Altı devrimci kadın, altı yürek, altı kızıl karanfil

Selam olsun

Kavgayı destanlaştırıp

Güneş ülkesini zapt etmeye koşanlara

Selam olsun

Yürekte kin

Elde silah

Ateş çemberinden dimdik geçenlere

Selam olsun sizlere

Selam olsun direnç çiçekleri

Selam olsun sizlere

Kanla yazılıyor halklarımızın özgürlük mücadelesinin tarihi. En önde yürüyenler, ateş çemberine ilk atılanlar düşüyorlar en önce. Umutla, inançla, dirençle besliyorlar toprağı. Karanfiller, yediveren gülleri, kardelenler daha gür, daha canlı boy versinler diye kanlarıyla suluyorlar.

Hey yoldaşım, umudum, sevdiceğim; geleceği halkımın

bir sevincine yüreğimi veresiyim…

Hey gülüm, dostum, candaşım;

bir gülüşüne canımı veresiyim…

Böylesine sakınırım seni ve gülüşünü ve sevincini

kendimden bile sakınırım sımsıcak umutlarını

Varsın gülüşüne binlerce kurşun sıksın ölüm

Unutmayasın ki umuda kurşun işlemez gülüm…

Nasıl kıyılır yedi veren karanfillerin gülüşüne? Yaşamlarını bir su damlası duruluğunda, güne yeni gülümseyen bir tomurcuk saflığında ve baharı karşılayan bir kelebek coşkusuyla şiirleştirenlere nasıl kıyılır? Onlardı ömrünü halklarımızın kurtuluşuna adayanlar. Kavganın en ön saflarındaydı onlar. İşkence tezgahlarının, Diyarbakır zindan vahşetlerinin boyun eğdirilmediği kadın özgürlükçülüğün öncülerinden PKK kurucularından, yaşamını mücadeleye adamış direnişiyle, yaşamıyla destanlaşan Kürdistan’ın kızıl Rozası Sakine Cansız dağların Sara Dersim’i…

Soykırımcı, sömürgeci Türk devletinin Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesi karşısında yaşadığı çaresizlik, içine girdiği çıkmazdan PKK yönetimini hedeflenmiş Kürt özgürlük mücadelesinin simgesi olan Sakine Cansız’ı hedef seçmiştir. Avrupa devletleri iş birliğiyle 9 Şubat 2013’te Paris’te ‘’demokrasi ve medeniyetin başkenti’’ dedikleri ‘’uygarlıklarının beşiğinde’’ 3 kızıl karanfil, 3 devrimci kadın, Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan alçakça katledildiler. Bu katliamın asıl failinin faşist TC ve onun başındaki R.T. Erdoğan, MİT müsteşarı Hakan Fidan ve onların iktidarı olduğu kadar başta Fransız devleti olmak üzere Emperyalist haydutların hepsidir. Katliamın altıncı yılında ortaya çıkan yeni belgelerde göstermektedir ki, hepsi şu veya bu şekilde bu katliamdan haberdar ve içindedir.

Şehirlerin yakılıp yıkılması, yüzlerce sivilin katledilmesi, her türlü kirli savaş yönteminin kullanılarak Kürt halkının özgürlük mücadelesine saldırıldığı süreçte bu kez de 5 Ocak 2016’da Sakine’lerin ardından Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar, 3 karanfil yürekliyi Silopi de Türk devletinin çeteleri tarafından katledildiler.

Türk devleti AKP-MHP iktidarının tüm imkanlarıyla saldırdığı halde karşısında kendi sonunu getirecek bir direnişle karşılaşmıştır. Sakine Cansız’ın Amed (Diyarbakır) zindanında gösterdiği direniş ruhu, mücadele geleneği, coşku ve inancı bugün her yerde kök salmıştır.

Başta kadınları, gençler, tüm devrimci, demokrat anti-faşistlerin AKP-MHP faşizmini yenilgiye uğratmak için bulundukları her alanda mücadeleyi yükseltmek, Özgür Kürdistan ve Demokratik Türkiye bayrağını daha yükseklere çekerek AKP-MHP faşizmini yerle bir etme çabasında yoğunlaşmalıdır. Bunu başardığımız oranda 6 devrimci kadının mücadelesini zaferle taçlandırmış olacağımız gibi, onların vasiyetini yerine getirmiş, intikamlarını almış oluruz ancak.

Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz.

Devrim şehitleri ölümsüzdür.

Gülüm,

Boşuna ölmüyor insanlar

Eteklerinde

Zulmün kol gezdiği dağlarda

Yaşam hiçlenmiyor boşuna

Hele biraz düşün gülüm

Neye yeğlenebilir ki ölüm

Hele biraz düşün

Nasıl severek istenir

Şu yaşanılası dünyada ölüm…

Önceki İçerikBu ses isyanın sesidir, isyanın adı Leyla Güvendir
Sonraki İçerikEnternasyonalist Özgürlük Taburu Kırefe’yi andı