Gazze’de iki yıldır süren barbar saldırılar, emperyalistlerin ve işbirlikçi rejimlerin tüm hesaplarını alt üst etti. Siyonizmin savaş makinesi durmadı, bombalar susmadı; ama Filistin halkının destansı direnişi, dünyanın dört bir yanındaki milyonların vicdanıyla birleşerek emperyalizmi geri adım atmaya zorladı.
Emperyalist merkezlerin uşağı konumundaki gerici Arap rejimleri ve Türkiye’deki iktidar, iki yıl boyunca İsrail katliamlarını izlemekle yetindi. Halklar ölürken onlar hesap kitap yaptı. Ama şimdi ateşkes masasında zafer öyküsü yazmaya kalkıyorlar. Bu sahte zafer naralarının arkasında ne İsrail’in katliamları sona erdi ne de Filistin özgürleşti. Ateşkes bir moladır; halkların ve direnişin kazanımıdır, ama egemenlerin kirli planları devam ediyor.
Trump Planı: Ortadoğu’nun Yeni Tuzak Haritası
Donald Trump tarafından “Ortadoğu’da barış” yalanıyla pazarlanan ateşkes planı, aslında Filistin’i devletsizleştiren, Gazze’yi “Ortadoğu’nun rivierası”na çevirmeyi hedefleyen bir yağma planıdır. Siyonist rejim ve emperyalist merkezler bu planla hem direnişi tasfiye etmeyi hem de bölgeyi sermaye için bir açık pazara çevirmeyi hedefliyor.
Netanyahu rejimi ateşkesi “ulusal zafer” diye pazarlarken, gerici İslamcı rejimler ve Batılı güçler bu kirli planı alkışlıyor. Türkiye’de iktidar ve yandaş medya da bu planı “diplomatik başarı” gibi sunma yarışında. İsrail ile ticareti yıllarca kesmeyenler şimdi “barış mimarı” rolüne soyunmuş durumda.
Gerçek Zafer Halkların!
Ama bu anlaşmanın sahte zaferlerinin arkasında gerçek bir kahramanlık var: Filistin halkı.
Gazze’de kadın, genç, çocuk demeden 65 binden fazla insan katledildi. Ama Filistinliler boyun eğmedi. Ablukaya, bombardımana, açlığa, ölüme rağmen direndiler.
FHKC’den İslami Cihad’a, Hamas’a kadar pek çok direniş örgütü ağır bedeller pahasına siyonizme meydan okumayı sürdürdü. Batı Şeria’da, Lübnan’da, Yemen’de halklar dayanışma içinde Filistin’in yanında durdu.
Dünya Halkları Ayağa Kalktı
ABD’den Almanya’ya, İngiltere’den Avustralya’ya milyonlar sokaklara döküldü. Emperyalist hükümetlerin İsrail’e desteğine rağmen, halklar “Gazze yalnız değil” diye haykırdı. Londra’dan Berlin’e, Roma’dan Sidney’e kadar her yerde yüz binlerce kişi Filistin için yürüdü. Bu ses, Trump’ın masasında yükselen diplomatik oyunlardan daha gürdür.
Küresel Güney ve Direniş Cephesi
“Küresel Güney”in ilerici kesimleri de bu süreçte önemli bir tavır aldı. Pedro Sánchez, Gustavo Petro, Luiz Inácio Lula da Silva gibi liderlerin açıklamaları, halkların öfkesine kulak veren bir duruşun ifadesiydi. Trump dahi itiraf etmek zorunda kaldı: “İsrail tüm dünyayla savaşamaz.”
Türkiye’nin İkiyüzlülüğü ve Tehlikeli Hesaplar
Recep Tayyip Erdoğan yönetimi, Gazze’ye “görev gücü” gönderme hevesiyle emperyalist planlara yedeklenmiş durumda. Trump’ın “Planım için elinden geleni yapıyor” sözleri boşuna değil. AKP rejimi, Filistin halkının kanı üzerinden yeni bir dış politika manevrası ve iç politika mühendisliği peşinde. Oysa bu plan, Türkiye’yi doğrudan ateşin ortasına atabilecek bir macera demektir.
Ateşkes Değil, Halkların Direnişi Belirleyecek
Ateşkesin kalıcılığı pamuk ipliğine bağlı. Netanyahu’nun planı bozma ihtimali yüksek. Emperyalistlerin hedefi barış değil, direnişi tasfiye etmek. Ama Filistin halkı buna izin vermeyecek. Çünkü özgürlük masa başında değil, sokakta, cephede, barikatlarda kazanılacak.
Filistin Özgür Olmadan Barış Olmaz
Hiçbir ateşkes, hiçbir emperyalist plan Filistin halkının özgürlük talebini susturamaz. Filistin özgürleşmeden Ortadoğu’ya barış gelmeyecek. Gerçek barış, emperyalizmin, siyonizmin ve işbirlikçi rejimlerin yıkılmasıyla, halkların birleşik mücadelesiyle gelecek.