Suriye’de son dönemde yoğun askeri hareketlilikler yaşanıyor. Türk devleti ve Şam hükümetinin İdlib’e yaptığı yoğun askeri sevkiyatların sonuçta nereye varacağı ise belirsizliğini koruyor.
İdlib, Halep, Lazkiye ve Hema’nın bir bölümünü içeren ‘güvenlikli bölge’ içinde son dönemde sürekli olarak çatışmalar yaşanıyor. Ağustos’la birlikte başlayan hareketlilik ise üst düzeye çıkmış durumda.
Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin ve Erdoğan arasında yapılan görüşmelerin ardından tansiyonun düşmesi beklenirken, aksine Şam hükümet güçleri, Rusya’nın desteğiyle İdlib’de bombardımana hız verdi.
Bu gelişmelere eş zamanlı olarak Türk ordusu da İdlib’e yoğun askeri sevkiyat gerçekleştiriyor. Bir süre önce 200 araçlık Türk askeri konvoyu Xirbet Coz kapısından İdlib’in batısına giriş yaptı. Askeri güçler Zawiye Dağı’na doğru harekete geçti.
Türk devleti yakın zamana kadar Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı tehditlerinde bulundu. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, tehditlerini uygulamaya geçirmek açısından zemin yoklamaya devam ediyor. Astana taraflarıyla bu konuda 17’nci toplantıda bir araya gelse de, gelişmeleri izlemekle yetindi.
‘YEREL GÜÇLERİN ÇATIŞMALARI YAŞANANLARI ORTAYA ÇIKARIYOR’
Suriyeli siyasi analist Malik El Hafiz, hareketlenmeye dikkat çekerek, “Rusya-Türkiye arasında kuzeybatı Suriye konusunda yaşanan anlaşmazlıklar, ABD-Türkiye arasında Suriye dosyasında yaşanan anlaşmazlıklar ve diğer tarafların çelişki yaşadığı dosyalar Suriye’de gelişmelerin ivme kazanmasına neden oluyor. Rusya ve Türkiye İdlib konusunda kalıcı bir anlaşmaya varma çalışıyor. Burada çözülemeyen konu ise terörist grupların durumu. Tarafların anlaşmaya varmasının önündeki en büyük engel ise, Heyet Tahrir El Şam dosyasının çözüme kavuşturulması” yorumunda bulundu.
Türk devletinin Suriye’nin kuzeybatısında Heyet Tahrir El Şam ile iş birliğine devam etmeye çalıştığına dikkat çeken Malik El Hafiz, Türkiye’nin bu yönlü girişimlerinin sürdüğünü kaydetti. El Hafız, Türkiye’nin yeniden Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük artan tehditlerinin de ABD ile yaşadığı kötü ilişkiler ve Rusya ile anlaşamamasının sonucu geliştiğini, buna karşın Rusya’nın da Şam hükümet güçlerini ülkenin kuzeybatı ve hatta kuzeydoğusuna yönlendirmeye çalıştığını belirtiyor.
RUSYA’NIN TÜRK DEVLETİNE MESAJLARI
Şam hükümeti güçleri birkaç gün önce Rus askeri teçhizatlarının eşliğinde Bab’a büyük askeri sevkiyatlar yaptı. Bu konuya da bir dipnot ekleyen Malik El Hafiz, hükümetin kuzeybatı ve kuzeydoğuya dönük askeri sevkiyatlarının gerçekleştiğini, fakat bunun da Rusya’nın oluru ve istemiyle gerçekleştiğini kaydetti. El Hafiz, “Kuzeybatıda; Rusya Türkiye’ye direkt ve dolaylı mesaj veriyor. Bu mesajlardan Rusların Türkiye’nin terörist gruplarla olan ilişkisinden rahatsız olduğu sonucunu çıkarabiliriz” ifadelerini kullandı.
