“…
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”
Bitmedi sürüyor o kavga.. bir yılı daha direnişlerle, kayıplarla geride bıraktık. Uluslararası emperyalist-kapitalist güçler içine girdikleri kriz ve neo-liberalizmin iflasıyla büyük çıkmaz yaşıyorlar. Bu yaşadıkları çıkmaz karşısında dünyanın her yerinde halklara, ezilenlere karşı saldırı dalgasını giderek artırıyorlar. Anacak onların tüm baskı ve şiddetleri karşısında dünya halkları direnişte, alanlarda bu sisteme karşı HAYIR diyor. Avrupa’dan Asya’ya, Asya’dan Latin Amerika’ya, Ortadoğu’ya halklar isyanda. Kuşkusuz ki bu saldırı dalgasının en büyük bedel ödeyeni ve saldırıya uğrayan kesimlerden biride kadınlardır. Başta ülkemiz olmak üzere dünyanın her yerinde kadın cinayetleri ve erkek egemen sistemin kadına yönelik şiddetidir. Bunun karşısında kadınların direnişi tüm toplumlara öncülük ve direnç rolünü yerine getiriyor.
Ülkemizde ise faşist sistem her türlü baskı yıkım, kıyımla, savaşı haklarımıza dayattığı ve tırmandırdığı yıl oldu geride bıraktığımız. Kadın kıyımları, doğanın yokedilmesi, çocuk tacizleri, tecavüzleri, emekçiler üzerinde ki baskı, zam zulmünün arttığı bir yıl. Kürt düşmanlığının kronikleştiği ve Kürt halkının iradesinin yok sayılması, sömürgeci kayyumların atanması, tecrit ve Rojava’ya yönelik başlattığı kıyım savaşıyla arterdi. Rojava’da başlattığı ilhak savaşını Güney Kürdistan da kalıcılaştırmaya çeliştirirken Kürt düşmanlığını daha da artırdığı bir yıl oldu. “bir merminin fiyatını biliyor musunuz” diyen kana doymaz faşist şef Erdoğan’ın asgari ücret konusunda adeta emekçilerle alay edercesine bir tutum sergilerken, savaşı Libya’ya taşıması yetmedi, oraya da asker gönderme peşinde.
Faşizmin tüm baskı, savaş ve hak gasplarına karşın yeterli olmasa da, direniş ve direnişte ısrar, faşizmin yenilgiye uğratılması kavgası sürüyor. Başta sınıfın öncüsü olan kurumlar olmak üzere, herkesin 2019 yılında yaşananlar ve dünya çapında yayılan direniş ve ülkemizdeki faşizmin uygulamaları karşısında ki yetersizlik noktasında daha sağlıklı ve sonuç alıcı değerlendirmeler yapmakla yüz yüze.
Birleşik devrim ve birlik tartışmaları vb olumlu bir adım olmakla birlikte bugüne kadar olduğu gibi bu tartışmalar, dar grupsal çıkarlara ve bir zayıflığa kurban edilmeden kalıcı ve mücadelenin önünü açan bir sorumlukla yaklaşmak olmalıdır.
2019 dünya genelinde direnişlerin boy verdiği, kitleselleştiği bir kabarmayla geride bırakıyoruz. Tarihten aldığımız güç ve çıkartılan derslerle, haklı mücadelemizin bizlere verdiği güçle, halklara karşı duyulan sorumluluk ve devrimci olmanın kaçınılmaz göreviyle, bu direnişi geliştirmek 2020 yılını halklarımızın zaferine ve faşizmin yıkımına çevirme görevi bizleri beklemektedir. Bu bilinç ve ruhla 2020 bizler açısından mücadeleye daha sıkı sarılma ve onu zaferle taçlandırma görevi bizleri beklemektedir.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz: 2020’de emek ile sermaye arasında keskin mücadelelere sahne olacaktır ve biz bu mücadelelerde daha şanslıyız, daha tecrübeliyiz. 20. yüzyılı 19. yüzyılın tecrübe ve birikimiyle kazanmıştık. 2020’de kazanmanın geçen yüzyıldaki zafer ve yenilgilerimizden çıkartacağımız dersler en önemli silahımız olacaktır.
Yeni yılın halklarımız ve tüm emekçileri için özgürlük ve zafer yılı olması dileği ile, tüm ezilen halkların yeni yılını kutluyoruz.