süleyman Girgin ve Gürsel Alban da katıldı.

Kurumlar adına basın açıklamasını Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran okurken, açıklama sonrası katliamda yaşamını yitirenler için alana karanfil bırakıldı. (Muğla/EVRENSEL)

DİKİLİ

 “YASTAYIZ, İSYANDAYIZ, BARIŞTA ISRARLIYIZ!”

Dikili Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Atatürk Meydanı’nda yapılan açıklamayı Zülfali Aras okudu. Aras, “İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir” dedi.

İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri de asla unutmayacaklarını belirten Aras, “Yoldaşlarımızı hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz” diye konuştu.

BERGAMA

BERGAMA DEMOKRASİ PLATFORMU: SORUMLULARINI UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ!

Bergama Demokrasi Platformu, Cumhuriyet Meydanı’nda 10 Ekim’de yaşamını yitirenleri andı.

Basın açıklaması okuyan BES Temsilcisi Umut Aslan, “Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların

ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz” dedi.

AYDIN

“KARARLI MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Aydın Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla kent meydanında yapılan anmada platform adına Aydın Tabip Odası Başkanı Adalet Çıbık basın açıklamasını okudu.

Çıbık, “Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Basın açıklaması sonra katliama tanık olanlar yaşadıkları ve duygularını paylaştı. Açıklamaya TİP Genel Başkanı Erkan Baş da katıldı.

TARSUS

“ELİ KANLI KATİLLER KAYBEDECEK, BİZ KAZANACAĞIZ!”

Tarsus Emek ve Demokrasi Güçleri yayımladığı açıklamayla katliamı bir kez daha lanetledi.

Açıklamada, 10 Ekimʼde barış sloganlarıyla toplanan binlerin içerisine elini kolunu sallayarak giren iki canlı bombanın ard arda gerçekleştirdiği saldırılarda, aralarında Tarsus’tan yola çıkan Metin Peşmen, Leyla Çiçek ve Orhan Işıktaş’ın da olduğu pek çok insanın hayatını kaybettiği belirtildi. Geçen yaz hayatını kaybeden Ümit Ender’in de aralarında olduğu yüzlerce kişinin yaralandığı belirtilirken “Polisin yaralılara yardım etmek isteyen arkadaşlarımıza yönelik kullandığı biber gazı yüzünden de yaralı pek çok arkadaşımızı kaybettik. Dönemin başbakanı ‘Katliamın ardından oy oranlarımız arttı’ açıklamasını yaptı” denildi.

“GERÇEK SORUMLULAR YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMADI”

Açıklamanın devamında katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen etkin bir yargılama yapılmayarak kamu görevlilerinin sorumluluklarının açığa çıkarılmadığı, gerçek sorumluların yargılanmadığı belirtildi ve şöyle denildi:

“10 Ekim katliamının siyasi sorumluları bugün ekonomik ve siyasi kriz içerisinde kendi iktidarlarını korumak uğruna yine nefret politikaları, savaş politikaları ile ülkeyi karanlığa sürüklemeye çalışıyorlar. Pandemide sermayenin çıkarları uğruna emekçileri ölüme süren iktidar, pandemi yasaklarını muhalefeti susturma aracına dönüştürürken Kürtlere, Alevilere, Mültecilere, kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik nefreti körükleyerek toplumu kutuplaştırıyor. Suruç Katliamı’nın, Ankara Katliamı’nın arkasındaki karanlık odaklar Altındağ’da, Konya’da, İzmir’de, Muğla’da halkların bir arada yaşama umuduna saldırıyor. Katliamda  yitirdiklerimizin emek, barış, eşitlik mücadelesi ise işçilerin, gençlerin, kadınların, doğasını savunanların mücadelesinde yaşıyor.