El Hafiz, “Rusya, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de egemenlik alanlarını genişletmesine izin vermeyecek” derken, Rusya’nın Suriye’nin kuzeybatısındaki çıkarlarını olduğu kadar QSD ve Özerk Yönetim’in çıkarları da koruduğunun işareti olduğunu iddia etti.
El Hafiz, “Rusya aynı zamanda ABD’nin tavırsız kalmasını da kendisi açısından çok iyi kullanıyor. ABD’nin de kısa süre içinde Kuzey ve Doğu Suriye ile genel olarak Suriye dosyasına ilişkin daha net tutum takınacağına inanıyorum” dedi.
Bab ve Türk devletinin işgali altında olan diğer bölgelere askeri sevkiyatların sürmesinin olağan olduğunu belirten Malik El Hafiz, aynı sevkiyatların Girê Spî ve Serêkaniyê’de olabileceğini, mevcut siyasi gerilim ortamında bu tür askeri mesajların gelişebileceğinin altını çizdi.
Sürecin oldukça kritik olduğunu, fakat bu krizden kurtulmak için bazı imkanların da olduğunu belirten Malik El Hafiz, “Bu sorun bir düğüm haline geldi. Fakat bunu aşmak zor değil ve Rusya şu anda bunu yapmaya çalışıyor. Bu süreci aşmanın bir diğer yolu ise, ABD ile anlaşmaktır. Fakat ABD ve Türkiye arasındaki anlaşma da karmaşık” dedi.
ABD-Rusya yakınlaşması ihtimalinin daha ağır bastığını ve bu yönlü olası bir gelişmenin Rusya ile Türkiye arasında büyük çatışmaya neden olacağını savunan El Hafiz, “Biden’ın önümüzdeki süreçte Kuzey ve Doğu Suriye’ye destek vermeye devam etmesi durumunda, Türkiye’nin rolü gittikçe azalacak. Aynı zamanda Biden, Türkiye ile görüşmelerini sınırlı tutacak” ifadelerini kullandı.
‘ŞAM HÜKÜMETİNİN İDLİB VE LAZKİYE KIRSALINDAKİ HAREKETLİLİĞİ ARTABİLİR’
Şam hükümet güçlerinin sadece İdlib’e doğru hareket edeceğini kaydeden Malik El Hafiz, bu hareketliliğin de Türkiye ile yapılacak anlaşmalara bağlı olduğunu ve hareketliliğin de Lazkiye’nin kuzey kırsalında gelişebileceğine işaret etti.
El Hafiz, değerlendirmesinde, “Tehrir El Şam çetelerinin, Çeçenistanlı cihatçı grupların kontrolü altındaki bölgelere ulaştığını gördük. Önümüzdeki süreçte hükümet güçlerinin Lazkiye’nin kuzey kırsalı ile M4 Karayolu civarındaki bazı bölgelere ulaşacağını düşünüyorum.”
Rusya ve Türk devleti arasındaki çatışmaya da dikkat çeken Malik El Hafiz, “Türkiye, Rusya’nın yaklaşımından duyduğu rahatsızlığı gösteriyor. Buna karşı gidip Ukrayna ile anlaşıyor. Rusya ise Türkiye’ye karşı Libya veya Azerbaycan kozunu oynuyor” dedi.
“Suriye’nin kuzeybatısı ile kuzeydoğusunda terörist gruplar üzerinden çelişki ve çatışma var. Fakat bu Türkiye ile Rusya’nın birbirlerine en teşkil edeceği anlamına gelmez” diyen Malik El Hafiz, asıl çatışmanın egemenlik konusunda olduğunu, ABD’nin de burada önemli bir faktör olduğunu hatırlattı.
Rusya’nın bombardımanlarının Suriye’nin kuzeyinde bir hareketlilik istemediği anlamına geldiğini belirten Malik El Hafiz, durumun yapılacak pazarlık ve egemenlik alanlarının paylaşılmasına bağlı olarak şekil alacağını, olası çatışmaların süreci tayin etmeyeceğin belirterek, ‘’Rusya-Türkiye çatışmasının ana faktörü ABD’dir. Eğer ABD, Rusya’ya daha fazla taviz verirse Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki rolü de netleşir” dedi.
