Faşist sistem her sıkıştığında çözümü Kürdistana, Kürtlere saldırmakla bulmaktadır. Her fırsata Kobanê, Minbic hattını işgal planını dilendirmekte. İşte bunun için efendilerinde onay almak için her türlü provokasyon ve tavizi veren faşist rejim yine katliamlar düzenledi, halkımızı katletti…
Tüm yönleriyle ayyuka çıkan, düzenlediği Taksim katliamını bahane ederek bir kez daha Kürtlere ve Kürdistana saldırdı. 19 Kasım gecesi başlattığı saldırılarda Rojava’nın Kobanê, Zirgan, Dêrîk, Til Temir, Şehba ve Medya Savunma alanlarını aralıksız bombalamaya başladı. Bu alanlara yönelik bombalama ve ağır silahlarla saldırılarını sürdürmektedir.
Bu eş zamanlı saldırılar ile uzun süredir Medya savunma alanlarına yönelik başlattığı işgal saldırısında hedefine ulaşamadı. Her türlü kimyasal silahı kullanmasına rağmen özgürlük savaşçılarının can bedeli fedai direnişi karşısında her gecen gün başarısızlığa sürüklenmekte. Bu başarısızlık ve beslediği desteklediği çetelerin Rojava’da aldığı yenilgiyi karşısında bu kez kendisi devreye girerek Rojava devrimini yok etmek, boğmak için her türlü provokasyona başvurmaktadır.
İşgalci- sömürgeci Türk devletinin Kürt halkına ve onun kazanımlarına karşı başlattığı bu işgal saldırıları kuşkusuz ki uluslararası güçlerin onayı ve desteğinde bağımsız değildir. Rojava hava sahası Amerika ile Rusya’nın denetiminde iken Türk savaş uçaklarının bu bölgeleri rahatça bombalamaları onların hava sahasını açmaları ve onay vermeleri sonucudur.
Orada katledilen Kürt halkının katiler faşist Türk devleti kadar bu emperyalist güçler ve havasa sahasını ona açan Amerika ve Rusya’dır. Çünkü faşist Türk devleti kadar bu güçlerde Kürt halkının bu alanda elde etiği kazanımlar ve insanlığa sundukları alternatif yaşama düşmanlar.
İçte her türlü baskı, yokluk yoksulluğu dayatan faşist rejim dıştaysa savaşı tırmandırıyor. Efendilerinde aldığı onayla başta özgürlük gerillası olmak üzere Rojava devrimini yok etme istemektedir. Bunu başardığı oranda içte baskı, terörünü daha da tırmandıracaktır.
Bugun Kürt halkına ve onun kazanımlarına yönelik yürütülen katliamcı, yok etme savaşı tüm bölge haklarına ve ülkemizdeki ezilen, sömürülen tüm halklara karşıdır. Bu savaş onların yükselen özgürlük, yeni bir yaşam kurma mücadelesine karşıdır. Onlar bunu başardığı oranda tüm halkların daha da köleleştirilmesi, nefesiz bırakılması demektir.
Bugün görev; Dün nasıl ki hep birlikte Kobanê için kenetlenip, Kobanê’yi özgürleştirdikse bugün de hep birlikte kenetlenerek bu insanlık düşmanı, karanlığın temsilcileri karşısında ayni ruhla kenetlenmek ve mücadeleyi yükseltmek temel görev ve sorumluğumuzdur.
Unutmayalım ki bu saldırılar karşısında dikilmek, sadece Rojava devrimini savunmak, Kürt halkının yeni bir katliam, soykırımda geçirilmesi çabası karşısında kenetlenmek değildir. Bu aynı zamanda kendi geleceğimize, kendi özgürlüğümüze sahip çıkmak, onun için mücadeleyi yükseltmektir.
Katliam, soykırımlar üzerine kurulan ve baskı, terörle kendisini var eden bu faşist sistemin suç ortağı olmak istemiyorsak, yaşananlarda pay sahibi olmak istemiyorsak, geleceğimizi ve özgürlüğümüzü kazanmak istiyorsak bu saldırılar karşısında kenetlenmeye, her alanda mücadeleye, sokağa, kavgaya daha çok sarılmak zorundayız.
Bunun içindir ki bu; onurumuza, geleceğimize, özgürlüğümüze sahip çıkma mücadelesidir. Kürt halkı ve Rojava devrimi etrafında kenetlenmeye, mücadeleye, devrime…
20 Kasım 2022