Katliamın 6. yıl dönümünde bir kez daha tekrar ediyoruz. 10 Ekim Katliamı’nın üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. Katliamın önünü açanları, yaralıların üstüne gaz sıkanları, ‘oylarımız arttı’ diye müjde verenleri de kaybettiğimiz 103 barış güvercinini de unutmayacağız. Kaybettiğimiz arkadaşlarımızın hesabını mutlaka soracağız. Bizden aldıkları her bir cana sözümüz var. Eşitliğin, barışın ve kardeşliğin ülkesini hep birlikte kuracağız. Eninde sonunda ama mutlaka halkların eşitlik ve barış mücadelesi kazanacak. Biz kazanacağız. Eli kanlı katiller ve onları besleyip palazlandıran emperyalist güçler kaybedecek. Bu çeteleri bölgemizde barındıran, onlara kol kanat geren yerli işbirlikçiler er ya da geç hesap verecek. Barış güvercinlerine verdiğimiz sözü asla unutmayacağız. Alevi, Sünni, inançlı, inançsız, Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez ve her dilden, her kültürden, her inançtan, her milliyetten Türkiye halkları kol kola barış türkülerini bu meydanlarda söylemeye devam edeceğiz.”

URFA

“KATLİAMA DAİR YARGI KARARI ÇELİŞKİLİ VE SORUNLUDUR”

Urfa Emek ve Demokrasi Güçleri, Ahmet Bahçivan İş Merkezi önünde bir anma gerçekleştirdi. Anmaya CHP, HDP, EMEP, KESK’e bağlı sendiklar ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Burada açıklama yapan SES Şanlıurfa Eş Başkanı Eylem Salar, 10 Ekim Ankara Katliamı’nın Türkiye tarihinin en büyük katliamı olduğuna vurgu yaparak, “10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir” dedi.

5 Haziran 2015 Diyarbakır’da ve 20 Temmuz 2015 Suruç’ta gerçekleşen katliamların araştırılmadığını söyleyen Salar, “Gerçek anlamda araştırılsa ve failleri bulunsaydı hiç yaşanmayacaktı. 2021 yılı Temmuz ayında Danıştay tarafından verilen, devletin bu katliamlardan dolayı ‘kusursuz’ olduğu ve ölenlerin, yaralananların kusurlu ve borçlu çıkarıldığına dair kararı, katliamın 6. yılında vicdanları yaralamaktadır. İlk derece mahkemelerde açık ve bariz kamusal kusura işaret edilirken üst mahkeme süreçlerinde devletin sosyal risk sorumluluğundan dahi bahsedilmemesi büyük bir çelişki ve sorundur” dedi.

Emek Partisi (EMEP) Urfa İl Başkanı Cemalettin Özden ise 10 Ekim Ankara katliamının ülkede barış, demokrasi ve özgürlük isteyenlere karşı yapıldığına dikkat çekerek, “10 Ekim günü 103 canımız, dünyanın en barbar terör örgütü tarafından katledildi. Arkadaşlarımızın daha bedenleri yerden kaldırılmadan sağ kalanlara gaz bombası ile müdahale edildi. Aradan geçen yıllara rağmen sorumlular açığa çıkarılmadı, yargılanmadı. Ama biz bu katliamı unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.

“KATİLLERİ TANIYORUZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!”

10 Ekim Ankara Katliamı’nda hayatını kaybedenler Suruç’ta da anıldı.

Suruç’ta yaşamını yitirenlerin mezarları başında yapılmak istenen anmaya polisin engel olması üzerine mezarlık girişinde bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ve “Katilleri tanıyoruz, unutturmayacağız” yazılı pankart açtı, karanfiller taşıdı.

HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü ve HDP yöneticileri, EMEP İl Başkanı Cemalettin Özden ve il yöneticileri, KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerinin katıldığı anmada konuşan Eğitim Sen Şanlıurfa Şube Başkanı Mahmut Binici, polisin mezar başında yapılmak istenen anmayı engellemesine tepki gösterdi. 10 Ekim günü Ankara’da terör örgütü IŞİD tarafından tarihin en kitlesel kayıplarına neden olan katliamın gerçekleştirildiğini söyleyen Binici, o gün katliamda bir çok arkadaşlarını kaybettiklerini ve güvenlik önlemlerinin alınmadığını söyledi.

Katliamda yaşamını yitirenler anılırken sorumlular yargılanana dek mücadele edileceği ve katliamın unutturulmayacağı vurgulandı.

BALIKESİR

“7 HAZİRAN VE 1 KASIM ARASINDA YAŞANANLARIN CEVABI VERİLMELİ”

Balıkesir’in körfez ilçeleri Ayvalık, Bandırma, Burhaniye, Edremit ve Gömeç’te kitlesel basın açıklamaları ve anmalar yapılarak katliam lanetlendi, yitirilenler anıldı.

