FHKC: 7 Ekim, siyonist tiranlığa karşı güçlü bir çığlıktır

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı hamlesinin ikinci yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“7 Ekim operasyonunun ikinci yıldönümünde, teslimiyeti ve boyun eğmeyi hiç bilmeyen bir halkın tarihindeki bir dönüm noktasını hatırlıyoruz. O günde, direniş, Filistin varoluşunun temeli ve yaşayan ruhu olduğunu tasdik etti. Bu operasyon, adaletsizliğe, tiranlığa ve işgal devletinin baskılarına karşı güçlü bir çığlık; Filistin halkının yaşadığını, topraklarında ve kimliğinde kararlı olduğunu, özgürlük ve onuruna bağlı olduğunu dünyaya duyuran bir deklarasyondu.

“7 Ekim operasyonu çatışmadaki dengeleri değiştiren ve Filistin davası küresel vicdanın kalbine döndüren stratejik bir dönüm noktasıydı. Bu operasyon, özgür iradenin, ne kadar teknik üstünlüğe sahip olurlarsa olsunlar, kibirli güç sistemlerini sarsabileceğini kanıtladı ve davalarının meşruluğuna inanan kararlı savaşçılar karşısında siyonist varlığın kırılganlığını ortaya çıkardı.

“Mücadele, askeri boyutun ötesine geçerek direnişin istikrarlı bir yol olduğunu ve haklarına sahip çıkan halkların, korkunun sınırlarını aşıp yeniden tarih yapabileceğini doğruladı.

“Öte yandan, ABD emperyalizmi ve Batılı güçler tarafından doğrudan desteklenen siyonist cevap, sadece askeri bir saldırı değil, sömürgeciliğin bir aracı olarak örgütlü devlet terörünün apaçık bir görüngüsüydü.

‘ON YILLARDIR GÖRÜLMEMİŞ SİSTEMATİK BİR SOYKIRIM’
“Gazze’de dünya, yalnızca vahşet açısından değil, aynı zamanda açlığı bir silah, ablukayı kitlesel bir boğma aracı olarak, insani altyapının yok edilmesini organize bir imha projesi kapsamında kullanmayı meşrulaştıran sömürgeci zihniyet açısından da on yıllardır görülmemiş sistematik bir soykırıma tanık oldu.

“Sadece hastaneler, okullar, üniversiteler, su kaynakları ve elektrik hedef alınmadı, evler içinde yaşayanların başlarına yıkıldı, hayatın temel gereklilikleri yok edildi, yüz binlerde insan defalarca yerinden edildi. Bütün bunlar sömürgeci sistemin gerçek yüzünü gösteriyor: ‘Filistinlilerin hayatını, hükümdarlığına bir engelden fazlası olarak görmeyen, hakları ihlal eden ve ulusal irademizi imha etmeye kararlı bir sistem.’

‘DİRENİŞ, ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ BİR GELECEĞE GİDEN YOLDUR’
“Lübnan, Yemen, İran ve Irak’taki direniş güçlerinin Gazze’ye destek cephesine katılması, ortak bir kaderi, derin bir dayanışmayı gösteriyor ve işgale direnen Filistin’in yalnız olmadığını vurguluyor. Lübnan ve Yemen direnişi, azmederek işgalle hesaplaşmaya devam etme becerisini gösterdi. Muazzam fedakarlıklara rağmen direnişin, Arap halklarını birleştirmenin, onurlarını yeniden kazanmanın ve tahakkümle teslimiyetten uzak, özgür ve bağımsız bir gelecek inşa etmenin yolu olduğu kanıtlandı.

‘İNSANLIĞIN PUSULASI FİLİSTİN’E DÖNÜYOR’
“İşgale karşı benzeri görülmemiş küresel hareket ve ABD yönetimi ile Batılı liderler üzerindeki uluslararası baskı, insan bilincinin ahlaki pusulasının yeniden Filistin’e dönmeye başladığını gösterdi.

“Dünyanın dört bir yanında, özellikle Batı ülkelerinde, başkentlerde, meydanlarda ve sokaklarda gerçekleştirilen tarihi gösteriler ve kitlesel yürüyüşlerde, özgür insanların Filistin bayrağını dalgalandırması, işgalin on yıllardır gizlemeye çalıştığı bir davanın yeniden dikkate alınmasını sağlayan büyük bir sembolik ve insani başarıyı temsil ediyordu. Bu esnada uluslararası hukuka ve insan vicdanına meydan okuyan siyonist varlık, anlatısının kırılganlığını ve demokrasi ve insanlık iddialarının yanlışlığını açığa çıkaran, halkın öfkesi ve yükselen izolasyonla kuşatılmış, dışlanmış bir hale geldi.

