Üç fidan, mücadelemizin öncüleri Deniz, Yusuf, Hüseyin’i andığımız bu gülerde, konser yasaklarının kaldırılması ve sanat üzerindeki faşizan devlet baskılarının son bulması talebiyle Helin Bölek ile birlikte başlattıkları ölüm orucuna 323’üncü gününde yapılan görüşmeler sonucu eyleme ara verip tedavi için kaldırıldığı hastanede şehit düşen Grup Yorum üyesi bas gitarist İbrahim Gökçek’in sonsuzluğa çıktığı haberi geldi. Daha önce Helin Bölek direnişin 288. gününde ölümsüzleşmişti.
Bazen söz’ler biter, boğazlar düğümlenir ne sözlerin anlamı kalır ne de hayatın. Ahmed Arif deyimiyle; “Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız bahçeleriniz bahar görmesin.” Bu halkın gelecegi olan çiçek gibi insanların hayatını çaldınız!
İbrahim gitti, şimdi boynu bükük türküler İbrahim’in ardından daha hüzünlü ve öfkeli. Bu türküler ve halkların ezgileri sizlerin korkulu rüyası olmaya devam edecek. Siz halkın ve türkülerin düşmanları faşist iktidarlar, siz öldürdükçe türküler daha gür çağlayacak.
Cezaevinde ölüm orucu direnişine başlayan İbrahim Gökçek mahkemede “Ben kimim? Halil İbrahim Gökçek. 15 yıllık Grup Yorum emekçisiyim. Mahsuni Şerif, Pir Sultan nasıl sanat yaptılarsa aynısını yapmaya çalıştık. Saray soytarısı olmadık. Besteler yaptım, bas gitar sanatçısıyım. Onlarca konserde yüzbinlerce insana konser verdim. 2016’daki OHAL’e kadar böyle devam etti.
…
“Grup Yorum’a saldırılar son verilmeli. Grup kurulduğunda 5 yaşındaydım, hala devam ediyor, bugün 35 yaşında. Kaç iktidar geldi geçti, devam ediyor. Grup Yorum böyle susmaz. Sanatını yapmak için ölümü göze almış insanlar varken susmaz. Helin Bölek’le ben varız. Bugünün Türkiye’sinde sanat yapmak için ölümü göze aldık.
2017 yılında Grup Yorum’a büyük bir siyasi linç başladı. FETÖ’nün darbesini fırsat bilen AKP iktidarı, ülkedeki tüm muhalefet güçlerine saldırmaya başladı. Mükellefi olduğum İdil Kültür Merkezi 12 defa basıldı, piyano tuşları tek tek parçalandı, gitarlarımız kırıldı. Bu düşmanlık için ne yaptık biz? Tüm bunları türküler söylemeye devam ettiğimiz için yaşadık. Türkülerimizin susturulmasını konserlerimizin yasaklanmasını kabul etmiyorum.
Bugün 14 Şubat, Sevgililer Günü kutlamayız ama bugün evlilik yıldönümümüz. Eşimle birlikte yargılanıyordum dosyaları ayırdılar, o bugün buraya gelemedi göremedim onu. Dışarıda olsaydık yoksul halk çocukları olarak belki bir turşu suyu içme fırsatımız olurdu ama bu da elimizden alındı. Evliliğimizin beş yılının dört yılı hapishanelerde geçti, bu düzene lanet olsun.
Sıkıyönetim mahkemelerini gördük. DGM’leri gördük. Müptezel Zekeriya Öz’ü gördük. Şimdi de sizi görüyoruz. Biz 12 Mart balyozundan bu yana bu mahkemeleri görüyoruz.
Halkın hak ve özgürlüklerini ezdirmeyeceğiz. Haklar halkça, bizce kazanılır. Kan dökülerek kazanılır. Sonra birtakım vekiller bunları yasalara geçirirler. Mecburen yasalara yazarlar ama asla gerçek anlamda uygulanmazlar.
Peki, bizim avukatlarımız nerede? Yan hücremizde kalıyorlar. Halkı savunan, doğayı savunan avukatlarımız yan hücrede kalıyorlar. Ama onları hapsetseniz bile halkın savunulmasını engelleyemezsiniz.
Kararınız baştan belli olduğu için hukuki prosedürleri tamamlamak bile size zul gelebilir. Biliyoruz. Sizin hukuki yargılama yapacağınıza da tarafsızlığınıza da güvenmiyorum. Sizi reddediyorum. Tahliyemi, arkadaşlarımın tahliyesi ve beraatlarını talep ediyorum…’’
Herkesin ölümden kaçtığı, sanat sanatçılık adına saraya kul köle olanların olduğu bir dönemde halkın sanatçıları, halktan emekten yana onurları için ölüyorlar… Onuru için, haklılığı için, adalet için ölüyorlar, tüm insanlık için ölüyorlar, tarih ve halklarımız onları asla unutmayacak…
Onlar ezilenlerde, halklardan, gerçeklerden yana, halkın sanatçısı olmanın verdiği tarihsel haklılıklarıyla bu uğurda her bedeli göze alanlardı. Halkın sanatçısı olmanın bedelini tüm yaşamları boyu yaşayarak bilenlerdi. Bunun için bizlere;
‘’Hoşça kalın dostlarım benim, hoşça kalın!
Sizi canımda, canımın içinde
Kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın dostlarım benim
Hoşça kalın…’’ diyenlerdi.
Ölümsüzleşen İbrahim Gökçek Gazi Cem Evi’nde düzenlenen cenaze törenine binler katıldı, naaşı kızıl bayraklara sarılarak hep bir ağızdan Grup Yorum marşları söyleyerek İbrahim’i uğurladı.
Binlerin katıldığı törene, İbrahim Gökçek’in ailesi, ölüm orucunda yaşamını yitiren Grup Yorum üyesi Helin Bölek ve adil yargılama talebiyle ölüm orucunda yaşamını yitiren Mustafa Koçak’ın aileleri yanı sıra çok sayıda sanatçı, siyasi parti temsilcisinin de katıldığı törende üzerinde Grup Yorum yazılı fularlar takıldı. Törende sık sık, “İbrahim Gökçek ölümsüzdür”,” Helin Bölek ölümsüzdür”, “Mustafa Koçak ölümsüzdür”, “Yaşasın ölüm orucu direnişimiz” sloganları atıldı.
Tarih sussa da,
İnsanlar sussa da,
Elbet de ezgileriniz hiç susmayacaktır.
İbrahim Gökçek, Helin Bölek, Mustafa Koçak ölümsüzdür!
Türküler susmaz halaylar sürer!
7 Mayıs 2020