Katliamın 6. yıl dönümünde Gömeç Emek ve Demokrasi Bileşenleri tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Bileşenler adına basın metnini okuyan Zehra Erkün, her toplumsal olayda olduğu gibi 10 Ekim katliamında da, yaşananların nedenlerini ve doğurduğu sonuçları doğru bir bakış açısıyla irdelenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Erkün “Hem toplumsal barışımızı sağlamalıyız, hem de barışa engel olanlardan, bizlere bu acıları reva görenlerden demokratik bir zeminde hesap sormalıyız” dedi.

 “Hatırlayın! 10 Ekim Katliamı öncesi süreçte, haziran ayında yapılan seçimde AKP ilk kez tek başına hükümeti kuracak bir sonuç elde edememişti. O dönemde 6 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta gerçekleştirilen IŞİD saldırıları Türkiye’nin siyasal iklimine biçim veren ve daha sonraki dönemlerde rejim değişikliğine kadar varacak olan bir sürecin miladı niteliğindeydi. 10 Ekim’de Ankara Garı önünde IŞİD’in gerçekleştirdiği intihar saldırısı ise bu süreci hızlandıran ve toplumsal barışı ve demokrasiyi talep eden tüm dinamikleri sindirmeye dönük adeta kanlı bir final niteliğindeydi” diyen Erkün, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçimleri arasında, bunca acının, bunca katliamın neden yaşandığının cevabı verilmeden 10 Ekim Katliamı’nın arka planının aydınlanamayacağını belirtti.

“EMİRLERİ KİM VERDİ?”

Erkün şöyle devam etti: “Katliam sonrası anket yapıp oylarının ne kadar arttığını kimler  araştırdı? ‘Kokteyl örgüt’ diyerek davayı sulandıranlar kimlerdi? Yol kontrollerini kaldırarak katillere adeta koridor açanlar, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenler ve güvenlik tedbiri almayanlar kimlerdi? Patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emrini verenler, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu kimlerdi? Bu soruların cevapları verilmelidir ve tüm bu olanların gerçek sorumluları halka hesap vermelidir”.

Ülkeyi katliamlarla, faili meçhul cinayetlerle anılmaktan çıkararak barışı, adaleti ve tam bağımsızlığı sağlayana dek mücadeleye devam edeceklerini ifade eden Erkün, “Emeğin ve bir arada yaşama iradesinin egemen olduğu Demokratik Türkiye’yi kuracağız ve o günleri bugüne dek katliamlarda, darağaçlarında, suikastlerde yitirdiğimiz kardeşlerimize, canlarımıza, aydınlarımıza armağan edeceğiz” dedi.

EDREMİT

 “KARDEŞLERİMİZİN HAYATLARINDAN OY DEVŞİRENLERİ UNUTMAYACAĞIZ”

10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler Edremit Altınoluk’ta yapılan etkinlikle anıldı.

Edremit Demokrasi Platformu tarafından yapılan etkinlik, emek, barış, demokrasi mücadelesinde yitirilenlerin anısına saygı duruşu ile başladı.

Açılış konuşmasını yapan İbrahim Gümüştaş, ekonomik kriz ve salgının bütün yükünün işçi sınıfı, emekçiler, emekliler ve yoksulların sırtına bindiğini, gelen zamlarla halkın belinin büküldüğünü, bu kışın zor geçeceğini vurguladı. Gümüştaş, tek adamdan kurtulmanın yolunun birleşik mücadeleden geçtiğini söyledi.

