Ahmed eş-Şera BM’de: Emperyalist İkiyüzlülüğün Açık Kanıtı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda sahneye çıkan Ahmed eş-Şera ve onun kuklası SDG lideri Ahmed eş-Şera, emperyalist güçlerin çıkar ilişkilerinin ve iki yüzlü siyasetinin bir kez daha gözler önüne serildiği bir olay oldu. Ahmed eş-Şera, geçmişte binlerce masumun katili olarak tarihe geçmiş ve BM’nin terör listesinde yer alan bir isim olmasına rağmen, BM kürsüsüne çağrıldı ve konuşma hakkı tanındı. Akan kan, parçalanan ülkeler, katledilen insanlık… Bunların hiçbiri emperyalist sermaye ve politikacılar için geçerli bir değer taşımıyor. Onlar için tek geçerli ölçüt, daha fazla kar ve daha geniş hakimiyet alanı.

Ahmed eş-Şera BM kürsüsündeyken, Suriye’de yandaşları Alevi halkına yönelik katliam çağrıları yapıyor. Onu oraya çağıranların, Suriye’de bu katil cihatçıların farklı inanç ve halklara karşı düzenledikleri katliamları gündemlerinde yok. Onların tek gündemi, hükmetmek, kar ve hakimiyet alanını genişletmektir.

Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı’nın Ahmed eş-Şera ile gerçekleştirdiği görüşmeler, emperyalistlerin çıkar ilişkilerini ve halkların acılarını hiçe sayan politikalarını açıkça ortaya koyuyor. ABD ve Fransa liderleri, bölgedeki çıkarlarını güvenceye almak için kanlı geçmişe sahip bir katili uluslararası platformlarda sahneye çıkarmaktan çekinmiyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da BM Genel Kurulu sırasında Ahmed eş-Şera ile görüşerek SDG’nin 10 Mart anlaşmasını uygulamaya koyması gerektiğini ifade etti. Şera, anlaşmayı uygulamaması hâlinde Türkiye’nin yeni bir askeri operasyon düzenleyebileceğini açıkladı. Bu, BM’nin ve emperyalist aktörlerin “barış ve istikrar” maskesinin ardındaki gerçek niyetini gözler önüne seriyor; bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda kontrol etmek istiyorlar.

BM Suriye Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt liderliğindeki yetkililerle Türkiye destekli gruplar arasındaki gerilimin siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini vurgulasa da, gerçek çözümün uluslararası masalarda değil, halkların kendi mücadelesinde yattığı açıktır. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Kürtlerin uluslararası arenada temsil edilmesi gerektiğini söylese de, Türkiye’nin olumsuz tutumu bahane gösterilerek bu çabaları engelliyor. Kürtler, emperyalist güçlerin iki yüzlü oyunlarında hiçbir zaman gerçek temsil ve söz sahibi olamıyor.

Gerçek kurtuluş ne BM salonlarında ne emperyalist masalarda ne de onların kurduğu sahte platformlarda elde edilemez. Gerçek özgürlük ve eşitlik, halkların kendi öz gücüne dayanarak, emperyalist baskılardan bağımsız yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle kazanılır. Kürt halkının ve bölgedeki diğer halkların mücadelesi, ancak eşit, özgür ve bağımsız birliktelik temelinde anlam kazanacaktır.

BM’de sahneye çıkan Ahmed eş-Şera ve benzeri isimler, emperyalist çıkarların temsilcisi olarak varlıklarını sürdürürken; halkların gerçek kurtuluşu, kendi örgütlenmesi, kendi özgür iradesi ve kendi mücadelesinde yatar. Kürt halkının yürüttüğü mücadele ve ödediği bedeller sonucu bugüne kadar hiçbir uluslararası platformda gerçek temsiliyet verilmedi. Oysa Cenevre’de ve BM’de hep bu tür çeteler sahneye çıkarıldı. Emperyalist ve Siyonistlerin övgüleri değil, halkların eşit ve özgür bir arada yaşayacağı mücadele gerçek kurtuluş yolunu gösterir.

Dünya halkları, kan ve zulüm üzerinden kurulan bu sahte platformlara değil, kendi özgürlük yoluna güvenmek zorundadır.

Önceki İçerikBirleşmiş Milletler zirvesinde bir kez daha Filistin halkının kanı, canı sermayeye meze edildi
Sonraki İçerikTEK ADAM REJİMİNİN ÇARESİZLİĞİ: EMPERYALİST EFENDİLERDEN MEŞRUİYET ARAYIŞI