‘ŞEHİTLERİMİZİ BÜYÜK BİR GURURLA SELAMLIYORUZ’
“Bu ölümsüz operasyonun ve Gazze Şeridi’ndeki halkımıza yönelik siyonist imha savaşının ikinci yıldönümünde, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olarak şunları tasdik ediyoruz:
-“Gazze Şeridi, Batı Şeria ve diğer savaş alanlarında, kanı Gazze’nin dayanıklılığını pekiştirmek için dökülmüş kahraman halkımızın şehitlerini, özellikle liderleri ve savaşçıları büyük bir gururla selamlıyoruz. Tutsakları ve yaralılarımızı selamlıyor, onların fedakarlıklarının ebediyen onur ve ilham kaynağı olacağını vurguluyoruz.

‘7 EKİM BİR KİLOMETRE TAŞIDIR’
-Halkımızın Filistin’in işgalinden bu yana süren mücadelesinde 7 Ekim operasyonu önemli bir kilometre taşıdır. İşgal devletinin Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’te devam eden suçlarına ve ablukaya, ilhaka, Yahudileştirmeye karşı doğal bir cevaptır. Bu operasyonu çatışmanın başlangıcı ya da sorunun kaynağı olarak göstermeye çalışanlara, işgal devletinin suçlarının Filistin’in işgalinden bugüne dek durmadığını, direnişin ise mücadelenin her alanında aktif, istikrarlı ve hiddetli olduğunu hatırlatıyoruz, halkımızın baskılar karşısındaki iradesi ve dayanıklılığının arkasında duruyoruz.
-Özellikle Gazze Şehri’nde işgalin imha savaşını derinleştirmesi ve direnişin ABD teklifine verdiği yanıtla, önceliklerimiz savaşın acil ve kapsamlı bir şekilde sona erdirilmesi, ablukanın kaldırılması, yardım girişinin sağlanması ve yeniden inşadır. Halkımızın çektiği acıları sona erdirmek için bu taleplere bütün sorumluluk ve esneklikle ağırlık vereceğiz.

‘HER TÜRLÜ YABANCI MANDA YÖNETİMİNİ REDDEDİYORUZ’
-ABD yönetimi, işgalin müzakereleri sona erdirme ve imha savaşını sürdürme girişimlerinden sorumludur. Herhangi bir aşamada anlaşmadan geriye düşülmesini engellemek, Arap hükümetlerinden ve uluslararası kamuoyundan baskıyı ve sürekli küresel eylemi gerektirir.
-Her türlü yabancı manda yönetimi reddediyor ve Gazze Şeridi’nin yönetiminin iç bir mesele olduğunu tekrarlıyoruz. Batı Şeria ve Gazze’den sorumlu olacak ulusal birlik hükümeti kurulana kadar teknokratlardan oluşan geçici bir yönetici komite konusunda Mısır arabuluculuğunda anlaşmaya varılmıştır. Bu nedenle Filistinlilerin evinin düzene sokulması, kurumların yeniden inşa edilmesi, Filistin davasını bekleyen muazzam zorluklarla yüzleşilmesi için derhal ulusal bir toplantı gerçekleştirilmelidir.

‘BATI ŞERİA’DA DİRENİŞİ BÜYÜTELİM’
-Halkımızın, silahlı direniş başta olmak üzere her biçimde meşru direniş hakkını teyit ediyoruz ve Batı Şeria’daki ilhak planları, yerleşimcilik, Yahudileştirme ve işgalin çatışmaları sonlandırmasına karşı direnişin yükseltilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
-Araplar ve İslam ülkeleri arasında kapsamlı bir ateşkesi zorlamak, elimizdeki bütün kozları kullanmak, kitlelerin ve özgür insanların rolünü etkinleştirmek ve işgalle normalleşmenin her biçimiyle hesaplaşmak için birleşik, güçlü bir duruş çağrısı yapıyoruz.

‘KÜRESEL HAREKETİN DEVAMLILIĞINI SAĞLAMALIYIZ’
-İşgali ve destekçilerini baskılamak, Netanyahu başta olmak üzere savaş suçlarını sorumlu tutmak, cezasızlığı bitirmek, işgalin suçlarını ifşa etme ve Gazze ablukasını kırma amacıyla yola çıkan özgürlük konvoylarını genişletmek için küresel hareketin devamlılığını sağlama çağrısı yapıyoruz.

“Sonuç olarak, bu ebedi yıldönümünde ve devam eden siyonist imha savaşı karşısında, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olarak, halkımızın kararlılığının ve davasının meşruiyetinin sağlam ve sarsılmaz kalacağını, şehitlerin kanının ve kahramanların kararlılığının geri dönüş ve özgürlüğe giden yolu aydınlatan fenerimiz olduğunu teyit ediyoruz. Özgür halkımızın sesi, siyonistlerin cinayet ve suç makinesinden daha yüksek çıkmaya devam edecektir ve Filistin, oğullarının ve kızlarının direnişi ve fedakarlıkları, dünyadaki özgür halkların dayanışması ve birliği sayesinde, er ya da geç nehirden denize kadar gerçek sakinlerine geri dönecektir.”

Önceki İçerikMEŞRUİYETİN ÇÖKÜŞÜ VE DÜZENİN ÇIKMAZI
Sonraki İçerikFilistin direniş grupları, Aksa Tufanı hamlesinin 2. yılında ortak açıklama yayınladı.