“KATLİAMLARIN YOLUNU AÇANLARA YARGI DOKUNMADI”

Platform adına basın açıklamasını Gülsüm Doğan ve Turan Cengiz okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Ankara’nın ortasında güpegündüz 104 kişinin hayatını kaybettiği, 500 kişinin yaralandığı saldırının tetikçisi bazı IŞİD’liler ceza alsa da saldırının arkasındaki asıl sorumlular yargılanmadı. Katliamdan siyasi çıkar elde edenlerin ortaya çıkarılmasına ilişkin adalet talebi ise mahkemenin soğuk duvarlarına çarptı. Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiklerimizi saygı ve özlemle anıyoruz. Barış için yola düşenlerin bombalanması, iktidarın oylarını kaybettiği o dönem ne ilk ne son oldu. Diyarbakır, Suruç, Ankara’da barışı bombalayanlar, Antep’te bir çiftin en mutlu gününde onlarca çocuğu öldürdü. Engellenmeyen her katliamda bir sonrakinin örgütlendiği bu karanlık dönemde, her bombanın ardından korkunç gerçekler ortaya çıktı. Yıllardır takip edilen cihatçılar, saldırı yapacakları bilinmesine rağmen durdurulmamış, geçecekleri yollar açılmış ve geldiklerinde ortalıkta hiçbir engelle karşılaşmamışlardı. Her davada sadece bir avuç IŞİD’liye ceza vermekle yetinen yargı, katliamların yolunu açanlara ise dokunmadı.

Bugün ülkenin yönetim biçimine ilişkin tartışmalarda ‘korku iklimi’ olarak anılan o kritik dönemde yaşananlar hâlâ aydınlatılmayı bekliyor. Birçok istihbarata rağmen ‘bu katliamlar neden engellenmedi, kimler hangi siyasi çıkarları elde etti’ gibi soruların yanıtlarının tüm açıklığıyla yanıtlanması oldukça önemli.

IŞİD’in katliamlarının aydınlatılması önündeki en büyük engel ise siyasi sorumluların yargılama süreçlerinin dışında bırakılması oldu. Tanık bile olmayan siyasiler ve iktidara yakın isimler, Saray’la arası bozulunca yaşananlara dair açıklamada bulundular. İktidar çatısı altındayken IŞİD’e ‘öfkeli çocuklar’ diyen Davutoğlu, yıllar sonra ‘Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz’ demişti.

10 Ekim’den bir gün önce barış çağrısı yapan akademisyenler için ‘Oluk oluk kanlarını akıtacağız’ tehditleri savuran mafya lideri Sedat Peker ise kokain ticaretinden faili meçhul cinayetlere ve Suriye’ye gönderilen silahlara kadar varan itiraflarına dair daha sonra ‘Kanla ilgili söylemiş olduğum olayların hepsi söylendiği dönemde hükümetin lehinedir. Çünkü o zaman korku iklimi oluşturmak lazımdı’ açıklaması getirmişti.

 ‘Korku iklimi’ diye tarif edilen sürecin en kritik dönemeci olan 10 Ekim Ankara Katliamı’nın aydınlatılması, demokrasi mücadelesinin anahtarı durumunda. Bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü? Bilinmelidir ki insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.”

ZONGULDAK

“YAŞASIN EMEK, BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ”

Zonguldak Demokrasi Platformu, Madenci Anıtı’nda basın açıklaması yaptı.

Platform adına açıklama yapan Tüm Bel-Sen Şube Başkanı İsmail Sefertaş şunları kaydetti:

“2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü? Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz.”

ELAZIĞ

“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Elazığ’da Hozat Garajı’nda KESK Şubeler Platformu basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına HDP ve EMEP üyeleri de katıldı.

Açıklamayı yapan KESK Dönem Sözcüsü Musa Doğan, “10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülümseme, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı.’ dedi.

Doğan, “Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Mücadelemizi sürdüreceğiz. Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!’ diye ekledi.

Açıklama oturma eylemiyle sonlandırıldı.

DERSİM

 “ARKADAŞLARIMIZIN MÜCADELESİNİ SÜRDÜRME SÖZÜ VERİYORUZ”

Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan açıklamayı BES Şube Başkanı Özcan Gürtaş okudu.

10 Ekim Katliamı’nın da tıpkı Taksim 1 Mayıs, Maraş, Çorum, Sivas ve Roboski katliamları gibi failleri belli olan bir katliam olduğunu söyleyen Gürtaş, “5 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki, geçen bu süreçte mahkeme heyetinin değiştiğine, katılan ve mağdur olanların sanık olarak addedildiğine, ‘adalet’ isteyenlerin mahkeme salonlarından çıkarılmak istendiğine tanıklık ettik. Mahkeme salonlarında denk gelmediğimiz adalet, kamuoyu vicdanında da tecelli etmiş değil” diye konuştu.