‘GÜÇ DENGELERİ DEĞİŞTİ’
Erdoğan ve Biden’ın gerçekleştirdiği son görüşmede de Malik El-Hafiz’a göre Kuzey ve Doğu Suriye dosyasına ilişkin doğrudan sonuç alınmadı. Öyle ki, görüşme sonrası Türk devletinin saldırı tehditleri yönlü üslubunda değişim görüldüğünü ifade eden El Hafiz,‘’Türk devleti eskiye oranla keskin dil kullanmıyor, bu şekilde tehdit savurmuyor. Erdoğan-Biden görüşmesinde hiçbir askeri operasyonun olmaması ve bölgedeki istikrarda devam edilmesi sonucu ortaya çıktı.Ama pratikte olabilecek bazı şeyler açıklanmadı. Tabi burada dikkat çekmemiz gereken konu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük askeri operasyon tehdidini durdurmaktır. Bir diğer önemli nokta da Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ABD ile Türkiye arasında ortak bir çalışma grubu olduğunu belirtmesidir” dedi.
Malik El-Hafiz, iki taraf arasında kördüğüm haline gelmiş sorunların tartışılması için diplomatik bir görüşmenin olmasının ABD’nin zayıf düştüğü anlamına gelmediği, aksine bu dosyalarda kontrol mekanizmalarının kurulduğunu ve gücün ABD elinde olduğunu kaydetti.
Hafiz, ‘’Elbette iki tarafın ortak diyalog çalışması, Suriye dosyasında sakinliğin olduğu anlamına geliyor. Durumun askeri operasyonlara veya tehditlere değil, istikrara doğru ilerlediğine inanıyorum” dedi.
Olası saldırılara dair sıkça gündeme gelen Türkiye’nin Moskova ve Washington’dan onay alıp almadığına dair ise, şöyle konuştu, “Türkiye, Efrîn’de 3 yıl önce aldığı onayı alamadı. Bunun birçok nedeni var. Güç dengesi değişti, hükümet güçlerinin konumlandırılması da 2018 ile 2021 arasında değişti. Yeni bir ABD yönetiminin varlığı Türkiye’nin alacağı kararlar üzerinde önemli bir faktör.”
‘YÜZÜNÜ KARA ÇIKARMAMAK İÇİN ÇABALAYACAK’
Gerilimli durumdan Rusya’nın da faydalanmaya çalıştığını, Türkiye’den gelen tehditleri Kuzey ve Doğu Suriye’de yayılmada kaldıraç olarak kullanmak istediğine işaret eden El Hafiz, “ABD Türkiye ile anlaşmayacaktır, Rusya-ABD çelişkileri olduğu için değil, bölgedeki güç dengelerinin değişeceği için aralarında bir uzlaşma olmayacak. Türkiye’nin saldırı tehditleri ardından askeri bir operasyon gerçekleştireceğini düşünmüyorum. Bir saldırı olsa bile bu süreçte olmayacaktır. Sadece saldırı tehditleri ardından yüzünü kara çıkarmamak için varolan cephelerde çabalarına devam edecek” dedi.
‘KIŞKIRTMALAR GENİŞ BİR SAVAŞA NEDEN OLMAYACAK’
Olayların gidişatına göre Biden yönetimin yaklaşımını değerlendiren Malik El-Hafiz “Washington, Şam’a karşı politikasını değiştirdi. Şu ana kadar Suriye’ye yönelik sert bir politika uygulanmıyor” diyerek, “Yaşanan son gelişmeler ve alınan tavırlar kışkırtıcı fakat gerilim ve geniş bir savaşa neden olmayacak” şeklinde konuştu.
09 Kasım 2021
ANHA