Yaşadığımız coğrafyada büyük alt üstler ve yoğun bir savaş yaşanmakta. Bu alt üst ve savaşlarda iki cephede de öne çıkan kadınlar. Ortadoğu ve ülkemizde tarih boyunca olduğu gibi faşist rejimler kapitalist sistem yüz yıllardır kadına yönelik erkek egemen bakış ile davrandıkları gibi bugün AKP-DAİŞ nezdinde faşizmin kadını savaşta ganimet görme mantığı en üst boyutta yaşanmaktadır. Suriye ve Irak´ta Kürt, Ezidi, Alevi ve diğer azınlıktaki kadınlar kaçırılmakta. Köle olarak kullanılmakta, pazarlarda mal gibi satılmakta. Bu pazarlar ülkemizin bazı illerinde de oluşturulmuş durumda. Bunun destekçisi, finansörü AKP faşizmi bir yandan bunları desteklerken, diğer yandan Türkiye´de kadına yönelik her türlü aşağılamayı, kadınların yaşamına müdahale etmeyi kendinde hak bulmaktadır. Tüm toplumu teslim aldığı noktada biz muhalif kadınlarında bu pazarlarda köle gibi satacağının göstergesidir.
Son yıllarda kadın cinayetleri giderek artması iktidarın kadınlara yönelik, bedenlerine yönelik müdahalelerinden bağımsız değildir. Bugün bizler faşist iktidarın her türlü saldırısı, aşağılaması, köleleştirmesi, cinsel meta olarak toplumda yer almamız istenmektedir. Kendi yaşamımız ve bedenimiz üzerinde bizlerin değil de, erkek egemen zihniyetin faşist yöneticileri söz sahibi olmak istiyorlar.
Diğer yandan basta Rojava olmak üzere Ortadoğu ve kuzey Kürdistan´da bu zihniyet ve saldırılar karşısında tüm dünyada hayranlık yaratacak boyutta kadınlar destansı direniş göstermekte, kahramanlıklar yaratmaktadır. Faşizmin ve erkek egemen zihniyetini parçalamakta, yasamada ve bölgenin yeniden şekillenmesinde bu direnişleriyle söz ve karar sahibi olmaktalar.
Dünyanın yarısı kadınlarsa, yaşamın yarısı kadınlarsa yaşamda da kadınlar söz ve yetki sahibi olmak zorundalar.
Bugün ülkemizde toplumun tüm kesimlerine karşı soykırımcı bir savaş başlatan faşist rejim ve onun uygulayıcılarının saldırı ve zulümlerine en çok maruz kalanda biz kadınlarız. Anne olarak, kadın olarak her türlü saldırının hedefiyiz.
Yaşanan mücadele tarihleride göstermiştir ki, özellikle Kürt özgürlük mücadelesi pratiğinde olduğu gibi kadınlar mücadeleyi sahiplendi, kendi yasam ve bedenleri hakkında söz ve karar sahibi olduğu noktada her türlü zulmü yenebilmekte, tüm toplumun insanca onurlu bir yasam elde etmesi için basari tohumları ekmektedir.
Bugün basta biz kadınlar olmak üzere tüm toplum ortaçağ karanlığına gömülüp teslim alma, sindirme, köleleştirmek istenmektedir. Yukarda da ifade ettiğimiz gibi, basta bunun en büyük hedefi biz kadınlarız. Bu savaşta ölü bedenlerimiz alçakça teshir edilmekte, bizler savaş ganimeti, savaşta zevk aracı haline getirilmekteyiz. Bunun içindir ki Rojava´da olduğu gibi, Kürt Özgürlük mücadelesinde olduğu gibi biz hem yaşama, hem kendi özlük haklarımıza sahip çıkmadıkça bu faşist rejim ve erkek egemen sistem bizleri daha da köleleştirmek isteminden vazgeçmeyecektir.
Bunun içindir ki başta biz kadınlar mücadeleye daha çok sarılmak, daha çok örgütlenmek zorundayız. Bu topyekûn savaşa karşı erkek yoldaşlarımızla omuz omuza ortak mücadeleyi geliştirirken, bu mücadele içerisinde kendi özgün örgütlenme karar mekanizmalarımızla oluşturmalıyız. Bugün Halkarın Birleşik Devrim Hareketi içinde yer alan tüm kadın yoldaşların Halkarın Birleşik Devrim Hareketi Kadın Bileşenlerinin oluşması, gelişmesi tüm alanlarda karar ve söz sahibi olması bir zorunluluktur. Bunu başarmadığımız oranda hem Hakların Birleşik Devrim Hareketi, hem biz kadınlar ne kadar bedel ödersek ödeyelim, ne kadar mücadeleye coşku, kararlılık, fedakârlıkla yaklaşılırsak yaklaşalım, bu mücadele ve oluşumun en önemli yanının eksik kalması demektir. Bunun için başta Halkarın Birleşik Devrim Hareketi Bileşenleri içinde yer alan biz kadınlara çok daha önemli görev ve sorumluluk düşmektedir.
Bu sistemden rahatsız olan, bu sisteme karşı mücadele etmek isteyen, bu sistemin yerle bir olmasını isteyen farklı alan ve farklı örgütlenmeler içinde yer alan tüm kadın kurum ve örgütlerin de bu duyarlılıkla yaklaşarak Halkarın Birleşik Devrim Hareketi Kadın Bileşeniyle ortaklaşma, dayanışma, birlikte mücadele için çaba sarf etmeli/etmeliyiz.
Bizler Devrimci Kadın Cephesi olarak bu perspektif bakış açısıyla tüm kadınlara bir kez daha diyoruz ki örgütlenelim, birleşelim, savaşalım, kazanalım.
Devrimci Kadın Cephesi
3 Aralık 2016