MAK VE GÜL MEZARI BAŞINDA ANILDI

Seyit Rıza Meydanı’nda düzenlenen anmada katılımcılar, katliamda hayatını kaybeden Mesut Mak ve Adil Gür’ün mezarını ziyaret ederek karanfiller bıraktı. EMEP İl Yöneticisi Mustafa Taşkale, Mesut Mak’ın mezarında yaptığı konuşmada, “Bu katliamı yapanlar acıları anlamaz, giden canlar önemli değil onlar için, giden canlarla kendi faşist iktidarlarını kurmak istediler. Katlettikten sonra, katledenler için ‘öfkeli çocuklar’ dediler, ‘oylarımız arttı’ dediler. Ankara’da kaybettiğimiz arkadaşlarımızın ideallerini iktidara taşıyana kadar onların bıraktığı özgürlük ve sosyalizm mücadelesinin bayrağını devraldığımızı belirtmek istiyoruz. Bugün Ankara Garı’nda yapılmak istenen anmaya yoğun güvenlik önlemi alarak izin vermemişlerdir. Aynı önlemler katliam günü alınsaydı kimse yaşamını yitirmeyecekti. Ailelere dönük bu engellemeyi ve baskıyı kınıyoruz.” dedi.

Adil Gür’ün mezarı başında yapılan anmada da Taşkale “Adil Gür arkadaşımız mücadeleden asla vazgeçmeyen demokrasi ve özgürlük mücadelesinin dava neferiydi. Anısının önünde saygıyla eğiliyoruz ve bıraktığı mücadeleyi sürdürme sözünü veriyoruz” dedi.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın 6’ncı yıl dönümünde Dersim’de gerçekleştirilen anma ve basın açıklamasından bir fotoğraf.

RİZE

ELİF KANLIOĞLU ANILDI

10 Ekim Ankara Katliamında yaşamını yitiren Elif Kanlıoğlu memleketinde anıldı.

Fındıklı emek güçlerinin basın açıklamasının yapılacağı alana giderken önü polisler tarafından “Yürüyüş yapmasınız” denilerek kesildi. Yürüyüş yapmadıklarını alana gittiklerini belirten Fındıklı emek güçleri, ardından sloganlarla alandaki yerlerini aldılar.

Basın açıklamasını yapan Rize Emek Partisi İl Başkanı Hasan Zorlucan, “IŞİD ile birlikte bu olaya izin veren güçler de aynı şekilde suçludurlar” dedi.

Elif Kanlıoğlu’nun Artvin -Arhavi’deki mezarı başında anıldı. Elif Kanlıoğlunun annesi Öznur Kanlıoğlu akşam yazdığını belirttiği bir şiiri okudu.

Pazar ilçesinde yapılacak mezar ziyaretine gitmek için alandan ayrılan kitlenin önü bu sefer jandarma tarafında kesildi. Kimlik kontrolünün ardından geçişe izin verildiç. Burada yapılan açıklamada katliam lanetlendi.

SİVAS

“HER TÜRLÜ SALDIRI VE KATLİAMI LANETLİYORUZ”

Sivas 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nı anma platformu, 10 Ekim’de katledilen Ziya Saygın’ın Düzova Köyü’ndeki anıt mezarında anma programı düzenledi. Ardından Sivas kent merkezinde saat 13.00’te basın açıklaması gerçekleştirildi.

Platform adına Eğitim Sen Şube Başkanı İbrahim Kılıç açıklama yaptı. Kılıç, açıklamasında “Biz emek ve demokrasi güçleri olarak yaşadığımız acıların direnci ile ne bölgemizde ne coğrafyamızda ne de dünyanın herhangi bir yerinde ırk, din, dil, yaşam tarzı gibi gerekçelerle insandan insana yönelik her türden saldırıyı ve kitlesel katliamları en yüksek perdeden lanetlerken bir daha bu acıların tekrar etmemesi adına yüreği barıştan, demokrasiden ve bir arada yaşama iradesinden beslenen herkesi sesimize ses olmaya davet ediyor, canımızdan kopartılan 103 can parçamızı da saygıyla anıyoruz” dedi.

