1 Mayıs Taksim’dir, Taksim 1 Mayıstır
Taksimde ısrar devrimcilikte ısrardır
Yaşasın işçi sınıfının mücadele-birlik-dayanışma günü 1 Mayıs, Bijî Yek Gulan
Faşizmin baskı, asimilasyon soykırım, işsizlik, zulmünün doruğa çıktığı ve aynı zamanda faşizmin karşısında direnişin kıpırdanmaya başladığı bir süreçte 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.
Dünya kaynıyor uluslararası emperyalist güçler ve onun içine girdiği çelişki, çatışmalarla ezilen halkların, emekçilerin gençliğin, kadınları bir bütün olarak toplumların sistemde rahatsızlıklarını sokaklara taşıdığı bir dönemden geçiyoruz. Amed zindanların başlayıp Türkiye zindanlarına, oradan Avrupa’ya yayılan Türkiye’deki ve Kürt halk önderinin üzerindeki tecridi kırma amaçlı başlatılan 7000’e ulaşan tutsak açlık grevinde. Fransa’da Sarı yeleklilerin direnişi sürüyor, küresel iklim eylemlerine yüz binler katılıyor ve “iklim değil sistemi değiştirelim” dövizleri yükseliyor, Sudan’da Ekmek zammına karşı sokağa dökülen kitleler diktatörlüğü yerle bir etti. Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’ya, Latin Amerika’ya, Ortadoğu’ya kısacası dünya kanıyor.
Emperyalist- kapitalist sistem halklara umut değil, zulüm, işkence yokluk-yoksulluk dışında bir şey sunamıyor. İşsizlik, sosyal hakların kısıtlanması, gelir düzeyinin her gecen gün düştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Çocuklara cinsel taciz ve tecavüzün arttığı ve emekçilerin, kadınların gençliğin hergün belirsizleşen gelecek umudunun sosyalizmde olduğu gerçekliğini yok edemiyorlar ve her gecen gün sosyalizm umudu daha bir gürleşiyor.
Ülkemizde tek adam diktatörlüğü adı altında süren açık faşist diktatörlük Türkiye oligarşisi tüm uygulamalarına rağmen içine girdiği çıkmazı aşamadığı gibi aralarında ki çelişki ve çatışmalarla parçalanmayla yüz yüze. Bu çatışma 2019 yerel seçimleriyle iyice doruğa çıkmış durumda. Büyük Ortadoğu hayalleri, bölgesel güç ve Kürt halkımız üzerinde başlattıkları savaş, ırkçı şovenist propagandaları artık kendilerine çare olmadığı gibi tüm bölge hakimiyeti, büyük devlet hayalleri da yerle bir oluyor.
Türkiye oligarşisi içine girdiği krizi ve sistemin çöküntü içinde olmasını açık fasist diktatörlükle de engelleyemiyor. Üzerinde var olmaya çalıştığı savaş ve dış politika da iflas noktasına gelirken, ekonomik olarak tam bir çöküntü içinde. Faşist şef Erdoğan’ın pahalığı mermi fiyatıyla kıyaslaması çöküntünün vardığı son noktadır.
Faşist sistem krizinden biraz da olsa nefes almak için isçilerin kıdem tazminatlarına göz dikmiş durumda. İşsizliğin, iş kazalarının dorukta olduğu, kadın cinayetleri, tecavüzlerin yaygın olarak çocuklara yönelmesi bu sistemin yarattığı şeriatçı sapkın ahlakın sonucudur.
Haklarımız birbirine karşı düşman, çekimser hale getirilmiş, Kürt düşmanlığı, azınlıklar düşmanlığı, laik anti-laik ikilemiyle korkunç bir kıskacına alınmış bulunmaktadır.
Toplum bir bütün olarak gelecekte umutsuz, yarınında güvencesiz hale getirildi, hak hukuk kavramları şeriatçı faşist diktanın iki dudağı arasından çıkacak kelimelere kilitlenmiş durumda.
Dünyada ve ülkemizde emperyalist – kapitalist sistemin yaşadığı kriz ve çıkmaz karşısında emekçilerin tek umudu sosyalizmde, insanlığın gelecegi sosyalizmdir.
Bunun içindir ki, faşizme ve tecride karşı, kapitalist sisteme, yokluk yoksulluğa karşı özgürlük, umut, gelecek sosyalizmde, umut sosyalizmde demenin günüdür.
Bunun içindir ki, sistemle uzlaşmak değil, kanla yazılan tarihimizde, isçi sınıfının kanını akıttığı, Taksimden vazgeçememek, devrimde, devrimcilikte ısrarla, uzlaşmacılık, reformizm arasında kalın çizgilerle ayrım noktasıdır.
1 Mayıs faşizme tecride karşı açlık grevcilerinin sesi olma günüdür.
1 Mayıs alanlara akma, faşizme medyan okuma günüdür.
1 Mayıs işçilerin, emekçilerin mücadele-dayanışma, faşizmden hesap sorma gündür.
1 Mayıs faşizme boyun eğmeme, diz çökmedik, teslim olmadık demenin adıdır.
Yaşasın sosyalizm, tek yol devrim sloganını yükseltmenin günüdür.
Devrimci Cephe
26 Nisan 2019