Her yer 1 Mayıs, her yer mücadele alanı, Yaşasın 1 Mayıs

İsçi sınıfının birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı Covid-19 salgınının dünyada hüküm sürdüğü, milyonlarca insanın ölüm riskiyle karşı karşıya kaldığı ve on binlercesinin ölüme terkedildiği koşullarda karşılıyoruz. Emperyalist-kapitalist sistem insana, doğaya karşı düşmanca yürüttüğü politikalarının sonucu dünya genelinde insanlık zor ve sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Bunun yaratıcıları bu süreci de fırsata çevirmeye ve çalışan emekçi kesimlere karşı saldırı politikalarını doruğa çıkardılar. Yıllardır yok edemedikleri, sindirip teslim alamadıkları işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı yasaklamayı fırsata çevirdiler. Ve onların işbirlikçisi sarı sendikalar ve sendika ağaları işçi sınıfının değil ulusalar arası tekeller ve kapitalizmin hizmetinde olduklarını bir kez daha ort bu sürecide fırsata çevirmeye aya koyarak onlardan önce bu yasağın sahibi, savunucusu oldular.

Kâr hissiyle doğayı tahrip edenler, çalışan kesimi kölecilik koşullarında daha kötü koşullarda çalıştırmaları yetmedi. Covid-19 salgını karşısında aldıkları tüm tedbirler zenginleri, sömürücüleri koruma ve onlara destek tedbirleri iken, emekçileri çalışmaya zorlamaktalar. Halkın cebinden çaldıkları ve topladıkları vergileri ise tedbir adı altında tekellere, şirketlerin kasalarına aktardılar. Buda yetmedi, salgın karşısında tıbbi malzeme olan maske, dezenfektan, antiseptik gibi zorunlu ihtiyaçları fahiş fiyata piyasaya sürdüler. Tüm sağlık alanını öncelikle bunların hizmetine sundular. Çalışanlara ise bir tedbir almadan adeta kâr hisarlarıyla işten atmakta, çalışmaya zorlayarak ölüme sürüklediler.

Neo liberalizm politikalarıyla adeta bir bütün olarak insanlığı uçuruma sürüklediler. Her şey kâr için sloganıyla sağlık sistemini özelleştirenler toplumun sağlığı değil sermayedarlara alan açma, peşkeş çekmenin sonuçlarını yaşıyoruz. Öyle ya, onlar bir yanda silahlanmaya, savaşlara milyonlarca bütçe ayırırken, toplumun geleceğini rantçılara hibe ettiler.

Bu yaşananların yaratıcısı ve sorumlusu bu sistemdir. Halklarımızın karşı karşıya kaldığı ölüm riski, açlık, sefalet, yıkım, virüs salgını hepsinin sorumlusu artık çivisi çıkmış bu sistemdir.

Bir kez daha tarih insanlığın önüne tek kurtuluşun sosyalizmde oldugunu somut olarak koymuştur. Bu çürümüş, kokuşmuş sistemin insanlığa daha büyük felakten başka sunacağı hiçbir şey yoktur. İnsanlığın, doğanın, bir bütün olarak dünyanın kurtuluşu sosyalizmde olduğunu yeniden ispatlanmış oldu.

Sermaye sahiplerini korumak, onların kârlarına daha çok kâr katmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan kapitalist sistem, onlara her türlü kolaylığı sağlamakta, yaşanan koşullar nedeniyle çıkardığı tüm yasa ve aldığı tedbirler onları korumaya yönelik. Emekçileri, çalışan kesimleri ise ölüme sürüklemekte, tüm haklarını gasp etme peşindedir.

İşte bunlardan biride büyük bedeller karşılığı elde edilen dünya işçi sınıfının birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı yasaklamak oldu. Kuşkusuz ki, halklarımızın sağlık koşullarını dikkate alarak, onların bu yasağını boşa çıkarmak ve büyük bedellerle elde edilen 1 Mayıs’ı bu sisteme karşı öfke ve mücadele günü olarak kutlamaktan geri durmayacağız.

Bize düşen devrimci görevimizi yerine getirmektir. Yaşanan koşullara uygun, yeni mücadele yöntemleri ve araçları yaratarak, bulunduğumuz her alanda sokaklarda, meydanlarda evlerimizin balkonlarında 1 Mayıs’ta öfkemizi haykıracağız. 1 Mayıs’ın kızıl bayrağını dalgalandıracağız. Yaşananların yaratıcısı ve sorumlusu kapitalist sistemin olduğunu pankartlarla, duvar yazılarıyla, dövizlerle yaşadığımız alan koşullarına uygun olarak kızıla çevirelim, öfkemizi haykıralım.

Kahrolsun kapitalist-faşist sistem!

Yaşasın dünya işçi sınıfının birlik dayanışma mücadele günü 1 Mayıs!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Yaşasın sosyalizm!

Devrimci Cephe

21 Nisan 2020

 

 

Önceki İçerikNisan şehitleri ölümsüzdür!
Sonraki İçerikTarih, hafıza ve gelecek