GEBZE

10 EKİM’İ UNUTMA, UNUTTURMA

Gebze Kent Meydanında bir araya gelen yurttaşlar, 10 Ekim 2015’te yaşanan katliamı lanetledi.

“KORKMAZ MÜCADELEYİ BÜYÜTTÜ”

CHP, HDP, Emek Partisi, Sol Parti, TİP, TMMOB, Eğitim Sen, Gebze EYT Derneği, Gebze Kent Politikaları Derneği, Bilkar ve Derslimliler Derneği’nin destek verdiği açıklamada konuşan Tanfer Yeşiltepe, yoldaşı Korkmaz Tedik’i anlattı. “Barış için, kardeşlik için yola düşenleri Ankara’da tertipledikleri katliamla aramızdan aldılar” diyen Yeşiltepe, “Gebze’den Niyazi ve Ziya abi de mücadele arkadaşlarımızla buradan yola çıkmışlardı. Ben de mücadele arkadaşım, yoldaşım Korkmaz Tedik’i kaybettim. Korkmaz ile Antalya’da üniversite yıllarında, mücadele içerisinde tanıştık. Emek Gençliği’nde yükselen mücadelemiz, Korkmaz’ı Emek Partisi Genel Yönetim Kurulu üyeliğine kadar getirdi. O Eskişehir’de, Afyon’da, Muğla’da, Denizli’de mücadeleyi hep yükseltti. Korkmaz; işçi sınıfının iktidarı, halkların özgürleşmesi, barış ve kardeşlik için bu mücadeleyi daima anlattı” diye konuştu.

“MAHKEME HEYETİ RAPORLARI CİDDİYE ALMADI”

Yeşiltepe’nin ardından Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını Eğitim Sen Gebze Şube Başkanı Eylem Bahadır okudu. 10 Ekim dava sürecine dair konuşan Bahadır, “Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporda, adeta katillerin Ankara’ya açılan koridorla ulaştığı anlaşılmasına rağmen mahkeme heyeti raporu ciddiye almamıştır. Avukatlarımızın ısrarlı talebine rağmen raporda kastı ve ihmali olan kamu görevlilerini ne sanık olarak yargılamış, ne de tanık olarak dinlemiştir. 7 Haziran-1 Kasım 2015 sürecinde arka arkaya patlayan bombaların, yaşanan katliamların ‘Ya biz, ya kaos’ anlayışıyla ilişkisinin sorgulanmadığı sürece adalet sağlanmayacak, gerçek failler ortaya çıkartılmayacaktır” dedi.

KOCAELİ

“KARDEŞLERİMİZİN HAYATLARINDAN, BİZLERİN ACILARINDAN OY DEVŞİRENLERİ ASLA AFFETMEYECEĞİZ”

Kocaeli Emek Ve Demokrasi Güçleri İzmit İnsan Hakları Parkı’nda gerçekleştirdikleri açıklamayla 10 Ekim Ankara katliamını lanetledi.

Tüm Bel Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş’un okuduğu açıklamada, “Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz. Türkiye’nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların sorumlusu kimdir? Bizim çocuklarımız neden öldürüldü? İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz” ifadeleri yer aldı.

BURSA

ANKARA KATLİAMI SİYASİ BİR CİNAYETTİR

Bursa’da Fomara Meydanı’nda bir araya gelen emek ve demokrasi güçleri katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyarak meydana karanfil bıraktı.

Açıklamada konuşan Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Karadağ, “Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybedilen bütün yurttaşları saygı ve özlemle anıyoruz. Ceza dosyası kapsamında dosyaya katılanlar olarak bizlerin talepleri ile damla damla kazandırılan deliller ile artık hepimiz biliyoruz ki; bugün 6. yıl anmasını yaptığımız, devasa acılara karşılık gelen bu katliam önlenebilirdi. İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenlerin, bu suçların ortağı olduğunu, iktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız” dedi.

Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinin, yitirilen yurttaşların en büyük emaneti olduğunu dile getiren Karadağ sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz.”

KONYA

“ONLARA SÖZÜMÜZ BARIŞTIR”

Niğde Emek ve Demokrasi güçleri ve aileler 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nda hayatını kaybeden Gülhan Elmascan ve Yılmaz Elmascan’ı Konya Ereğli’de bulunan mezarları başında andı.

