Ölümün acı kokusu geçti ama o tatlı elma kokusu hala geçmiş değil…
16 Mart 1988 tarihinde gerçekleşen ve sadece Kürt tarihinin değil, tüm insanlık tarihinin en korkunç katliamlarından biridir Halepçe Katliamı.
Irak devleti ve onun başındaki katil Saddam Hüseyin’in emriyle 1988 yılında Halepçe kimyasal ve hardal gazıyla vuruldu, 5000 üzerinde Kürt katledildi.
Halepçe çocukların “elma kokuları geliyor anne” diye bilmeyerek dışarı çıkıp, koştukları ölümün adı oldu. Halepçe’ye katil ve ölüm elma kokusu kılığında geldi. Bundandır ki, ne zaman elma kokusu alsak Halepçe ve ölüm aklımıza düşer…
Geçmişten günümüze uluslararası hâkim güçler ve onların yerli işbirlikçi uşaklarının kar ve rant hırsı uğruna dünya insanlık tarihi boyunca büyük katliamlar yaptılar. Bugün de bu katliamlar devam etmektedir.
Hâkim sınıflar kendi kar hırsları için her şeyi reva gören sömürgecilerdir. Tüm dünyaya egemen olma ve sömürü düzeninin yarattığı bu canavar, dünyanın her yerinde olduğu gibi, yaşadığımız coğrafyada da çokça katliama imza atmıştır. Halklara ve Kürt halkına tarihler boyunca baskı, sömürü katliamı dayatanların kuşkusuz ki Halepçe’de ki elma kokusuyla gelen ölüm ilk değildi, son da olmadı. Arşivler açıldıkça Dersim, vb nasıl kimyasal gaz kullandıkları, insanlarımızı nasıl mağaralarda gazla katlettikleri ortaya çıkmakta. O dönemin katilleri anılarında yazmaktalar. İşte o geleneğin devamcısı faşist sömürgeci devlet, günümüzde başta medya savunma alanları olmak üzere, Kürdistan’ın dağını, ovasını adeta Nazilerin gaz odalarına çevirmekteler.
İşte 16 Mart 1988 Halepçe’de hava ölüm kokuyordu ve ölüm, elma kokusu kılığına girmişti o gün. Tüm dünya ve dünyayı kendi çıkarlarıyla yönetmeye çalışanlar sessizce izledi bu katliamı. Rant ve çıkar hırsı uğruna, bu elma kokusu tadında gelen ölüm bombalar, silahlar üretip maşalarına teslim edenler onlardı. Çünkü kirli, kanlı çıkarları için bunu düzenleyen ve teşvik edenler onlardı ve maşaları kadar kendileri de katildirler. İzlemelerini gerektiriyordu.
Uluslararası egemen güçler ve onların uşaklarının düzenledikleri katliamların hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız.
Katliamların, soykırımların yok edilmesi ve hesabının sorulması, eşit, özgür ve bir arada yaşamanın tek yolu devrim ve devrim mücadelesini yükseltip zafere taşımaktır…
Katliamların hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız!
Halepçe’yi unutmadık, unutturmayacağız!
14 Mart 2023