10. yılında Rojava devriminin zaferi, dünya ezilenlerin zaferi…

Rojava devrimi 10. yıl dönümünde de faşist sömürgeci devlet Kürt özgürlük mücadelesine ve kazanımlarına dönük saldırılarını yoğunlaştırarak sürdürdüğü süreç tüm yoğunluğuyla devam ediyor. Yaşadığı derin kriz ve yönetemez durum karşısında her zaman olduğu gibi savaş, ırkçılık, halklar arası düşmanlığı körükleyerek kitleleri manipüle etmekte. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” tezleriyle kodlanan faşist devleti, buna uygun olarak Kürt ulusal mücadelesini ezmek amaçlı politikalarının sonucu olarak Başur Kürdistan’ında bulunan Zap, Avaşin, Haftanin ve Metina’dan, Şengal’den Rojava’ya uzanan genişçe bir coğrafyada aralıksız sürdürüyor. Başu Kürdistan topraklarını bombalıyor, kimyasal silah kullanıyor, işgal ediyor, üsler kuruyor. Şengal, Rojava topraklarını kesintisiz bir biçimde karadan ve havadan bombalıyor.

ABD’nin başını çektiği uluslararası güçler “IŞİD’e Karşı Küresel Koalisyonun güçleri” adı altında Rojava devrimini yok etme peşinde. “Havuç sopa” politikasıyla devrimi boğma ve kendi güdümüne alma çabasında. “Türkiye’nin kaygılarını anlıyoruz” adı altında devrime karşı faşist sömürgeci TC’yi hep bir sopa olarak kullanmaktadır. ABD’nin denetiminde olan Rojava’nın bir kısım ve Irak hava sahası Türk İHA, SİHA ve savaş uçaklarına açık, sürekli saldırılarını rahatlıkla sürdürmektedir. ABD eski ve yeni yönetimi Türk devletinin ve Erdoğan iktidarı Kürt halkına karşı uyguladığı inkâr, asimilasyon ve soykırım politikalarına destek vermeye devam etmektedir.

Rojava devrimi 10. yılında

Tunus’ta başlayan Arap Baharı, Mısır ve Libya’da iktidarları yıktıktan sonra Suriye’ye sıçradı. Mart 2011’de Suriye’de başlayan sivil gösterileri, Kürtler başlangıçta izlemekle yetindiler. Bir tarafta baskısı altında inledikleri rejim, diğer tarafta Kürtleri Suriye’nin etkin bir siyasal aktörü olarak kabul etmeyen Sünni ağırlıklı Arap blok, Kürtlerin Üçüncü Yol adını verdikleri siyaseti izlemelerini beraberinde getirdi.

15 Mart 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşında Kuzey Suriye halkları, DAİŞ karanlığı ve Esad rejimine karşı 19 Temmuz 2012’de kendi kaderini tayin edeceği üçüncü bir yolun temellerini attı. Kobanê’de başlayan üçüncü yol inşaası Rojava Devrimine dönüşerek sadece Kürt halkı için değil aynı zamanda Suriye’de yaşayan Araplar, Türkmenler, Ermeniler ve Süryaniler için de umut olmuştur.

21. yüzyıl ve Ortadoğu coğrafyası düşünüldüğünde Rojava Devrimi insanlık için yeni bir umut meşalesi oldu. Tüm dünya devrimcileri, emekçileri, ezilenler ve Ortadoğu’daki halklar açısından üçüncü bir cephenin mümkün olduğunun cevabıydı.

Rojava Devrimi’nin ilk meşalesi 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de yakıldı.

Uluslararası emperyalist güçlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme ve halklarımızı birbirine kırdırma savaşında kendisine yeni alan açma fırsatı yakaladığını sanan faşist Türk devleti çeteler vasıtasıyla Kürt halkına karşı topyekûn savaş başlattı.

Başta El-Nursa olmak üzere ardından DAİŞ ve diğer çetelere her türlü desteği ve katkıyı sunarak bir yandan Ortadoğu’da yeni Osmanlıcılık hayallerini gerçekleştirmek isterken, diğer yandan Kürt özgürlüğünü bastırmak, Kürtleri köle statüsünde tutmanın çabasındaydı.