Anma etkinliğinde konuşan Niğde Eğitim Sen Şube Başkanı İbrahim Albal, “Katliamın 6. yıl dönümünde barış, demokrasi mücadelesini devam ettirmek ve barış mitinginde yaşamını yitirenleri anmak için buradayız. Kaybettiklerimizi asla unutmayacağız ve anıları daima mücadelemizde yaşayacak. Onlara sözümüz barıştır, barış geldiğinde onları gerçekten anmış olacağız” ifadelerini kullandı.

ÇORUM

EMİNE ERCAN, MEZARI BAŞINDA ANILDI

10 Ekim 2015 tarihinde terör örgütü IŞİD’in Ankara Tren Garı önündeki canlı bomba saldırısında yaşamını yitiren Emek Partisi üyesi Emine Ercan, Çorum merkeze bağlı Büyükdivan köyündeki mezarı başında anıldı.

Çorum’da ilk olarak sabah saatlerinde Kadeş Barış Meydanı’nda KESK tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Çok sayıda siyasi parti, sendika, demokratik kitle örgütü ve kurum temsilcisinin katıldığı basın açıklamasında konuşan BES Çorum Şube Başkanı Emrah Azapçı, iki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı’nın siyasi bir cinayet olduğunu belirterek, “Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz” dedi.

Buradaki basın açıklamasının ardından Emine Ercan’ın Büyükdivan Köyü’nde bulunan mezarına gidildi.

Katliamda yaşamını yitirenler başta olmak üzere devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından ilk olarak KESK adına Emrah Azapçı bir konuşma yaptı. Azapçı’dan sonra söz alan Emek Partisi İl Başkanı Cafer Gökmen, katilleri çok iyi tanıdıklarını belirterek, “Katliamdan sonra ‘çok şükür oylarımız artı’ diyen, ‘canlı bombaları eyleme geçmeden yakalayamıyoruz’ diyenler, ‘biz iktidara gelmezsek beyaz toroslar gelir’ diyerek IŞİD’in sırtını sıvazlayanlardır” dedi. Bu ülkede yaşanan tüm acı olayların hesabının ancak emekçilerin kendi iktidarlarını kurdukları zaman sorulabileceğini anlatan Gökmen, bunun için tüm işçi ve emekçilerin gerçek bir halk iktidarı için mücadele etmesi gerektiğini söyledi.

Emine Ercan’ın eşi Cuma Ercan’ın hukuk sürecini anlatmasının ardından Emine Ercan için oluşturulan ormana can suyu verildi ve yeni fidanlar dikildi.

Öte yandan Büyükdivan Köyü Muhtarı ve köylü kadınlarca, anmaya katılanlara katmer ikramı yapıldı.

DENİZLİ

“ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN”

Denizli’de DİSK, KESK, TMMOB çağrısı ile Çınar Meydanı’nda 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler için basın açıklaması yapıldı. Katliamla ilgili fotoğraf sergisinin de yer aldığı açıklamayı KESK Denizli Şubeler Platformu Sözcüsü Yusuf Yurdakul okudu.

Yurdakul, “Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor” ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanıklar yönünden 10 Ekim Davasının karara bağlandığını hatırlatan Yurdakul,  “Ana dosyadan tefrik edilen firari sanıkların yargılandığı dosya, Türkiye’de ilk defa İnsanlığa Karşı Suç kavramının yargıya konu edilmiş dosyası oldu. Bu yönüyle 10 Ekim Katliamı, Türkiye siyasi tarihi ve yargı tarihi bakımından da kamuoyunu ilklerle buluşturan bir konumdadır. Halihazırda ceza dosyası kapsamında 16’sı firari, biri tutuklu 17 sanık yönünden yargılama devam etmekte olup davanın duruşması; 24 Kasım’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecektir” dedi.

Katliamın önlenebilir olduğunu vurgulayan Yurdakul, “İki seçim arasında, 2015 yılının karanlık bir dönemine tekabül eden 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi bir cinayettir. Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçileri de ellerine vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

 10 Ekim 2021

Önceki İçerikKÜLTÜR: ESKİSİ, YENİSİ[1]
Sonraki İçerikÇöpünde boncuk aramak