İktidar istifa değil, iktidar halka, tek yol devrim

Her türlü soygunun, talanın yollarını açan, kara para cenneti Türkiye’nin yeni türeyen zenginleriyle kayıt dışı bir ekonomik sistem oluşturan iktidar güçleri; yoksullaşmanın dibe vurduğu ülke gerçeğini, pembe tablolar çizerek gizlemeye çalıştılar. Ama soygun ve talan düzeni o denli alıp başını gitmiş ki, pembe tabloların halkı ikna edemediği gibi artık gizleyemez hale geldiler.

Türkiye oligarşisinin yaşadığı çok yönlü kiriz Türk Lirası’nın yaşadığı rekor değer kaybı ve art arda gelen zamlarla yükselen enflasyonalarla doruğa çıktı. Yaşanalar karşısında artık emekçiler, ezilenler ve yoksulların düzende bir beklentisi kalmamıştır. Halklarımız artık bu düzenin değişmesini istiyor. Oligarşinin temsilcisi faşist AKP-MHP diktatörlüğünün gelinen aşamada baskı, terör ve aldatmacalarla halklarımızı kandıracağı bir demagojisi kalmamıştır. Bundan sonra artık halklarımıza açlık, savaş ve sefaletten başka sunacakları bir şeyi kalmadı.
Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. İktidardaki AKP-MHP faşist çetesi ve muhalefette ki diğer düzen partilerinin düzen söz konusu olduğunda hiçte birbirinde farklı olmadıklarını iyi görmekte.

Yaratılmak istenen tüm korku imparatorluğuna rağmen her alanda öbek öbek süren direnişler büyümekte.
Yaşanan kriz, yokluk ve yoksulluk karşısında biriken öfke sokaklara taşmaya başladı. “Hükümet istifa, Geçinemiyoruz” diyerek ülkenin bir çok il ilçesinde sokağa çıkan halk, hükûmete karşı öfkelerini dile getiriyorlar. Biriken öfke ve yaşananların salt AKP-MHP sorunu olmadığı bir bütün olarak sistem sorunu olduğu bilinen bir gerçeklik. Ancak bu ortaya çıkan öfke ve yaşanan kiriz karşısında öfkeyi doğru hedefe yönlendirmek önemlidir. “Hükûmet istifa” slogan tek başına yeterli değil ve sorunu kökten çözme götüremez. Bu ancak iktidarın oligarşik kılık içindeki güçler arasında el değiştirmekten öteye gitmez ki buda ayni sorunların yokluk, yoksulluğun, baskı ve sömürünün katmerleşerek devam etmesi demektir.
Kuskusuz ki “Hükümet İstifa, geçinemiyoruz” sloganı ilk sokağa çıkan ve çağrı yapan reformist partilerin amaç ve hedefleri beli. Onların sistemi değiştirme diye bir dertleri yok. Onlar sistemin aşırı uçların törpülenmesiyle sorunların çözüleceği ve bu sistem içinde özgür eşit bir yaşamın sağalanacağı gibi bir çarpık sınıfsal gerçeklikte uzak yaklaşımı söz konusu. Emek sermeye çelişkisinin sistemin alaşağı edilerek değil de sistem içinde çözeceklerini düşünürler. Onların anlayamadıkları bu sistemin yerle bir edilmedikçe, yaşanan tüm toplumsal memnuniyetsizlik ve halkın düzende giderek umudunu kesmesinin sonucunun yine iktidarın oligarşik güçler arasında el değiştirmesine hizmet edeceğidir.
Bugün ülkede yaşananlar karşısında bir bütün olarak devrimci hareketin kitlerle güçlü bağları ve ona öncülük edecek bir konuma sahip değil. Bu durum bizler açısında bir dezavantaj sağlasa da doğru perspektif ve doğru sloganla kitleleri doğru hedefe yönlendirmek sorumluğuyla yüz yüzeyiz. Günlük popülist politikalara ve kitle popülizme kapılamadan bunu başardığımız oranda kitleleri de doğru hedefe yönlendirme yeteneğini göstereceğizdir. Bunun içinde doğru slogan “hükûmet istifa iktidar halka, tek yol devrim’’ olmalıdır.
Bu faşist düzenin adi ne olursa olsun AKP-MHP, CHP, İYİ Parti vb ne bu düzen neden onun kul kölesi olan düzen partilerinin halklarımızı yokluk, yoksulluğa mahkûm edenler, emeğimiz sömüren, geleceğimizi çalanlar ülkemiz karış karış satanlaradır. Onlara karşı ayağa kalkalım. Alin terimizi çalanlar, baskı, şiddet, tutuklamalar, kadın cinayetleri, gençliğin geleceksiz hale getirilmesi, doğanın talan edilmesi yetmedi her gün değişen etiketler, artan fiyatlarla yaşamamızı çalanlar kendileri saraylarda saltanat sürüyor.
Uyuşturucu, rüşvet, yolsuzluk sömürgeci savaşı dayatanlara her türlü kirliliğin yaratıcı ve uygulayıcıları saltanatlarını sürdüre bilmek için tüm faturayı bizlere ödetmeye çalışıyorlar. Bu asalak kan emici sömürücülere karşı direnişten başka bir çıkış yolumuzun olmadığı ortada. Her gün daha fazla yoklu-yoksulluk ve onursuzlaşmak mı yoksa özgürlük mü sorusunun cevabı işte sokakta, mücadelede, direnişte.
İktidarıyla, muhalefetiyle bu çürümüş-kokuşmuş asalak düzeni ayakta tutma çabasındalar!
Emeğimiz, geleceğimizi çalarak saltanatlarını sürdürme çabasındalar!
Yaşamımız, geleceğimiz için direnmek mücadele etmek ayağa kalkmak zorundayız.
Şimdi bu kokuşmuş, çürümüş faşist düzene karşı ayağa kalkma zamanı!
Faşizme, yokluğa, yoksulluğa karşı
Özgür bir gelecek için
Direnişe Mücadeleye
İktidar istifa, Tek yol devrim
24 Kasım 2021
Önceki İçerikEKİM DEVRİMİ: GEÇMİŞ DEĞİL, GELECEĞİN BUGÜNÜ[*] 
Sonraki İçerikUykularınız kaçsın, Kadınlar her yerde