Her günü 8 Mart coşkusu ve kararlılıyla faşizme, Kadın kıyımına karşı ayaktayız, eşit ve özgür bir yaşam için isyandayız… Emperyalizme, kapitalizme, faşizme, erkek egemen zihniyete karşı Sosyalizm mücadelesindeyiz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını koşullarında karşılıyoruz. Bir yanda erkek egemen zihniyetin hükmettiği yaşam, diger yanda sözde salgın tedbirleriyle kadının yaşamı daha da daraltılıyor, kadınlar evlere kapatılıyor, hergün daha çok katlediliyoruz.
Dünyanın her yerinde kadınlar binlerce yıldır maruz bırakıldıkları, kıyım, baskı, yok sayılmayı reddederek kapitalizme karşı isyanda. Polonya’dan Arjantin’e, Meksika’dan Şili’ye, Ortadoğu’dan Uzak Asya’ya, Avrupa’dan, Kürdistan’dan Türkiye’ye, Rojava da destan yaratan taca sere kadın savaşçılardan dünyanın dört bir yanına yayılmaktadır.
Kadın cinayetlerine, kürtaj yasaklarına, nafaka yasalarına, işsizliğe, açlığa, yoksulluğa, sınıfsal, ulusal ve cinsel her türlü baskı ve sömürüye karşı çeşitli biçimler alarak şekillenen eylemlerde kadınlar bu tarihsel isyanını haykırıp, bin yıllardır sırtına yüklenmiş olan kadın kimliğini parçalama iradesiyle mücadeleyi sürdürüyor.
Ülkemizde de faşist erk sistemin desteği ve yönlendirmesiyle kadın cinayetlerine, tacize-tecavüze, iş-üretim-emek de ayrımcı ücrete karşı eşit koşullarda eşit ücret talebiyle, her türlü cinsiyetçi, ayrımcı zihniyete karşı öncü kadın yoldaşlarımızın bıraktığı mirasla mücadeleyi yükseltiyoruz.
Kadınlar 8 Mart’ta alanlara, ataerkile karşı, eşit haklar ve emperyalist kapitalist sistemin yaratığı adaletsizlik ve krize karşı, faşizmin kadını teslim alma, gerici faşist uygulamalarına karşı mücadeleyi örgütlüyorlar.
Kadınlar olarak daha özgür bir toplum ve eşit yaşam hakları için verdiğimiz mücadelede uğradığımız zulme, katliamlara, zindanlarda, hücrelerde çürütülmek istenmemize karşı… 8 Mart’larda devrimci tutsakların anneleri, gözaltı kayıplarının ve barış annelerinin, dünyanın her köşesinde kavgada da sevdada da biz varız, hayat bizsiz asla diyen kadınları ve faşizme rağmen sokakları, kavgayı terk etmeyen kadınları selamlıyoruz.
8 Mart’a yokluk yoksulluğa, işsizliğe, krize ve savaşa karşı, savaşın en büyük mağduru olan başta kadınlar ve tüm toplumun sesi olmalıyız. Ulusal kimliği ve ana dili sebebiyle işkence ve kırımdan geçirilen herkesin sesi olmalıyız.
Yaşanan ağır ekonomik krizin faturasının emekçi halklara kesildiği bir ülkede, 8 Mart’larda, sofrasından her gün birkaç lokma daha eksilen, ailesinin ve çocuklarının gelecek kaygısı kendisi için bir şey talep etmesinin önüne geçen, sabah kalkar kalkmaz çalışmaya başlayıp, mesaisi gece yatana kadar süren ama yaptığı iş ücretlendirilmeyen ve küçümsenen, yok sayılan ev işçisi-emekçisi kadınların sesi olmalıyız.
8 Mart’a her türlü sosyal güvenceden yoksun, en ağır koşullarda en düşük ücretle çalışan emekçi kadınların sesi olmalıyız.
8 Mart’a gelecek toplum düşümüzü temsil eden, dağlardan metropollere hayatın her alanında devrimci mücadelede görev omuzlayan sosyalist kadının sesi olmalıyız.
8 Mart’ta mücadeleye, alanlara, özgürlüğün meşalesiyle faşist sistemi kendi ateşlerinde tutuşturmaya…
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Jin Jîyan Sosyalîzm
Jin Jîyan Azadî
Vardık, Varız Var Olacağız…
5 Mart 2021
Devrimci Cephe