Kobanê‘ye de bu amaçla çeteleri saldırtan ve her türlü desteği sunan faşist-sömürgeci TC, “Kobanê düştü düşecek” derken asıl olarak Kobanê de düşüşe başlayan, yenilginin yoluna giren DAİŞ’le birlikte faşist Türk devleti ve onun başındaki Erdoğan’dı.

Tüm halklarımızı karanlığa, umutsuzluğa gömmek isteyenler karşısında destansı ve büyük fedakârlıkla, ağır bedeller ödenerek kazanılan Kobanê zaferi sadece Kürtlerin değil karanlık karşısında tüm insanlığın aydınlık zaferi olmuştur.

Bunun içindir ki, yıllardır başarmanın tekrardan mümkün olduğunu görme özlemi içinde olan tüm dünya ezilen, sömürülen ve zulüm altında ki tüm halklar kenetlenerek Kobanê’ye sahip çıktılar. Rojava Devrimi başarmanın mümkün olduğunun bir kez daha müjdecisi oldu.

Kürt özgürlük mücadelesiyle Türkiye devrim mücadelesinin yan yana birlikte akması gerektiği bunun başarılmadığı noktada zaferin mümkün olmayacağının göstergesi oldu. 2006 yılında Zap’ta yaptığı konuşmasında Orhan Yılmazkaya yoldaşın dediği gibi; “biz şehit düşeceğiz ama bizden sonrakiler bizim ayak izlerimizi takip edeceklerdir…” söyleminin Rojava Devrimi ve Kobanê’de ete kemiğe bürünmesidir. Türkiyeli devrimciler Kürt yoldaşlarıyla Rojava Devrimi’de diğer uluslarda devrimcilerle birlikte mevzide yerini aldılar. İspanya iç savaşından Filistin’e uzanan, yok olmakla yüz yüze gelen enternasyonalist dayanışmanın yeniden yaratılmasıdır. Bu aynı zamanda ismi bilinen ve bilinmeyen yüzlerce şehidimizin halklarımıza birlik ve mücadele masajıydı.

Rojava Devrimi ve Kobanê zaferi YPJ nezdinde bir Kadın devrimi ve dünya Kadınlarının mücadele coşkusu, azmi, öncüsü ve erkek egemen sistemi karşısında Kadınların yaşamı yeniden yaratabileceğinin göstergesi olmuştur.

Bunun içindir ki;

Rojava zaferi kurtuluşun mümkün olduğunun müjdecisi…

Rojava zaferi Kürtlerin özelde orta doğuya, genelde tüm halklara geleceğin, özgür yaşamın müjdesidir…

Rojava faşist erkek egemen sisteme karşı kadınların zaferidir…

Rojava zaferi genelde tüm emperyalist güçlerin, özelde DAİŞ ve onun destekçisi uluslararası güçler ve faşist sömürgeci TC’nin yüzüne bir tokattır, yenilgilerinin başlangıcıdır…

Rojava zaferi emperyalist, kapitalist faşist diktatörlüklere karşı mücadele edenlerin siper yoldaşlığı, kanlarının yan yana aktığı, enternasyonalizmin yeniden ete kemiğe büründüğü gündür…

Rojava Devrimi’nin 10. yıldönümünde orada kahramanca savaşan, bedel ödeyen ve bugün Rojava da bu savaşı sürdüren, şehit düşenlerimizin bizlere çağrısı Kobanê ruhuyla, Kobanê coşkusuyla faşist, şeriatçı DAİŞ ve onun yandaşı faşist Erdoğan diktatörlüğüne karşı mücadeleyi yükseltmektir. Rojava Devrimi’ni savunmak ve onu korumanın biricik yolu her alanda bu ruh ve coşkuyla mücadeleyi yükseltmek, her alanı mücadele alanına çevirmektir.

BİJÎ ROJAVA!

BİJÎ BERXWEDANA YPG-YPJ!

YAŞASIN SAVAŞKAN SOSYALİZM!

YAŞASIN ENTERNASYONALİST DAYANIŞMA!

YAŞASIN ÖZGÜR VE DEMOKRATIK KÜRDISTAN!

18 TEMMUZ 2022

Önceki İçerikRojava’da Doğru Yolda
Sonraki İçerikSuruç Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin yakınları: Biz 7 yıldır aynı kabusu yaşıyoruz